TANİN

TANİN II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde İstanbul’da yayımlanan siyasî gazete.

Müellif: Ömer Faruk Huyugüzel

Hüseyin Cahit (Yalçın) tarafından üç devrede toplam on yedi yıl çıkarılmıştır. İlk döneminde siyasî bakımdan çok etkili olmuş, 1 Ağustos 1908 – 31 Ekim 1918 tarihleri arası 3550 sayı neşredilmiştir. Gazeteyi çıkarma fikri, İttihat ve Terakkî Cemiyeti Merkez-i Umûmî üyesi Hüseyin Kâzım (Kadri) ve Tevfik Fikret’ten gelmiş, daha sonra Hüseyin Cahit’i de aralarına alıp yayıma başlamışlardır. Hüseyin Kâzım sermayedar olarak kısa sürede gazetenin binasını yaptırmış ve matbaasını kurmuştur. Tevfik Fikret, umduklarını bulamaması ve kırılgan yaratılışı yüzünden 26 Aralık 1908’de gazeteden ayrılmıştır. Sadece yazıların imlâsı ve mizanpajla ilgilenen Fikret’in ayrılışının ardından Hüseyin Kâzım da Serez mutasarrıflığına tayini dolayısıyla 1909 Şubatında müdürlüğü bırakınca imtiyazı, baştan beri bütün yazı işlerini üstlenmiş olan başmuharrir Hüseyin Cahit’e devredilmiştir. İttihat ve Terakkî’nin fikirlerine samimiyetle inanan Hüseyin Cahit’in cemiyetin politikaları paralelindeki tutumu, mücadeleci ve polemikçi kişiliği bütün neşir hayatı boyunca gazeteye damgasını vurmuştur. II. Meşrutiyet’te İttihat ve Terakkî’nin resmî yayın organı Şûrâ-yı Ümmet’e oranla cemiyetin çok etkili ve uzun süreli savunucusu olan gazete bundan dolayı cemiyetin yarı resmî yayın organı sayılmıştır. Bununla birlikte Hüseyin Cahit zaman zaman İttihat ve Terakkî’nin icraatını eleştirmekten geri durmamıştır.

Başlangıçta “ittihâd-ı anâsır” temelindeki Osmanlıcılık düşüncesinin, daha sonra “millet-i hâkime” fikrine dayalı Türkçülük idealinin savunulduğu, Prens Sabahaddin, Ali Kemal, Mizancı Murad, Rıza Nur ve Lutfi Fikri gibi muhalif fikir adamı ve gazetecilerle, ayrıca Rum ve Ermeni gazeteleriyle bazan çok şiddetlenen tartışmaların yapıldığı gazetenin yayımı bu tartışmalar yüzünden kesintilere uğramıştır. Gazete 31 Mart Vak‘ası’nda ilk ağır darbeyi almış, isyancılar Şûrâ-yı Ümmet’le birlikte Tanin’in matbaa ve idarehanesini tahrip ederek Meclis-i Meb‘ûsan önünde Hüseyin Cahit zannettikleri Lazkiye mebusu Mehmed Aslan’ı öldürmüşlerdir. Bunun üzerine Selânik’e kaçan Hüseyin Cahit, Tanin’i ancak Hareket Ordusu’nun İstanbul’a girmesinden sonra çıkarabilmiştir. Gazete İttihat ve Terakkî’ye muhalefetin arttığı, Hürriyet ve İtilâf Fırkası’nın teşkilâtlandığı 1911-1912 yıllarında Dîvân-ı Harb-i Örfî tarafından veya “Büyük Kabine” gibi İttihatçılar’a karşı hükümetlerce sık sık kapatılmış, ancak her defasında Cenin, Senin, Renin ve Hak gibi adlar altında yeniden çıkarılmıştır. Bu kapatılışlardan birinde Viyana’ya kaçmak zorunda kalan Hüseyin Cahit (Kasım 1912), gazeteyi İttihatçılar’ın Bâbıâli Baskını’nın ardından 31 Ocak 1913’te tekrar neşredebilmiştir. Fakat bu tarihten sonra artık iktidara tamamen el koyan İttihat ve Terakkî’nin bazı icraatlarını eleştirdiğinden gazetecilikten çekilmek zorunda kalmıştır.

İttihat ve Terakkî ileri gelenlerinin eleştiriden vazgeçmesi yolundaki rica ve baskıları, ayrıca devleti tehdit eden tehlikelerin gitgide büyümesi yüzünden Hüseyin Cahit’in Tanin’i 30 Ocak 1914’te İttihat ve Terakkî Fırkası’na devretmesiyle gazete fırkanın resmî yayın organı haline gelmiştir. Bu yıllarda, eski yazarlarından Muhiddin’in (Birgen) başmuharrirliğinde ve I. Dünya Savaşı’nın şartları içerisinde İttihat ve Terakkî liderlerinin fikir ve görüşlerini yansıtacak biçimde ve silik bir gazete şeklinde çıkmıştır. İttihatçı liderlerin ülkeyi terketmesinden bir gün önce de fırka 31 Ekim 1918’de gazetenin yayımına son vermiştir.

Bu dönemde büyük yankı uyandıran başmakaleleriyle yaygın bir şöhret kazanan Hüseyin Cahit’in yanı sıra gazete II. Meşrutiyet’in birçok ünlü kaleminin yer aldığı itibarlı bir yayın organı olmuştur. Hüseyin Cahit’in ardından en çok yazı yazan ve dâ-imî yazar kadrosunda bulunan gazeteciler Babanzâde İsmail Hakkı, İsmail Müştak (Mayakon), Muhiddin, Falih Rıfkı (Atay), Ahmed Şerif ve Âsım’dır (Us). Sıkça yazıları çıkan edebiyatçılar arasında Cenab Şahabeddin, Halit Ziya (Uşaklıgil), Halide Salih (Halide Edip Adıvar), Cemil Süleyman (Alyanakoğlu), Aka Gündüz ve Fazıl Ahmet’in (Aykaç) adları sayılabilir.

Tanin’in ikinci döneminde 14 Ekim 1922 – 16 Nisan 1925 tarihleri arasında ayrı seri numarasıyla 903 sayı yayımlanmıştır. Malta sürgününün ardından Avrupa’dan dönen Hüseyin Cahit, İtilâf devletlerinin işgalindeki İstanbul’da Tanin adına izin alamadığı için gazeteyi başlangıçta Renin adıyla çıkarmaya başlamış, 38. sayısında asıl adını alan gazete, Şubat 1924 – Mayıs 1925 tarihlerinde Le Tanine adıyla Fransızca olarak da yayımlanmıştır. Bu devrede Tanin, kısmen İttihat ve Terakkî kadrosunu toparlamak ve görüşlerini temsil etmek amacıyla neşredilmiştir. İttihatçı liderler, daha önce Avrupa’da yaptıkları toplantılarda Hüseyin Cahit’ten böyle bir gazete çıkarmasını istemişlerdir. Hüseyin Cahit’in Mustafa Kemal ve Ankara hükümetine karşı pervasız muhalefeti, gerek Lozan’a giden Türk heyetine gerekse hükümete yönelttiği tenkitler ve hilâfet konusundaki farklı görüşleri yüzünden gazete kısa sürede rejimin istenmeyen bir yayını haline gelerek çeşitli baskılara mâruz kalmıştır. Hüseyin Cahit, Ağa Han’ın halifeliğin önemini vurgulayan bir mektubu (1923) dolayısıyla diğer bazı İstanbul gazetecileri ve İstanbul Barosu başkanı Lutfi Fikri ile birlikte İstiklâl Mahkemesi’nde Hıyânet-i Vataniyye Kanunu’na muhalefetten yargılanmış, ancak beraat etmiştir (3 Ocak 1924). Fakat Şeyh Said İsyanı yüzünden çıkarılan Takrîr-i Sükûn Kanunu’ndan sonra tekrar İstiklâl Mahkemesi’nde yargılanmıştır. Gazetenin kuruluşundan itibaren desteklediği Terakkîperver Cumhuriyet Fırkası merkezinin İstiklâl Mahkemesi kararıyla aranması, “Dün gece Terakkîperver Fırka basıldı” şeklinde haber olarak verilince (13 Nisan 1925) mahkeme gazeteyi kapatmış ve Hüseyin Cahit’i vatana ihanet suçundan Çorum’da müebbet sürgün cezasına çarptırmıştır.

Gazetenin üçüncü devresinde 30 Ağustos 1943 – 14 Kasım 1947 tarihleri arasında 1512 sayı yayımlanmıştır. Atatürk’ün ölümünden sonra Cumhuriyet Halk Partisi saflarında politikaya dönen Hüseyin Cahit, II. Dünya Savaşı içerisinde gazeteyi tekrar çıkarmaya başlamış, ancak 14 Kasım 1947’de daha iyi şekilde yayımlanması vaadiyle bizzat kendisi tarafından kapatılmıştır; vaadi de gerçekleşmemiştir. Bu dönemde gazetede nazizm, faşizm, komünizm, Turancılık ve gericilik aleyhinde bir yayın politikası izlenmiş, bu doğrultuda birçok eser tefrika suretiyle neşredilmiştir. Tanin’in siyasal ve ideolojik tutumunu bütün totaliter sistemlerin ve dikta idarelerinin karşısında laik, liberal ve hürriyetçi bir tutum olarak özetlemek mümkündür ve bu değerlendirme büyük ölçüde ikinci dönem için de geçerlidir. Son devrede Hüseyin Cahit eski alışkanlığını sürdürerek Ali İhsan Sâbis ve Velid Ebüzziya ile kalem tartışmaları yapmış, Sabiha ve Zekeriya Sertel’in çıkardığı Tan gazetesiyle sert bir tartışmaya girmiştir. Tek partili rejimi eleştiren ve Sovyetler Birliği ile yakınlaşmayı savunan Tan’ı komünistlik ve Sovyet emellerine hizmetle suçlayan Yalçın’ın 3 Aralık 1945 tarihli “Kalkın Ey Ehli Vatan, Bir Vatan Cephesine Lüzum Vardır” başlıklı makalesi gençlik ve halk kitlesinin galeyana gelmesinde önemli rol oynamış ve halk Tan Matbaası’nı tahrip ederek Serteller’in gazetecilik hayatına son vermiştir. Bu yıllarda da parlak bir siyasî gazetecilik örneği sergileyen Hüseyin Cahit’in II. Dünya Savaşı hakkındaki makaleleri müttefik radyoların haber bültenlerinde sık sık zikredilmiştir. Ayrıca Talat Paşa ve Câvid Bey’in hâtıralarıyla Enver, Talat ve Cemal paşaların özel mektuplarını yayımlayıp yakın tarihi birinci elden belgelerle aydınlatma görevini yerine getirmiştir.

BİBLİYOGRAFYA

Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk (haz. Birol Emil v.dğr.), (Ankara 1927) İstanbul 1973, s. 815-817, 829-831, 881-882; Hüseyin Kâzım Bey (der. Şevki), İstanbul 1935, s. 11, 39-41, 59; Hüseyin Cahit Yalçın, Edebî Hatıralar, İstanbul 1935, s. 179-184; a.mlf., Siyasal Anılar (haz. Rauf Mutluay), İstanbul 1976, s. 18-19, 72, 134-135, 208-211, 270; a.mlf., İttihatçı Liderlerin Gizli Mektupları (haz. Osman Selim Kocahanoğlu), İstanbul 2002, s. 138; a.mlf., “Meşrutiyet Devri ve Sonrası”, Halkçı, sy. 17-375, Ankara 13 Haziran – 31 Aralık 1954, tür.yer.; a.mlf., “Meşrutiyet Devri ve Sonrası: Atatürk Devri”, a.e., sy. 452-577 (21 Mart – 30 Temmuz 1955), tür.yer.; “Meşrutiyet Devrine Ait Cavit Beyin Hatıraları”, Tanin, sy. 4454-1, İstanbul 30 Ağustos 1943-4454-404, 14 Teşrînievvel 1944, tür.yer.; Rıza Tevfik Bölükbaşı, Tevfik Fikret: Hayatı, Sanatı, Şahsiyeti, İstanbul 1945, s. 63; Âsım Us, Gördüklerim, Duyduklarım, Duygularım: Meşrutiyet ve Cumhuriyet Devirlerine Ait Hatıralar ve Tedkikler, İstanbul 1964, s. 7-16; Celal Bayar, Ben de Yazdım, İstanbul 1965, I, 194-202; Tekin Erer, Basında Kavgalar, İstanbul 1965, s. 131-176; Ö. Faruk Huyugüzel, Hüseyin Cahit Yalçın’ın Hayatı ve Edebî Eserleri Üzerinde Bir Araştırma, İzmir 1984, s. 20-29, 34-38, 44-45; Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler, İstanbul 1984-89, I, 33-34; III, 233-234, 591-593; G. Groc – İ. Çağlar, La Presse Française de Turquie de 1795 à nos Jours Histoire et Catalogue, İstanbul 1985, s. 176; Hilmi Bengi, Gazeteci, Siyasetçi ve Fikir Adamı Olarak Hüseyin Cahit Yalçın, Ankara 2000, s. 43-58, 74-103; Muhittin Birgen, İttihat ve Terakki’de On Sene (haz. Zeki Arıkan), İstanbul 2006, X, 9-10, 94-99, 499-514, 536-539; Kenan Akyüz, “Tanin”, TA, XXX, 380; Tanju Oral, “Tanin”, TDEA, VIII, 224-225.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2010 yılında İstanbul’da basılan 39. cildinde, 565-567 numaralı sayfalarda yer almıştır.

Leave a Comment