TENÛHÎ, Ali b. Muhammed

Ebü’l-Kāsım el-Kādî Alî b. Muhammed b. Ebi’l-Fehm Dâvûd b. İbrâhîm et-Tenûhî el-Kebîr el-Antâkî (ö. 342/953)

Kadı, edip ve şair.

Müellif:

278 (892) yılında Antakya’da doğdu. Edebiyatçılığıyla tanınan oğlu Ebû Ali Muhassin ve torunu Ali b. Muhassin’den ayırt edilmesi için Tenûhî el-Kebîr olarak da anılır. Eğitimine Antakya’da başladı; Kur’ân-ı Kerîm’i ve çok sayıda şiiri ezberledi, bu sırada yirmiye yakın şiir yazdı. 306’da (918) Bağdat’a gidip Ebü’l-Hasan el-Kerhî gibi dönemin önemli âlimlerinden ders aldı ve Hanefî fıkhında uzmanlaştı. Bağdat’ta Hasan b. Ahmed el-Kirmânî, Ahmed b. Habîb el-Halebî, Muhammed b. Hısn el-Âlûsî gibi âlimlerden hadis dinledi; bu sırada yirmi binden fazla hadis ezberlediği söylenir (Süyûtî, II, 187). Tenûhî fıkıh, kelâm, mantık, hendese, ilm-i hey’et, ilm-i nücûm, dil ve edebiyat alanlarında söz sahibi oldu. Nahiv sahasında derinleşmiş olduğu yönündeki görüşün “ilm-i nücûm” terkibinin bazı kaynaklarda yanlışlıkla “ilm-i nahiv” şeklinde yazılması veya yanlış okunmasından kaynaklandığı sanılmaktadır (Dîvânü’l-Ḳāḍî, neşredenin girişi, s. 39). Basra, Ahvaz, Hûzistan ve Tüster gibi yerlerde kadılık yapan Tenûhî bir ara görevinden alındıysa da kendisi için methiye yazdığı Seyfüddevle’den ricada bulunması üzerine tekrar kadılığa getirildi. Cündişâpûr, Humus gibi şehirlerdeki kadılıklarından sonra Basra’da vefat etti. Tenûhî’nin etkili bir şahsiyet olmasında bilhassa fıkıh ve hadis alanındaki derin bilgisinin yanı sıra şairliğinin ve önemli bölgelerde kadılık yapmasının da büyük payı vardır. Özellikle kendisini “Reyhânetü’n-nüdemâ” sıfatıyla anarak öven Büveyhî Veziri Mühellebî tarafından himaye görmüş, döneminin âlim ve edebiyatçıları arasında vezire en yakın kişi olmuştur. Tenûhî pek çok şiir ve kaside yazmış, teşbih sanatı konusundaki maharetiyle temayüz etmiştir. Döneminde yaşayan şairlerin aksine şiirlerindeki pastoral tasvirleri medihte bir vasıta şeklinde kullanmak yerine ana tema olarak daha çok tabiat tasvirini öne çıkarmıştır.

Eserleri. Kaynaklarda Tenûhî’ye ait pek çok eser zikredilmekteyse de bunlar günümüze ulaşmamıştır. İbn Tağrîberdî’nin ona nisbet ettiği el-Ferec baʿde’ş-şidde kendisine değil oğlu Ebû Ali et-Tenûhî’ye aittir. 1. Dîvân. Kaynaklarda ona izâfe edilen divan bugün mevcut olmayıp bu dönemdeki bazı şiirleri çeşitli kaynaklara parçalar halinde intikal etmiştir. Hilâl Nâcî söz konusu şiirleri bir araya getirmiş, hayatı ve eserleri hakkında bilgi verdiği bir girişle birlikte “Dîvânü’l-Ḳāḍî et-Tenûḫî el-Kebîr” adlı makalesinde yayımlamıştır (bk. bibl.). Daha sonra Nûrî Hammûdî el-Kaysî ile birlikte tesbit ettikleri şiirleri el-Müstedrek ʿalâ ṣunnâʿi’d-devâvîn adlı çalışmaları içinde “el-Müstedrek ʿalâ Dîvâni’t-Tenûḫî” başlığıyla neşretmişlerdir (Beyrut 1994, s. 307-312). Bundan başka Yemen’i ve Tenûh’u öven 600 beyitlik bir kasidesinin bulunduğu ifade edilmekteyse de (Ömer Ferruh, II, 448) bu kasidenin Di‘bil el-Huzâî’ye ait olması ihtimaline dikkat çekilmektedir. Tenûhî’nin ezberlediği belirtilen bu kaside muhtemelen ona yanlışlıkla nisbet edilmiştir (Yâkūt, XIV, 175). 2. Kitâbü’l-Ḳavâfî (Kahire 1975). Tenûhî’nin aruz ve fıkıhla ilgili iki eser daha yazdığı kaydedilmektedir (a.g.e., XIV, 163,165).

BİBLİYOGRAFYA
Dîvânü’l-Ḳāḍî et-Tenûḫî el-Kebîr (nşr. Hilâl Nâcî, el-Mevrid, XIII/1 içinde), Bağdad 1404/1984, neşredenin girişi, s. 31-74; el-Müstedrek ʿalâ Dîvâni’t-Tenûḫî (nşr. Hilâl Nâcî, el-Müstedrek ʿalâ ṣunnâʿi’d-devâvîn içinde), Beyrut 1994, II, 307-312; Mes‘ûdî, Mürûcü’ẕ-ẕeheb (Abdülhamîd), IV, 229; Ebû Ali et-Tenûhî, Nişvârü’l-muḥâḍara (nşr. Abbûd eş-Şâlcî), Kahire 1391-93/1971-73, II, 140-141; VII, 203; Seâlibî, Yetîmetü’d-dehr (nşr. Ali M. Abdüllatîf), Kahire 1352/1934, II, 336-337, 342, 346; III, 118, 170-175; Hatîb, Târîḫu Baġdâd, XII, 77-79; Yâkūt, Muʿcemü’l-üdebâʾ, XIV, 162-191; İbn Hallikân, Vefeyât, III, 366, 368; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, III, 310; İbn Kutluboğa, Tâcü’t-terâcim fî men ṣannefe mine’l-Ḥanefiyye (nşr. İbrâhim Sâlih), Beyrut 1412/1992, s. 45; Süyûtî, Buġyetü’l-vuʿât, II, 187; İbnü’l-İmâd, Şeẕerât, II, 364; Ömer Ferruh, Târîḫu’l-edeb, II, 446-448; İsâm Muhammed Şebârû, el-Ḳażâʾ ve’l-ḳuḍât fi’l-İslâm: el-ʿAṣrü’l-ʿAbbâsî, Beyrut 1983, s. 285-294; Hilâl Nâcî – İsâm M. eş-Şantî, el-Muʿcemü’ş-şâmil li’t-türâs̱i’l-ʿArabiyyi’l-maṭbûʿ: el-Müstedrek I, Kahire 1417/1996, s. 86; Hilâl Nâcî, “et-Tenûḫî el-Ḳāḍî”, Mv.AU, IV, 661-667.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2011 yılında İstanbul’da basılan 40. cildinde, 469-470 numaralı sayfalarda yer almıştır.