TETÂÎ

Ebû Abdillâh Şemsüddîn Muhammed b. İbrâhîm b. Halîl el-Ensârî el-Hazrecî et-Tetâî (ö. 942/1535)

Mâlikî fakihi.

Müellif:

Mısır’ın Menûfiye beldesine bağlı Tetâ köyünde 855 (1451) yılında doğduğu tahmin edilmektedir. Ensârî ve Hazrecî nisbelerinden soyunun Hazrec kabilesine dayandığı anlaşılmaktadır. Nûreddin Ali b. Abdullah es-Senhûrî, Dâvûd b. Ali el-Kaltâvî, Ahmed b. Yûnus el-Kosantînî, Zekeriyyâ el-Ensârî, Sıbtu’l-Mardînî, Şerefeddin Yahyâ el-Mağribî el-Ulemî, Burhâneddin İbrâhim b. Muhammed el-Lekānî gibi âlimlerden ders aldı. Yetiştirdiği öğrenciler arasında Ebû Abdullah Muhammed b. Muhammed el-Fîşî, Abdürrahîm b. Abdurrahman el-Abbâsî, Abdülkādir el-Baklî ve Muhammed b. Abdülkerîm ed-Demîrî anılır. İbn İyâs, Tetâî’nin 913 (1508) yılı hac kafilesinde mahmil kadısı olarak görev yaptığını belirtir (Bedâʾiü’z-zühûr, IV, 128). Yine onun kaydettiğine göre Sultan Kansu Gavri’nin Mercidâbık seferinde yanına aldığı dört mezhebin kādılkudâtları savaş sırasında Osmanlılar’a esir düştü. Kansu Gavri’nin de bu savaşta ölmesi üzerine tahta geçen Tomanbay yerlerine başkalarını tayin etti. Mâlikî kādılkudâtı Muhyiddin Yahyâ İbnü’d-Demîrî’nin yerine de Tetâî getirildi. Ardından Kahire’ye giren Yavuz Sultan Selim esir alınan kadıları görevlerine iade edince (a.g.e., V, 41, 92, 117, 128, 147, 165) Tetâî’nin kadılığı da sona ermiş oldu. Onun Ramazan-Zilhicce 922 (Ekim-Aralık 1516) tarihleri arasında bu vazifede bulunduğuna dair Demîrî’nin verdiği bilgi (Ḳuḍâtü Mıṣr, s. 268) İbn İyâs’ın mâlûmatına göre yanlış olmalıdır.

Tetâî daha sonra eser yazmak ve öğrenci yetiştirmekle meşgul oldu. Zühd ve takvâ sahibi bir kişiydi. Abdülvehhâb eş-Şa‘rânî, Tetâî’nin Şeyhûniyye Medresesi’nde kaldığını, zamanını ilim ve zikirle geçirdiğini, yanına her vardığında onu ibadetle meşgul gördüğünü, dönemin yöneticilerinden asla ikram kabul etmediğini yazar. Çağdaşı İbnü’l-Hımsî’nin (ö. 934/1528) nakline göre Tetâî bir ara Trablus kadılığı yaptı. Ardından Dımaşk’a gitti, burada yaşadığı bazı problemler yüzünden hapse atılınca rahatsızlığı sebebiyle Bîmâristân-ı Nûrî’ye kaldırıldı ve ölümüne kadar bu hastahanede yattı. İbnü’l-Hımsî, Tetâî’nin 2 Rebîülâhir 930 (8 Şubat 1524) tarihinde vefat ettiğini yazar, Gazzî de bu bilgiyi ondan aynen nakleder (el-Kevâkibü’s-sâʾire, I, 94). Bedreddin el-Karâfî ve Karâfî’den naklen Ahmed Bâbâ et-Tinbüktî ile Demîrî 940 (1533-34) yılından sonraki bir tarihte, İbnü’l-Kādî ise 942’de (1535) öldüğünü belirtir. Gazzî, bir başka yerde muhtemelen Tetâî ile karıştırdığı yahut nisbesini yanlış yazdığı Muhammed b. İbrâhim eş-Şinâî/eş-Şinâvî’nin 937’de (1531) hayatta olduğunu söyler (a.g.e., II, 20-21); İbnü’l-İmâd da buna dayanarak Tetâî’nin bu yıl dolaylarında vefat ettiğini kaydeder. Kaynaklarda fakih, usulcü, dilci, allâme, imam gibi unvanlarla anılan Tetâî birçok bilim dalında vukuf sahibiydi. Özellikle ferâiz ve matematikte mahirdi. İtikadda Eş‘arî olup mezhep fıkhında Halîl b. İshak’ın el-Muḫtaṣar’ına güvenir, çalışmalarında delil olarak daha çok hadislere dayanırdı. Kendisinden sonra gelen Mâlikîler onun eserlerini temel kaynaklar arasında değerlendirmiş, önceki fukahanın görüşlerini tesbitte bunlara başvurup istidlâllerinden faydalanmıştır.

Eserleri. 1. Tenvîrü’l-maḳāle fî (bi-) ḥalli elfâẓi’r-Risâle. İbn Ebû Zeyd el-Kayrevânî’nin er-Risâle adlı meşhur eserinin şerhi olup (I-III, nşr. Muhammed Âyiş Abdülâl Şübeyr, Kahire 1409/1988) eserin şerhleri arasında önemli bir yere sahiptir. Tenvîrü’l-maḳāle üzerine Nûreddin el-Üchûrî bir hâşiye yazmıştır (Vezzân el-Mescidü’l-A‘zam Ktp., nr. 1044, 1169). 2. Ḫıṭaṭü’s-sedâd ve’r-rüşd bi-şerḥi naẓmi Muḳaddimeti İbn Rüşd (Şerḥu Muḳaddimeti İbn Rüşd). İbn Rüşd el-Cedd’in dört temel ibadete dair muhtasar eseri Muḳaddime fi’l-ferâʾiż’in Abdurrahman b. Ali er-Rak‘î es-Senûsî tarafından nazma çekilmiş şeklinin şerhidir (Ahmed Meyyâre’nin ed-Dürrü’s̱-s̱emîn adlı eserinin kenarında, Kahire 1305, 1373/1954; nşr. Abdullah el-Minşâvî, ed-Dürrü’s̱-s̱emîn’in sonunda, Kahire 1429/2008; nşr. Hâlid Hasan Câd, Kahire 2013). Ancak eserin son konusu olan kurban bahsinin alt başlıklarından “Bâbü’z-Zekât”ı Tetâî şerhedemediğinden Minşâvî bu kısmı Muhammed b. Muhammed el-Medyûnî şerhinden alıp esere eklemiştir. 3. Fetḥu’l-celîl fî şerḥi Muḫtaṣarı Ḫalîl (Fetḥu’l-celîl fî ḥalli cevâhiri düreri elfâẓi’ş-Şeyḫ Ḫalîl). Halîl b. İshak el-Cündî’nin Mâlikî fıkhına dair el-Muḫtaṣar’ının zengin muhtevalı bir şerhidir (Dârü’l-kütübi’n-Nâsıriyye, nr. 739, 1010, 1167, 1410, 1411, 1415). Ahmed Bâbâ et-Tinbüktî eserin Mâlikî mezhebinin görüşlerini nakil, takrir ve tetkik bakımından yanlışlar içermesi sebebiyle babası ve hocası Bağyu‘ bu şerhi eleştirdiğini belirtir (Neylü’l-ibtihâc, s. 588, 603). Fetḥu’l-Celîl üzerine Bağyu‘ lakaplı Muhammed b. Mahmûd el-Venkerî ile Mustafa b. Abdullah er-Remâsî el-Cezâirî birer hâşiye yazmış olup Remâsî’nin eseriyle ilgili de çeşitli hâşiyeler kaleme alınmıştır (Muhammed el-Alemî, s. 153-154). 4. Cevâhirü’d-dürer fî ḥalli elfâẓi’l-Muḫtaṣar. Yine Cündî’nin el-Muḫtaṣar’ının kısa bir şerhidir (nşr. Nûrî Hasan Hâmid el-Misillâtî, Beyrut 2014) ve diğer büyük şerh gibi bu eser de eleştirilmiştir (a.g.e., s. 153). 5. Şerḥu Muḫtaṣarı İbni’l-Ḥâcib el-Ferʿî (Şerḥu Câmiʿi’l-ümmehât). İbnü’l-Hâcib’in Mâlikî fıkhının önemli metinlerinden olan eserinin şerhidir (yazmaları için bk. el-Fihrisü’ş-şâmil, V, 123). 6. Fetḥu’l-bedîʿi’l-vehhâb şerḥu’t-Tefrîʿ li’bni’l-Cellâb. İbnü’l-Cellâb’ın Mâlikî fıkhıyla ilgili ilk muhtasar metinlerinden biri kabul edilen eserinin şerhidir (yazması için bk. a.g.e., VII, 217). 7. Şerḥu’z-Zeḳḳāḳıyye. Mâlikî fakihi Ali b. Kāsım ez-Zekkāk’ın İslâm muhakeme usulü hakkındaki manzum eserinin şerhidir (el-Mektebetü’l-Ezheriyye, nr. genel 95231 / özel 3208). 8. Şerḥu Ferâʾiżi Muḫtaṣarı Ḫalîl (yazma nüshaları için bk. a.g.e., V, 310). 9. el-Behcetü’s-seniyye fî ḥalli’l-işârâti’s-sünniyye. İbn Ferah el-İşbîlî’nin hadis terimleriyle ilgili manzum eserinin şerhidir (Mektebetü’l-Haremi’l-Mekkî, nr. 877; dijital kopya, Ümmülkurâ Üniversitesi Ktp., nr. 1882/1). 10. ed-Dürretü’l-behiyye fî ḥalli elfâẓi’l-Ḳurṭubiyye. İbn Sa‘dûn el-Kurtubî’nin çocuklar için yazdığı manzum Mâlikî ilmihalinin (Urcûzetü’l-vildân/el-Muḳaddimetü’l-Ḳurtubiyye) şerhidir (yazması için bk. Brockelmann, I, 551; el-Fihrisü’ş-şâmil, V, 161-162). Müellifin kaynaklarda anılan diğer bazı eserleri de şunlardır: Şerḥu’l-İrşâd (İbn Asker diye tanınan Şehâbeddin Abdurrahman b. Muhammed el-Bağdâdî’nin Mâlikî fıkhına dair İrşâdü’s-sâlik adlı eserinin şerhidir), Ḥâşiye ʿalâ şerḥi’l-Maḥallî ʿalâ Cemʿi’l-cevâmiʿ, Şerḥu Elfiyyeti’l-ʿIrâḳī, Ḥâşiye ʿale’t-Tedrîb li’l-Cezîrî, es-Selsebîlü’l-fâʾiż fî ʿilmi’l-ferâʾiż, Şerḥu’ş-Şâmil.

BİBLİYOGRAFYA :

Tetâî, Tenvîrü’l-maḳāle fî ḥalli elfâẓi’r-Risâle (nşr. M. Âyiş Âbdülâl Şübeyr), Beyrut 1409/1988, İbn Deyyâb’ın mukaddimesi, I, 31-34; ayrıca bk. neşredenin girişi, I, 5-30; İbnü’l-Cellâb, et-Tefrîʿ (nşr. Hüseyin b. Sâlim ed-Dehmânî), Beyrut 1408/1987, neşredenin girişi, I, 241; İbn İyâs, Bedâʾiʿu’z-zühûr, IV, 128; V, 41, 92, 117, 128, 147, 165; Şehâbeddin İbnü’l-Hımsî, Ḥavâdis̱ü’z-zamân ve vefeyâtü’ş-şüyûḫ ve’l-aḳrân (nşr. Ömer Abdüsselâm Tedmürî), Beyrut 1419/1999, III, 61-62; Şa‘rânî, eṭ-Ṭabaḳātü’s-suġrâ (nşr. Abdülkādir Ahmed Atâ), Kahire 1410/1990, s. 70-71; Bedreddin el-Karâfî, Tevşîḥu’d-Dîbâc (nşr. Ali Ömer), Kahire 1425/2004, s. 171; İbnü’l-Kādî, Dürretü’l-ḥicâl, II, 162; Ahmed Bâbâ et-Tinbüktî, Neylü’l-ibtihâc (nşr. Abdülhamîd Abdullah el-Herâme), Trablus 1989, s. 588, 603; Gazzî, el-Kevâkibü’s-sâʾire (nşr. Halîl el-Mansûr), Beyrut 1418/1997, I, 94; II, 20-21; Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1628; İbnü’l-İmâd, Şeẕerât (Arnaût), X, 314; Demîrî, Ḳuḍâtü Mıṣr (nşr. Abdürrâzık Abdürrâzık Îsâ – Yûsuf Mustafa el-Mahmûdî), Kahire 2000, s. 266-270, 271; Brockelmann, GAL, I, 551; Îżâḥu’l-meknûn, I, 201, 334, 431; II, 449; Hediyyetü’l-ʿârifîn, II, 236; Sezgin, GAS, II, 435; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, I, 216, 263; II, 783, 784; Ziriklî, el-Aʿlâm (Fethullah), V, 302; el-Fihrisü’ş-şâmil: el-Fıḳh ve uṣûlüh (nşr. el-Mecmau’l-melekî), Amman 1422-23/2001-2002, V, 123, 161-162, 310; VII, 217; Ali Hakan Çavuşoğlu, Irak Mâlikî Ekolü (III.-V./IX.-XI. yy.) (doktora tezi, 2004), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 89; Muhammed Mahlûf, Şeceretü’n-nûri’z-zekiyye fî ṭabaḳāti’l-Mâlikiyye (nşr. Ali Ömer), Kahire 1428/2007, II, 132; Muhammed el-Alemî, ed-Delîlü’t-târiḫî li-müʾellefâti’l-meẕhebi’l-Mâlikî, Rabat 1433/2012, s. 127, 133, 137, 138, 153-154, 177, 236, 346, 427; Münîr b. Muhtâr et-Telîlî, “et-Tetâʾî, Ebû ʿAbdillâh Şemsüddîn Muḥammed b. İbrâhîm”, Mv.AU, IV, 391-395.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2019 yılında Ankara’da basılan (gözden geçirilmiş 3. basım) EK-2. cildinde, 593-594 numaralı sayfalarda yer almıştır.