ÜSLÛBÜ’l-KUR’ÂN

Kur’an’ın kendine özgü anlatım tarzını ifade eden bir terim.

Müellif:

Sözlükte “tutulan yol, tarz, tavır” anlamındaki üslûb kelimesi (, “slb” md.; , “slb” md.) terim olarak sözün dizilmesinde ve lafızların seçilmesinde izlenen metodu ifade eder. Üslûbü’l-Kur’ân’la kastedilen de gerek kelimelerin seçimi gerekse cümle yapısında Kur’an’ın kendine özgü anlatım tarzıdır (M. Abdülazîm ez-Zürkānî, II, 303). Kur’ân-ı Kerîm, söz sanatlarında maharet göstermenin revaçta bulunduğu ve edebî zevkin üst seviyeye ulaştığı bir ortamda inmiştir. Böyle bir ortamda Kur’an daha ilk nâzil olduğu günlerde, Arap yarımadasında görülen sözlü ya da yazılı anlatım şekillerinden farklılığı ve bilinen edebî türlerden hiçbirine benzememesiyle dikkat çekmiştir. İnanç ve ibadet esaslarından ahlâk prensiplerine, insanın psikolojik yapısından gayb âleminin özelliklerine, önceki kavimlerin kıssalarından kevnî hadiselere kadar farklı konularda ilgi çekici ve etkili bir ifade tarzına sahip olmuş, gerek kendisine inananlara gerekse inanmayanlara yönelik hitaplar değişik anlatımlarla ortaya konmuştur. Bazı âyetlerin tamamının ya da bir kısmının usanç vermeyecek şekilde tekrarlanması, bazı sûre başlarındaki hurûf-ı mukattaalar, anlatımda soru ve cevap yöntemine, yemin, istifham ve tekit gibi unsurlara yer verilmesi, darbımesel ve kıssalarla bazı prensiplerin ve metafizik gerçeklerin somut hale getirilmesi bu bağlamda zikredilebilir. Muhtevası yanında dili ve üslûbu açısından Kur’an’ın farklı bir yapıya sahip olduğu muarızları tarafından da kabul edilmiştir. O dönemde Arap edebiyatını en iyi bilenlerden Velîd b. Mugīre birkaç âyeti dinleyince güzelliğini ve etkileyiciliğini takdir ettiği bu sözlerin recez, kaside ya da cinlere ait şiirler türünden olamayacağını itiraf etmiş, ancak bu konuda kavmine ikna edici bir açıklama yapması istendiğinde Kur’an’ı “başkalarından aktarılmış bir sihir” şeklinde nitelemek zorunda kalmıştır (el-Müddessir 74/11-25; Hâkim, II, 506-507). Kur’an’ın üslûbunda görülen lafız ve mâna dengesi, onun gönüller üzerindeki etkisi, ses ve terkip nizamında ortaya konan âhenk, akla ve duyguya aynı zamanda hitap etmesi gibi özellikler kaynaklarda üzerinde durulan hususlardır (ayrıca bk. KUR’AN [İ‘câzı ve Üslûbu]).

Kur’an’ın üslûbu konusu klasik kaynaklarda Kur’an’ın belâgatı, nazmı ve i‘câzına dair eserlerde dağınık biçimde ele alınmış, özellikle i‘câzü’l-Kur’ân literatüründe onun kendine özgü bir üslûba sahip bulunmasına dikkat çekilmiştir. Meselâ Bâkıllânî, Kur’an’ın i‘câz yönlerinden birini teşkil eden nazmından söz ederken bu özelliğin ortaya çıktığı alanlar arasında onun alışılmış söz üslûplarının dışında kendine mahsus bir üslûbu olmasını zikretmiştir (İʿcâzü’l-Ḳurʾân, s. 63). Bilindiği kadarıyla klasik dönemde sadece Zerkeşî konuyu müstakil bir başlık altında ele almıştır. Zerkeşî, Kur’an ilimlerini anlattığı ansiklopedik eserinin kırk altıncı bölümünü Kur’an’ın üslûbuna (fî üslûbi’l-Kur’ân ve fünûnihi’l-belâgıyye) tahsis etmiş, bu başlık altında daha çok Kur’an’daki belâgat sanatları üzerinde durmuştur (el-Burhân, II, 480-514). Üslûbü’l-Kur’ân meselesi modern dönemde özel incelemelere konu edilmiştir. Hamîdüddin Ferâhî, Mustafa Sâdık er-Râfiî, Seyyid Kutub, Muhammed Abdullah Dirâz, Muhammed Abdülazîm ez-Zürkānî ve Subhî es-Sâlih, Kur’an’ın mûcizevî özelliği bağlamında onun üslûbuna ayrı bir önem veren ve konuyu çeşitli yönleriyle tartışan müellifler arasında zikredilebilir.

Kur’an’ın üslûbuna dair çok sayıda akademik çalışma yapılmıştır. Ahmed b. Abdülazîz el-Lehîb Esâlîbü’l-ḳasem ve’ş-şarṭ fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm (1395, Ezher Üniversitesi), Hasan Çevikoğlu Kur’an-ı Kerim’de Edebî Üslup (1999, Harran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü), Erdoğan Baş Kur’an Üslubunda Lafzî Tekrarlar (2000, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü) ve Celalettin Civelekçi Anlam-Üslûp İlişkisi Bağlamında Kur’ân’ın Üslûp Analizi (2009, AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü) adıyla doktora tezi hazırlamışlardır. Ayrıca Necâh Ahmed ez-Zıhâr’ın el-Ḳaṣr ve esâlîbühû maʿa beyâni esrârihâ fi’s̱-s̱ülüs̱i’l-evvel mine’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm (1403/1983, Mekke Ümmülkurâ Üniversitesi), Bessâm Abdülgafûr Abdürrezzâk el-Kavâsime’nin Üslûbü’l-kinâye fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm (1984, Medine el-Câmi’atü’l-İslâmiyye), Ali Erbaş’ın Kur’an’daki Tekrarlar ve Sırları (1987, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü), Bin Îsâ Bitâhir’in Esâlîbü’l-iknâ fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm (1990, Amman el-Câmiatü’l-Ürdüniyye), Yûsuf Abdullah el-Ensârî’nin Esâlîbü’l-emr ve’n-nehy fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm ve esrâruhe’l-belâġıyye (1410/1990, Mekke Ümmülkurâ Üniversitesi), İncâ İbrâhim el-Yemânî’nin Esâlîbü’l-iḍrâb ve’l-istidrâk fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm (1410/1990, Mekke Ümmülkurâ Üniversitesi), Ali b. Muhammed el-Hârisî’nin Üslûbü’l-ḳasem fi’l-Ḳurʾân: Dirâse belâġıyye (1411/1991, Mekke Ümmülkurâ Üniversitesi), Yahya Suzan’ın Kurʾan’da İstifham Üslubu (2001, Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü), Niyazali Aripov’un Kurʾan-ı Kerim’in İnanmaya Davette Kullandığı Üslubu (2001, AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü), Şehabeddin Kırdar’ın Nahiv Belağat Yönünden Te’kid ve Kur’an’da Te’kid Üslûbu (2005, SÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü) ve Saliha Ayyıldız’ın da Haber ve İnşâ Üslûbu’nun Yusuf Sûresi’ndeki Anlam Yansımaları (2009, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü) adlarında yüksek lisans tezleri vardır (ayrıca bk. İ‘CÂZÜ’l-KUR’ÂN).


BİBLİYOGRAFYA

Bâkıllânî, İʿcâzü’l-Ḳurʾân (nşr. M. Abdülmün‘im Hafâcî), Kahire 1370/1951, s. 62-63, 80.

, II, 506-507.

Zerkeşî, el-Burhân fî ʿulûmi’l-Ḳurʾân (nşr. Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî v.dğr.), Beyrut 1410/1990, II, 480-514.

M. Abdülazîm ez-Zürkānî, Menâhilü’l-ʿirfân, Kahire 1362/1943, II, 302-330.

M. Abdullah Dirâz, en-Nebeʾü’l-ʿaẓîm, [baskı yeri yok] 1376/1957, s. 117-158.

Mustafa Sâdık er-Râfiî, İʿcâzü’l-Ḳurʾân ve’l-belâġatü’n-nebeviyye, Beyrut 1393/1973, s. 188-208.

Nuaym el-Hımsî, Fikretü iʿcâzi’l-Ḳurʾân, Beyrut 1400/1980, s. 56, 62, 108, 125, 169, 172, 313, 375-376.

Subhî es-Sâlih, Mebâḥis̱ fî ʿulûmi’l-Ḳurʾân, Beyrut 1990, s. 334-340.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2012 yılında İstanbul’da basılan 42. cildinde, 382 numaralı sayfada yer almıştır.