MÜCÂŞİÎ

Ebü’l-Hasen Alî b. Faddâl el-Mücâşiî el-Kayrevânî (ö. 479/1086)

Tefsir ve Arap dili âlimi.

Müellif:

Kayrevanlı olup Hecer’de (Bahreyn) doğduğuna dair bazı kaynaklarda yer alan bilgi doğru değildir. Şair Ferezdak’ın torunlarından olduğu için Ferazdakī, soyu Mücâşi‘ b. Dârim yoluyla Temîm kabilesine uzandığı için Mücâşiî yanında Temîmî nisbeleriyle de anılmıştır. Mücâşiî tahsilini muhtemelen Kayrevan’da yapmıştır. Mekkî b. Ebû Tâlib’den Kurtuba’daki evinde ders aldığına göre tahsil için değişik merkezlere seyahatler yapmış olmalıdır. Kayrevan’daki siyasî huzursuzluklar öğrenimini tamamladıktan sonra Mücâşiî’nin burayı terketmesine sebep oldu. Kayrevan’dan muhtemelen Hilâlîler’in (Benî Hilâl) istilâsı yüzünden ayrılarak İslâm coğrafyasının en doğusunda yer alan Gazne’ye kadar gitti. Yolculuğu sırasında Mısır, Suriye ve Irak’taki önemli merkezleri ziyaret etmiş olmalıdır. Talebesi Abdülgāfir b. İsmâil el-Fârisî, onun Nîşâbur’a ilk defa 460’lı (1068) yılların başında uğradığını belirtir (İbrâhim b. Muhammed es-Sarîfînî, s. 597). Gazne’de devlet adamlarından yakın ilgi gören Mücâşiî, onlardan gelen talepler üzerine çeşitli konularda eserler yazdı. 470’te (1077-78) Nîşâbur’a geri döndü. Ömrünün sonlarına doğru Bağdat’a geçti ve burada Nizâmülmülk’ün iltifat ve ikramına mazhar oldu, onun himayesinde nahiv ve lugat dersleri verdi, Mağrib ricâlinden aldığı hadisleri rivayet etti. Nîşâbur ve Bağdat’taki derslerine devam eden talebeleri arasında Abdülgāfir el-Fârisî, Ahmed b. Muhammed el-Meydânî, Harîrî, Ebû Gālib Şücâ‘ b. Fâris ez-Zühlî es-Sühreverdî, Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed el-Kattân, Ebü’l-Berekât Hibetullah b. Mübârek es-Sakatî, İbnü’ş-Şecerî, Ebü’l-Hüseyin Mübârek b. Abdülcebbâr et-Tuyûrî gibi isimler yer alır. Mücâşiî 22 Rebîülevvel 479’da (7 Temmuz 1086) Bağdat’ta vefat etti ve Bâbülebrez’e defnedildi. Safedî ve İbn Tağrîberdî’nin Gazne’de öldüğüne dair verdikleri bilgi doğru değildir.

İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’nin özellikle Arap dilindeki engin birikimi sebebiyle takdir ettiği Mücâşiî nahiv ve tefsir sahasında iyi yetişmiş bir âlim olmasının yanında Arap şiiri, kıraat, siyer ve tarihle de ilgilenmiştir. Nahivde Basra ekolüne mensup ise de bu ekole bağlılıkta aşırı gitmemiştir. Hadis ilmiyle de meşgul olmuş, ancak bu dalda başarılı olamamıştır. Mağrib ricâlinden aldığı hadisleri Bağdat’ta rivayet etmişse de rivayetleri zayıf bulunmuştur. Süyûtî ve Dâvûdî’nin onun Hanbelî olduğunu ve Şâfiîler’e dil uzattığını söylemeleri, ilk dönem biyografi kaynaklarında verilen bilginin (Yâkūt, Muʿcemü’l-üdebâʾ, XIV, 97) yanlış anlaşılmasından kaynaklanmış olmalıdır. İsmâil Paşa, Mücâşiî’nin Mâlikî fakihi olduğunu kaydetmekte olup (Hediyyetü’l-ʿârifîn, I, 693) Kuzey Afrika’da o dönemlerde Mâlikî mezhebinin yaygın olması bu bilgiyi desteklemektedir.

Eserleri. 1. Nüketü meʿâni’l-Ḳurʾân (en-Nüket fi’l-Ḳurʾân). Mâna ve i‘rab açısından müşkil görünen âyetlerin tefsir edildiği eserde Halîl b. Ahmed, Sîbeveyhi, Ali b. Hamza el-Kisâî, Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ, Ma‘mer b. Müsennâ, Ahfeş el-Evsat, Asmaî, Ebû Osman el-Mâzinî, İbn Kuteybe, Müberred, Muhammed b. Cerîr et-Taberî, Zeccâc, Ebû Ali el-Fârisî, Rummânî, Mekkî b. Ebû Tâlib gibi âlimlerin izah ve görüşlerine atıfta bulunulmuş, âyetlerin lugat ve nahiv açısından açıklanmasına, kıraatlerin dil yönünden tahliline geniş yer verilmiş, sık sık şiirle istişhâd yoluna başvurulmuştur. Selef’ten yapılan nakillerin önemli bir yer tuttuğu kitapta Ehl-i sünnet anlayışı benimsenmiş ve bid‘at ehlinin görüşleri reddedilmiştir. Tabersî’nin Mecmaʿu’l-beyân adlı tefsirinin sadece birkaç yerinde Mücâşiî’nin eserine atıfta bulunulmuşsa da isim verilmeden yapılan alıntılar oldukça fazladır. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde (III. Ahmed, nr. 115) bir nüshası bulunan eser Mustafa Altundağ tarafından doktora çalışması olarak neşre hazırlanmıştır (1994, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü). 2. el-İşâre ilâ taḥsîni’l-ʿibâre. Sade bir üslûpla telif edilmiş küçük hacimli bir çalışmadır (nşr. Hasan Şâzelî Ferhûd, Riyad 1402/1982). 3. el-Muḳaddime fi’n-naḥv (nşr. Hasan Şâzelî Ferhûd, Kahire 1980). 4. Şerḥu ʿUyûni’l-iʿrâb. Bazı kaynaklarda Şerḥu ʿUnvâni’l-iʿrâb olarak da geçen kitap, Ebû Muhammed Ubeydullah b. Ahmed el-Fezârî’ye ait eserin şerhidir. Temel meselelerin soru-cevap şeklinde açıklandığı eseri Hannâ Cemîl Haddâd (Zerkā 1985) ve Abdülfettâh Selîm (Kahire 1988) yayımlamıştır. 5. İksîrü’ẕ-ẕeheb fî ṣınâʿati’l-edeb ve’n-naḥv. Müellifin beş ciltlik bu eseri Nîşâbur’da İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’nin isteği üzerine yazdığı ve kendisine başından sonuna kadar okuduğu belirtilir. 6. Şerḥu Meʿâni’l-ḥurûf. Rummânî’ye ait eserin şerhidir. 7. ed-Düvel fi’t-târîḫ. Mücâşiî’nin ömrünün sonlarına doğru Bağdat’ta telif ettiği, otuz ciltten fazla olduğu kaydedilen eserin otuz cildini Yâkūt el-Hamevî Bağdat’taki Selçuklu vakfiyesinde gördüğünü söyler (Muʿcemü’l-üdebâʾ, XIV, 92). 8. Şeceretü’ẕ-ẕeheb fî maʿrifeti eʾimmeti’l-edeb. Yâkūt el-Hamevî, Arap filolojisi âlimlerinin biyografilerini içeren eseri biyografi yönünden zengin, fakat haberlere itina edilmediği ve şahısların vefat tarihleri belirtilmediği için faydası az bir kitap olarak değerlendirir (a.g.e., I, 48). Mücâşiî’nin bunlardan başka otuz beş ciltlik el-İksîr fî ʿilmi’t-tefsîr, yirmi ciltlik el-Burhânü’l-ʿAmîdî, Şerḥu Bismillâhirraḥmânirraḥîm, Maʿârifü’l-edeb (sekiz ciltlik, nahve dair), el-ʿAvâmil ve’l-hevâmil (harflerle ilgili), el-Fuṣûl fî maʿrifeti’l-uṣûl ve es-Sîre adlı kitapları olduğu kaydedilir.

BİBLİYOGRAFYA
Mücâşiî, el-İşâre ilâ taḥsîni’l-ʿibâre (nşr. Hasan Şâzelî Ferhûd), Riyad 1402/1982, s. 23; a.mlf., Nüketü meʿâni’l-Ḳurʾâni’l-ʿaẓîm (nşr. Mustafa Altundağ, doktora tezi, 1994), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 76, 78; a.mlf., Şerḥu ʿUyûni’l-iʿrâb (nşr. Hannâ Cemîl Haddâd), Zerkā/Ürdün 1406/1985, s. 38; Kemâleddin el-Enbârî, Nüzhetü’l-elibbâʾ (nşr. İbrâhim es-Sâmerrâî), Zerkā/Ürdün 1405/1985, s. 263; İbnü’l-Cevzî, el-Muntaẓam (Atâ), XVI, 263; Yâkūt, Muʿcemü’l-üdebâʾ, I, 48; XIV, 90-98; XVII, 269; a.mlf., Muʿcemü’l-büldân, IV, 953; İbrâhim b. Muhammed es-Sarîfînî, Târîḫu Nîsâbûr: el-Münteḫab mine’s-Siyâḳ (nşr. M. Kâzım el-Mahmûdî), Kum 1362 hş., s. 596-597; İbnü’l-Kıftî, İnbâhü’r-ruvât, II, 248, 299-301; III, 52; Abdülbâkī b. Abdülmecîd el-Yemânî, İşâretü’t-taʿyîn fî terâcimi’n-nüḥât ve’l-luġaviyyîn (nşr. Abdülmecîd Diyâb), Riyad 1406/1986, s. 224-225; Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XVIII, 528-529; Safedî, el-Vâfî, XXI, 381-384; İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, Beyrut 1390/1971, IV, 249; V, 209; Süyûtî, Buġyetü’l-vuʿât, II, 183; Dâvûdî, Ṭabaḳātü’l-müfessirîn (Lecne), I, 425-426; Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1027, 1174, 1179, 1418; Brockelmann, GAL Suppl., I, 157, 200; Hediyyetü’l-ʿârifîn, I, 693; Îżâḥu’l-meknûn, I, 85, 116, 178; II, 507, 544, 677; Abduh Abdülazîz Kalkīle, el-Belâṭu’l-edebî li’l-Muʿiz b. Bâdîs, Riyad 1403/1983, s. 189-190.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2006 yılında İstanbul’da basılan 31. cildinde, 444-445 numaralı sayfalarda yer almıştır.