İBN NÂSIR ed-DER‘Î

Ebû Abdillâh Muhammed b. Muhammed b. Ahmed b. Nâsır b. Ömer ed-Der‘î el-Ağlânî (ö. 1085/1674)

Şâzeliyye tarikatının Nâsıriyye kolunun kurucusu Mağribli âlim ve sûfî.

Müellif:

1011 Ramazanında (Şubat 1603), Mağrib-i Aksâ’da Büyük Atlas dağlarının güneyinde kalan Der‘a vadisindeki Ağlân köyünde doğdu. Büyük dedeleri, hem tekke hem medrese fonksiyonunu icra etmesi için ez-Zâviyetü’n-Nâsıriyye adıyla bir öğretim müessesesi kurmuş, dedesi Ahmed b. Nâsır burada şeyhlik yapmıştır. Ebû Abdullah tahsil hayatına aile ortamında başladı, Kur’ân-ı Kerîm’i ezberledi, Mâlikî fıkhına dair dersler aldı. Büyük dedesi Nâsır b. Ömer’e nisbetle İbn Nâsır diye meşhur oldu. İlim geleneğine sahip bu aileden başka âlimler de yetişmiştir. İbn Nâsır’ın küçük kardeşi Hüseyin b. Muhammed b. Ahmed İbn Nâsır ed-Der‘î, yine İbn Nâsır’ın oğlu ve halifesi şeyh Ebü’l-Abbas Ahmed b. Muhammed İbn Nâsır ile ahfadından Ebû Abdullah Muhammed Mekkî b. Mûsâ b. Muhammed el-Kebîr İbn Nâsır, seyahatnâme yazarı sûfî âlim İbn Abdüsselâm ed-Der‘î ve tarihçi Ebü’l-Abbas Ahmed en-Nâsırî es-Selâvî bunlardan bazılarıdır.

Sa‘dîler’in zayıfladığı, Filâlîler’in iktidara yürüdüğü dönemde ortaya çıkan karışıklıklardan Nâsıriyye Zâviyesi de etkilendi. İbn Nâsır ailesiyle birlikte buradan Temgrût Zâviyesi’ne gitti (1040/1631). Temgrût’a geldiği ilk yıllarda ciddi zorluklarla karşılaşmasına rağmen öğrenme ve öğretme gayretinden vazgeçmeyip buradaki hocalardan İslâmî ilimler sahasında ders aldı. Kitaplara düşkünlüğüyle tanınan İbn Nâsır bunların büyük bir kısmını bizzat kendisi istinsah ederek çoğalttı, bazılarının kenarına şerh ve hâşiyeler yazdı. Onun gayretleriyle Temgrût Zâviyesi’nde müsteşrik çevrelerinde de şöhret bulan zengin bir kütüphane meydana geldi. İbn Nâsır, zâviyenin yönetiminde söz sahibi olmaya başlayınca bağış ve vakıf gelirlerinin bir kısmını kitap alımına tahsis ettirerek vefatından sonra da kütüphanedeki kitap sayısının artmasını sağladı. Kendisinden bir süre sonra zâviyeye şeyh olan oğlu Ahmed de babasının yolunu takip etti, Mısır ve Hicaz’dan çeşitli kitaplar getirtti. İbn Nâsır Ali b. Yûsuf ed-Der‘î, Muhammed b. Ahmed el-Masmûdî, Muhammed b. Saîd el-Miriğtî el-Merrâküşî başta olmak üzere Ebû Abdullah Muhammed b. Alâ el-Bâbilî el-Mısrî, Abdüsselâm el-Lekānî ve Abdülmu‘tî el-Mâlikî gibi âlim ve şeyhlerden feyiz aldı. Mâlikî fıkhının temel eserleri olan el-Muvaṭṭaʾ ve el-Müdevvene’yi ezberledi. Ebû Muhammed Abdülkādir b. Ali el-Fâsî ile ders takririnde bulundu. Fîrûzâbâdî’nin el-Ḳāmûs’unu ve İbn Mâlik’in el-Elfiyye’siyle Teshîl’ini de ezberlediği, hat sanatıyla da ilgilendiği nakledilir.

Şâzeliyye şeyhlerinden Abdullah b. Hüseyin et-Temgrûtî’ye intisap ederek seyrüsülûkünü tamamlayan İbn Nâsır ed-Der‘î, Temgrût Zâviyesi’nde irşad faaliyetine başladı. Tarikat, ilim ve amel ilişkilerine dair yanlış görüşleri düzeltmeye, tarikat mensuplarıyla karşıtlarını uzlaştırmaya çalıştı. Şöhreti çevreye yayılınca zâviyesine ilgi arttı. Küçük kardeşi Hüseyin b. Muhammed’in başında bulunduğu Ağlân’daki Nâsıriyye Zâviyesi’ni de ihya etti. Tarikata kazandırdığı nüfuz sayesinde müntesiplerinin sayısı arttı ve zamanla kendisine Şâzeliyye’nin Nâsıriyye kolu nisbet edildi. 1070 (1660) ve 1076 (1666) yıllarında iki defa hacca gitti; Mısır ve Hicaz’da bazı âlimlerle görüştü. 1085 (1674) yılı Safer (Mayıs) veya Ramazan (Aralık) ayında vefat etti. Der‘a’da bulunan türbesi meşhur bir ziyaretgâhtır. Yerine küçük kardeşi Şeyh Hüseyin geçti. Onun ve yeğenleri Ebü’l-Hasan Ali ve Ebû Muhammed’in 1091’de (1680) veba salgınında peş peşe ölmeleri üzerine İbn Nâsır’ın yetiştirip vefatından önce hilâfet verdiği oğlu Ebü’l-Abbas Ahmed zâviyenin yönetimini devraldı. Nâsıriyye tarikatı onun döneminde Mağrib’de açılan tekke-medreselerle daha yaygın hale geldi.

İbn Nâsır fıkıh, tefsir, hadis ve Arap dilinde önemli bir yere sahipti. Bu ilimlerle ilgili dersler verdiği gibi Gazzâlî’nin İḥyâʾ, Kādî İyâz’ın eş-Şifâʾ ve Şa‘rânî’nin eṭ-Ṭabaḳātü’l-kübrâ adlı eserlerini okuturdu. Mâlikî mezhebinde fakih kabul edilen İbn Nâsır matematik ve astronomi gibi ilimlerle de ilgilenmiş ve öğrencilerinden bunlarla ilgilenmelerini istemiştir. Bu arada kardeşi Hüseyin b. Muhammed, oğlu Ebü’l-Abbas Ahmed b. Muhammed, Seyyid el-Arabî el-Fiştâlî, Ebû Sâlim el-Ayyâşî, Şemseddin er-Rûdânî, Ebû Ali el-Yûsî, Mübârek b. İzzî el-Filâlî el-Anberî, Ali b. Sâlim en-Nûrî es-Sefâkusî, Mustafa b. Muhammed en-Nüveyhî el-Mısrî, Abdülmelik es-Sicilmâsî, Ahmed Tinbüktî, Mansûr et-Tûhî, Ahmed el-Beşîşî ve Muhammed b. Ebü’l-Kāsım es-Sanhâcî gibi birçok âlim ve sûfî yetiştirmiştir (Harîrîzâde, III, vr. 179a; İbn İyâd, s. 150; Tu‘mî, s. 147). Nâsıriyye’den Abdülazîz ed-Debbâğ’a nisbet edilen Hızıriyye, Hüseyin b. Muhammed b. Ali Bû Saîdî ed-Der‘î’ye nisbet edilen Der‘iyye, Abdülvehhâb b. Abdüsselâm el-Afîfî’ye nisbet edilen Afîfiyye, Ali b. Hicâzî el-Beyyûmî’ye nisbet edilen Beyyûmiyye, Hamîd el-Meczûb’a nisbet edilen Meczûbiyye ve Ahmed b. İdrîs el-Fâsî’ye nisbet edilen İdrîsiyye (Ahmediyye) adlı alt şubeler doğmuştur.

Eserleri. İbn Nâsır’dan çeşitli nakiller yapılmış olmakla birlikte henüz hiçbir eseri yayımlanmamıştır. Başlıca eserleri şunlardır: 1. Ġanîmetü’l-ʿâbidi’l-münîb bi’t-tevessüli’ṣ-ṣalâti ʿale’n-nebiyyi’l-ḥabîb. Vesîletü’l-ʿabdi’ż-żaʿîf ilâ Mevlâhü’l-laṭîf ile aynı eser olmalıdır. 2. Seyfü’n-naṣr ʿalâ külli baġy ve mekr. Manzum dualardan oluşan elli sekiz beyitlik bir eserdir (Selâ, el-Hizânetü’l-ilmiyyeti’s-Subeyhiyye, nr. 270/2). 3. Menâsikü’l-ḥac (Selâ, el-Hizânetü’l-ilmiyyeti’s-Subeyhiyye, nr. 293/5). 4. eş-Şümûsü’ş-şâriḳa fîmâ lenâ min esânîdi’l-meġāribe ve’l-meşâriḳa (Rabat, el-Hizânetü’l-âmme, nr. 547). 5. el-Ecvibetü’n-Nâṣıriyye fî baʿżı mesâʾili’l-bâdiye. İbn Nâsır’ın taşradaki müridlerinin sorularına verdiği cevapları içeren eser talebesi Muhammed b. Ebü’l-Kāsım es-Sanhâcî’nin tuttuğu notlardan derlenmiştir (Selâ, el-Hizânetü’l-ilmiyyeti’s-Subeyhiyye, nr. 105). 6. İtḥâfü’l-muʿâṣır bi-resâʾili’ş-şeyḫ İbn Nâṣır. İbn Nâsır’ın dostlarına, müridlerine, çağdaşı bazı âlim ve yöneticilere gönderdiği tasavvuf, akaid, hadis, fıkıh, tarih ve siyasetle ilgili konuları içeren mektuplarından oluşmaktadır. 7. Riḥle ile’l-meşriḳ. Müellifin 1070 (1660) ve 1076 (1666) yıllarında çıktığı hac yolculuklarına dair seyahatnâme-günlük türü bir eserdir. Kendisinden yaklaşık 120 yıl sonra aynı yoldan yine iki defa hacca giden (1782 ve 1797), er-Riḥletü’l-Ḥicâziyye’nin yazarı torun İbn Abdüsselâm ed-Der‘î bu eserden alıntılar yaparak bazı karşılaştırmalar yapmıştır (Rabat, el-Hizânetü’l-âmme, nr. 5658). 8. Fetâvâ fi’l-fıḳh. İbn Nâsır’ın Mâlikî fıkhına göre verdiği fetvaları içerir. Bunların büyük bir kısmını İbn Abdüsselâm ed-Der‘î en-Nevâzil adlı fetva kitabında nakletmiştir (Rabat, el-Hizânetü’l-âmme, Celâvî, nr. 1054). Diğer eserleri de şunlardır: Şerḥu Ferâʾiżi Ḫalîli’l-Mâlikî, Hevâmiş ʿalâ Ṣaḥîḥi’l-Buḫârî ve Müslim, Iṣtılâḥât fi’l-ʿArabiyye, Kitâb fî-Ḫuṭbe, Şerḥ li-ümmiyyeti’l-efʿâl, Kitâb fi’ṭ-ṭıb, el-Mümtiʿ şerḥu’l-Muḳniʿ fî ʿilmi’l-felek. Müridi Ebû Ali el-Yûsî el-Ḳaṣîdetü’d-dâliyye adlı şiirinde İbn Nâsır’ı methetmiş ve ardından bunu Neylü’l-emânî fî şerḥi’t-tehânî adıyla şerhetmiştir.

BİBLİYOGRAFYA :

Ayyâşî, İtḥâfü’l-aḫillâʾ bi-icâzâti’l-meşâyiḫi’l-ecillâʾ (nşr. Muhammed ez-Zâhî), Beyrut 1999, s. 43; Ebû Abdullah Muhammed Mekkî b. Mûsâ en-Nâsırî, ed-Dürrü’l-muraṣṣaʿa fî aḫbâri aʿyâni derʿa, Rabat, el-Hizânetü’l-âmme, nr. 265K; a.mlf., Fetḥu’l-Meliki’n-Nâṣır fî icâzâti merviyyâti Benî Nâṣır, Rabat, el-Hizânetü’l-âmme, nr. 3443; Muhammed b. Tayyib el-Kādirî, İltiḳāṭü’d-dürer (nşr. Hâşim el-Alevî el-Kāsımî), Beyrut 1981, I, 196; Harîrîzâde, Tibyân, III, vr. 179a-180a; Muhammed Zâfir, el-Envârü’l-ḳudsiyye fî tenzîhi ṭuruḳı’l-ḳavmi’l-ʿaliyye, İstanbul 1302, s. 146, 159-160; Hocazâde Ahmed Hilmi, Hadîkatü’l-evliyâ’dan Pîr-i Tarîkat Ebü’l-Hasan Ali eş-Şâzelî ve Sâdeddin Cebâvî, İstanbul 1318, s. 31-35; M. Ahmed Dernîka, eṭ-Ṭarîḳatü’ş-Şâẕeliyye ve aʿlâmühâ, Beyrut 1410/1990, s. 97, 99; Âmir en-Neccâr, eṭ-Ṭuruḳu’ṣ-ṣûfiyye fî Mıṣr, Kahire 1992, s. 146-147; Ahmed b. Muhammed b. İyâd eş-Şâfiî, el-Mefâḫirü’l-ʿaliyye fi’l-meʾâs̱iri’ş-Şâẕeliyye, Kahire 1413/1993, s. 149-150; İsmail Yiğit, Siyasî-Dinî-Kültürel-Sosyal İslâm Tarihi: Endülüs (Gırnata) Beni Ahmer Devleti ve Kuzey Afrika İslâm Devletleri, İstanbul 1995, s. 420-421, 493; Muhyiddin et-Tu‘mî, Ṭabaḳātü’ş-Şâẕeliyyeti’l-kübrâ, Beyrut 1416/1996, s. 147, 201; Mustafa Salim Güven, Ebu’l-Hasan Şâzilî ve Şâziliyye (doktora tezi, 1999), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; E. Lévi-Provençal, “Selâvî”, İA, X, 351; Muhammed Îsâ Sâlihiyye, “ed-Derʿî Ebû ʿAbdullāh Muḥammed b. Muḥammed”, Mv.AU, IX, 165-172; Tuncay Başoğlu, “Yûsî”, DİA, XLIII, 615, 616.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2016 yılında İstanbul’da basılan (gözden geçirilmiş 2. basım) EK-1. cildinde, 596-597 numaralı sayfalarda yer almıştır.