İBNÜ’z-ZEYYÂT et-TÂDİLÎ

Ebû Ya‘kūb Yûsuf b. Yahyâ b. Îsâ et-Tâdilî (ö. 628/1230)

et-Teşevvüf ilâ ricâli’t-taṣavvuf adlı eseriyle tanınan mutasavvıf.

Müellif:

Fas’ın Tâdilâ (Tâdlâ) şehrinde doğdu. Hayatı hakkında bilinenler et-Teşevvüf’te verdiği bilgilere dayanmaktadır. Bu eserinde bazı menkıbeleri anlatırken bunları babasından dinlediğini söyler. Çocukluğunda ailesiyle birlikte Merakeş’e yerleşti. Ebû Zekeriyyâ ez-Zenâtî adlı bir sûfîden Kur’an dersleri aldıktan sonra İbn Havtullah el-Ensârî ve Ebû Amr Osman b. Abdullah es-Selâlcî’nin yanında dinî ilimleri tahsil etti. On sekiz-on dokuz yaşlarında iken sûfîlerin sohbet meclislerine devam etmeye başladı. Ebû İmrân Mûsâ el-Muallim, Ebü’l-Abbas es-Sebtî gibi takvâsıyla meşhur kişilerden de istifade etti. Tâdilâ’da kadı olarak görev yaptığı sırada Regrage’de vefat etti. et-Teşevvüf’ü ilk olarak neşreden A. Adolphe Faure, İbnü’z-Zeyyât’ın naaşının ölümünden bir süre sonra Merakeş’e nakledilerek Bâbülhamîs’in dışında Sîdî Muhammed Ferrân ile Sîdî Muhammed Berbûşî’nin türbesine yakın bir yere gömüldüğünü söyler. Ancak buradaki kabrin ona ait olduğunu gösteren bir kayıt yoktur (et-Teşevvüf, neşredenin girişi, s. 24).

İbnü’z-Zeyyât, Batı Afrika zâhid ve velîleri hakkında ilk ciddi tabakat kitabı olan et-Teşevvüf ilâ ricâli’t-taṣavvuf adlı eserinin mukaddimesinde Mağrib velîlerini konu alan bir eser bulunmadığı için bazı kimselerin bu bölgede velî yetişmediğini sandıklarını, et-Teşevvüf’ü bu velîleri tanıtmak amacıyla kaleme aldığını söyler; Mağrib halkı arasında yaygın olan ve hakkı destekleyen bir zümrenin daima bulunacağını ifade eden hadisle (Müslim, “İmâre”, 177) bu hadisi teyit eden diğer rivayetleri nakleder (a.g.e., s. 31-32). Müellif eserinin bu kısmında velîlerin nitelikleri, mânevî halleri ve kerametleri gibi konulara da kısaca temas etmiş, tasavvufun teorik meselelerine fazla yer vermeyip bu alanda bilgi almak isteyenlere Gazzâlî’nin İḥyâʾü ʿulûmi’d-dîn’ini tavsiye etmiştir. İbnü’z-Zeyyât, Merakeş ve çevresinde yetişen velîlerin yanı sıra aslen Merakeşli olmamakla birlikte buraya gelip yerleşen, burada vefat eden veya Merakeşli oldukları halde başka yerlere gidip oralarda ölen velîleri de eserine almıştır. Bu konudaki tesbitlerinin güvenilir olması için son derece dikkatli davrandığını söyleyen müellifin kaydettiği bilgilerin bir kısmı bizzat kendi gözlemlerine dayanır. Eserde sûfî ve velîlerden başka âbid, zâhid, âlim ve fakihlere de yer verilmiştir. Şâban 617’de (Ekim 1220) tamamlanan kitapta 485-616 (1092-1219) yılları arasında vefat eden 277 kişinin biyografisi ve menkıbeleri anlatılmış, ilk ve son anlatılan kişilerin adlarının Muhammed olmasına dikkat edilmiştir. Tanıttığı kişilerin büyük bir bölümü hakkında tek kaynak olma özelliği taşıyan et-Teşevvüf, Fas’ın dinî ve tasavvufî hayatı yanında sosyal ve kültürel dokusu bakımından da önemli bilgiler ihtiva etmektedir. Eser A. Adolphe Faure (Rabat 1958) ve Ahmed et-Tevfîk (Rabat 1404/1984) tarafından yayımlanmış, müellifin hocalarından Ebü’l-Abbas es-Sebtî için yazdığı menâkıbnâme de (Aḫbâru Ebi’l-ʿAbbâs es-Sebtî) bu ikinci neşrin sonuna eklenmiştir. M. de Fenoyl kitabı Fransızca’ya tercüme etmiştir (Casablanca 1995).

İbnü’z-Zeyyât’ın, İbnü’l-Kettânî hakkında bilgi vermekle birlikte onun Kitâbü’l-Müstefâd fî ẕikri’ṣ-ṣâliḥîn ve’l-ʿubbâd bi-medîneti Fâs ve mâ yelîhâ mine’l-bilâd adlı eserinden bahsetmemiş olması dikkat çekicidir. Buna rağmen onun bu eserinden faydalandığını söylemek mümkündür. Okuduğunu belirttiği Aḫbâru ṣâliḥî Regrâye ve ʿulemâʾihâ adlı kitap ise İbnü’l-Kettânî’nin el-Müstefâd’ı olmalıdır.

İbn Kunfüz (Ünsü’l-faḳīr, Rabat 1965), İbn Ebû Zer‘ el-Fâsî (el-Enîsü’l-muṭrib, Rabat 1972), İbn Meryem (el-Bûstân, Cezayir 1326), Ebü’l-Abbas en-Nâsırî (el-İstiḳṣâ, Dârülbeyzâ 1954), İbnü’l-Kādî (Selvetü’l-enfâs, Fas, ts., Ceẕvetü’l-iḳtibâs, Rabat 1973) ve Abbas b. İbrâhim (el-İʿlâm, Rabat 1974) gibi müellifler doğrudan veya dolaylı olarak et-Teşevvüf’ten faydalanmışlardır. Bâdisî’nin el-Maḳṣadü’ş-şerîf’i (Rabat 1982) eserin bir zeyli sayılabilir. et-Teşevvüf, Ahmed b. Ulvân el-Mısrî ile Ahmed b. Abdullah es-Semlâlî tarafından ihtisar edilmiş, Ahmed b. Abdülkādir eserde yer alan sûfîlerin isimlerini nazma dökmüştür (Abdüsselâm b. Abdülkādir İbn Sûde, I, 257). İbnü’z-Zeyyât’ın, Harîrî’nin Maḳāmât’ına Nihâyetü’l-maḳāmât fî dirâyeti’l-Maḳāmât adıyla bir şerh yazdığı belirtilmekte, yine ona ait olması ihtimali bulunan el-Münteḫabü’l-muġrib fî ẕikri baʿżı ṣulaḥâʾi’l-Maġrib adlı bir eserden söz edilmektedir (Gubrînî, s. 50).


BİBLİYOGRAFYA

Müslim, “İmâre”, 177.

İbnü’z-Zeyyât et-Tâdilî, et-Teşevvüf ilâ ricâli’t-taṣavvuf (nşr. Ahmed et-Tevfîk), Rabat 1404/1984, neşredenin girişi, s. 1-30.

, IV, 69.

Gubrînî, ʿUnvânü’d-dirâye (nşr. Âdil Nüveyhiz), Beyrut 1969, s. 50.

Bâdisî, el-Maḳṣadü’ş-şerîf (nşr. Saîd Ahmed A‘râb), Rabat 1402/1982, s. 14-16, 101.

Fîrûzâbâdî, el-Bulġa fî terâcimi eʾimmeti’n-naḥv ve’l-luġa (nşr. Muhammed el-Mısrî), Dımaşk 1972, s. 294.

, II, 363.

Ahmed Bâbâ et-Tinbüktî, Neylü’l-ibtihâc (İbn Ferhûn, ed-Dîbâcü’l-müẕheb içinde), Kahire 1329-30, s. 352.

, I, 219, 256, 261.

İbnü’l-Muvakkit, es-Saʿâdetü’l-ebediyye fi’t-taʿrîf bi-meşâhîri’l-ḥażreti’l-Merrâküşiyye, Dârülbeyzâ 1918, II, 147.

, I, 558.

Abdüsselâm b. Abdülkādir İbn Sûde, Delîlü müʾerriḫi’l-Maġribi’l-aḳṣâ, Dârülbeyzâ 1960, I, 257.

, X, 394.

A. Faure, “Ibn al-Zayyāt”, , III, 975.

Muhammed Âsaf Fikret, “İbn Zeyyât”, , III, 638.

Ahmed et-Tevfîk, “et-Tâdilî, Yûsuf”, Maʿlemetü’l-Maġrib, Rabat 1413/1992, VI, 2011-2012.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2000 yılında İstanbul’da basılan 21. cildinde, 247 numaralı sayfada yer almıştır.