HİŞÂM b. URVE

Ebü’l-Münzir (Ebû Abdillâh) Hişâm b. Urve b. ez-Zübeyr b. Avvâm el-Kureşî (ö. 146/763)

Muhaddis tâbiî.

Müellif:

Muharrem 61’de (Ekim 680) Medine’de doğdu. Esedî ve Zübeyrî nisbeleriyle de anılır. Ashaptan Abdullah b. Ömer, Sehl b. Sa‘d, Câbir b. Abdullah ve Enes b. Mâlik’i gördü. Henüz on yaşlarında iken İbn Ömer’in yanına götürülmüş, o da saçını okşayıp kendisine dua etmiştir. Hişâm babasından, amcası Abdullah b. Zübeyr, Ebû Seleme b. Abdurrahman b. Avf, İbnü’l-Münkedir, Amr b. Şuayb, İbn Şihâb ez-Zührî, Ebü’z-Zinâd ve hanımı Fâtıma bint Münzir gibi muhaddislerden hadis rivayet etti. Kendisinden on üç yaş büyük olan Fâtıma amcasının kızı olup Esmâ bint Ebû Bekir es-Sıddîk, Resûl-i Ekrem’in hanımı Ümmü Seleme ve Amre bint Abdurrahman’dan hadis nakletmiştir. Hişâm b. Urve’den Eyyûb es-Sahtiyânî, Ma‘mer b. Râşid, İbn Cüreyc, Şu‘be b. Haccâc, Süfyân es-Sevrî, Leys b. Sa‘d, Mâlik b. Enes, Abdullah b. Mübârek, Süfyân b. Uyeyne ve Yahyâ b. Saîd el-Kattân gibi tanınmış muhaddisler hadis rivayet ettiler. Hişâm, kendisine büyük değer veren Halife Mansûr devrinde (754-775) muhtemelen onunla görüşmek üzere üç defa Kûfe’ye gitti. Bu sebeple Kûfeli hadis talebeleri de ondan hadis öğrenme imkânını buldular. Hişâm’ın bir ziyaretinde 100.000 dirheme ulaşan borçlarını ödeyebilmek için halifeden yardım istediği, onun da kendisi gibi bir âlimin bu kadar büyük borç altına nasıl girdiğini sorduğu, Hişâm’ın Allah’a (bir rivayete göre Allah’a ve emîrü’l-mü’minîne) güvenerek çocuklarını evlendirip onlara birer ev aldığını söylemesi üzerine Mansûr’un borcunu ödedikten başka ayrıca 10.000 dirhem ihsanda bulunduğu kaydedilmektedir.

İbn Sa‘d, Yahyâ b. Maîn, Ebû Hâtim er-Râzî gibi âlimler Hişâm’ın sika olduğunu söylerken çok hadis rivayet ettiğini de belirtmişlerdir. Ali b. Medînî onun hadislerinin 400’ü bulduğunu, Zehebî ise 1000’den fazla olduğunu söylemiştir. Ya‘kūb b. Şeybe, Hişâm’ın sika bir râvi olup Irak’a gitmeden önce rivayet ettiği hadisleri herkesin kabul ettiğini, ancak Irak’a gittikten sonra rivayet konusunda daha gevşek davrandığını ve babasına ait olmakla beraber ondan bizzat duymadığı hadisleri duymuş gibi nakletmeye başladığını ileri sürmüştür. Rivayetlerini ihtiva eden kitapları Bağdat’a götürmediği için bu hatalara meydan verdiği anlaşılan Hişâm’ın Medineliler tarafından rivayet edilen hadisleri daha makbul sayılmaktadır (İbn Receb, II, 604-605). İleri yaşlarda Hişâm’ın rivayetleri birbirine karıştırdığı yolundaki bir iddiayı sadece İbnü’l-Kattân el-Mağribî ileri sürmekte, Zehebî ve İbn Hacer el-Askalânî gibi âlimler ise bu iddianın gerçeğe uymadığını, hâfızası biraz zayıflamış olsa bile onun rivayetleri birbirine karıştırmadığını söylemektedirler. Hişâm’ın rivayet ettiği hadisler Kütüb-i Sitte’de yer almakta, âlî rivayetleri el-ʿAvâlî min ḥadîs̱i Hişâm b. ʿUrve adlı eserde bulunmaktadır (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Mecmua, nr. 61).

Hişâm b. Urve 146 (763) yılında Bağdat’a Halife Mansûr’un yanına gitti ve orada vefat etti. Ölüm tarihi 145 ve 147 olarak da kaydedilmektedir. Cenaze namazı Mansûr tarafından kıldırılmış ve Hayzürân Kabristanı’na defnedilmiştir.


BİBLİYOGRAFYA

, VII, 321; a.e.: el-mütemmim, s. 229.

, s. 248.

, VIII, 193-194.

a.mlf., , II, 83.

, XIV, 37-42.

, VI, 80-82.

, III, 381; VI, 34-47.

a.mlf., , I, 144-145.

a.mlf., : sene 141-160, s. 320-323.

a.mlf., , IV, 301-302.

İbn Receb, Şerḥu ʿİleli’t-Tirmiẕî (nşr. Nureddin Itr), [baskı yeri yok] 1398/1978, II, 604-605.

, XI, 48-51.

, I, 218-219.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1998 yılında İstanbul’da basılan 18. cildinde, 155-156 numaralı sayfalarda yer almıştır.