EBÜ’l-YÜMN el-KİNDÎ

Tâcüddîn Ebü’l-Yümn Zeyd b. el-Hasen b. Zeyd el-Kindî el-Bağdâdî (ö. 613/1217)

Arap dili ve kıraat âlimi, muhaddis.

Müellif:

20 veya 25 Şâban 520’de (10 veya 15 Eylül 1126) Bağdat’ta doğdu. Babası onu küçük yaşta meşhur kıraat âlimi Sıbtu’l-Hayyât’ın yanına verdi. Yedi yaşında iken Kur’an’ı ezberledi; on yaşında da kırâat-i aşereyi tamamladı. Sıbtu’l-Hayyât ona kıraatle ilgili olarak hocalarından öğrendiği her şeyi, bu arada Ebü’l-İz el-Kalânisî’nin kitaplarını, Hüzelî’nin el-Kâmil’ini, Ebû Ali el-Ahvâzî’nin el-İttiżâḥ, el-Îżâḥ, el-Vecîz ve el-İḳnâʿ adlı eserlerini okuttu. İbnü’l-Cezerî, Ebü’l-Yümn’ün yedi yaşında hıfzını tamamlamasını önemli bir başarı olarak değerlendirdikten sonra on yaşında aşereyi bitirmesini o güne kadar benzerine rastlanmayan şaşılacak bir olay diye kaydetmiş, aşereyi bitirdikten sonra ise seksen üç yıl daha yaşayarak kıraat ve hadiste âlî isnada sahip tek kişi olmasının da İslâm tarihinde ilk örneği oluşturduğuna dikkat çekmiştir. Ebü’l-Yümn el-Kindî daha sonra Hibetullah b. Ahmed b. Taber’den Sıbtu’l-Hayyât’ın el-Kifâye fi’l-ḳırâʾâti’s-sit adlı kitabını okudu. Muhammed b. Hayrûn ve diğer bazı âlimlerden aşereyi tekrarlayarak bu alanda uzmanlaştı. Bu arada Ebü’l-Hasan b. Tevbe’den de İbn Mücâhid’in Kitâbü’s-Sebʿa’sını dinledi. Ebû Mansûr el-Cevâlîkī’den dil, Ebü’s-Saâdât İbnü’ş-Şecerî, Sıbtu’l-Hayyât ve İbnü’l-Haşşâb’dan nahiv, Hibetullah b. Ahmed, Ebü’l-Hasan b. Tevbe, Talha b. Abdüsselâm, Ebû Mansûr el-Kazzâz gibi âlimlerden hadis öğrendi. 543’te (1148) Hemedan’a giderek orada Sultan Tuğrul Medresesi’nde Sa‘d er-Râzî’den Hanefî fıkhı okudu. Babasının 544 (1150) yılında hac dönüşü yolda vefatı üzerine Bağdat’a döndü.

Ebü’l-Yümn, 563’te (1168) Bağdat’tan tekrar ayrılarak birkaç yıl Halep’te yaşadı. Buradan Bizans şehirlerine (Anadolu) yaptığı seyahatlerde eski elbise alım satımıyla uğraştı. Ardından Dımaşk’a gitti ve Emîr İzzeddin Ferruhşah’la münasebet kurdu. Onunla birlikte gerçekleştirdiği Mısır seyahati sırasında, o tarihlerde satışa çıkarılan Fâtımîler’e ait kütüphanelerden nâdide kitaplar satın aldı. Ebû Şâme’nin verdiği bilgiye göre ise Mısır’a Ferruhşah’la gitmemiş, onunla Kahire’de Kādî el-Fâzıl diye bilinen Abdürrahim b. Ali el-Beysânî’nin evinde tanışmıştır. Bizzat Ebü’l-Yümn el-Kindî’den nakledilen bir habere göre, kendisi Kādî el-Fâzıl’ın evinde bulunduğu bir sırada Ferruhşah da oraya gelmiş ve sohbete katılmıştır. Ebü’t-Tayyib el-Mütenebbî’ye ait bir beytin müzakeresi sırasında Ebü’l-Yümn’ün yaptığı açıklamalar Ferruhşah’ın dikkatini çekmiş ve Kādî el-Fâzıl’dan onun kim olduğunu öğrenince kendi ikametgâhına götürmüştür. Kahire’de başlayan bu dostluk Dımaşk’ta da devam etmiştir. Başta Ferruhşah olmak üzere Eyyûbî melikleri Dımaşk’ta Ebü’l-Yümn’den ders okudular. el-Melikü’l-Muazzam Îsâ b. Melikü’l-Âdil ondan Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’ını, Ebû Ali el-Fârisî’nin el-Îżâḥ’ını, Zemahşerî’nin el-Mufaṣṣal’ını ve diğer bazı eserleri okudu. Böylece bir taraftan meliklere yakınlığı sebebiyle makam ve servet sahibi olan Ebü’l-Yümn, diğer taraftan ilmî kişiliğiyle kısa zamanda tanınarak çevresinde pek çok talebenin toplanmasını sağladı. Ali b. Muhammed es-Sehâvî, İbrâhim b. Ahmed b. Fâris, Abdülazîz el-Hamevî gibi âlimler kendisinden kıraat tahsil ettiler. İbn Nukta, Abdüllatîf b. Yûsuf el-Muvaffak, Zekiyyüddin el-Birzâlî, Münzirî gibi tanınmış kişiler de ondan rivayette bulundular.

Ebü’l-Yümn el-Kindî 6 Şevval 613’te (16 Ocak 1217) Dımaşk’ta vefat etti ve Cebelikāsiyûn’a defnedildi. Ölümüyle ilgili olarak Yâkūt’un zikrettiği 597 (1201) yılı müstensih veya baskı hatası olarak değerlendirilmelidir.

Hanbelî mezhebine mensup iken Hanefî mezhebine geçen Ebü’l-Yümn el-Kindî’nin bu değişikliği ne zaman ve hangi gerekçe ile yaptığı kesin olarak bilinmemektedir. Gençlik yıllarında Hemedan’da Hanefî fıkhı tahsil etmiş olmasının onun bu kararında payı olmalıdır. Ayrıca Halep’te bulunduğu yıllarda gidip geldiği Anadolu şehirlerinde bazı Hanefî fakihleriyle tanışmış ve bu temasların da üzerinde etki yapmış olabileceği hatıra gelmektedir (bk. Muhammed Ahmed Dehmân, s. 248).

Ebü’l-Yümn el-Kindî’nin ilmî şahsiyeti ve karakteri hakkında çağdaşları ve talebeleri tarafından ileri sürülen, kısmen mezhep taassubunun etkili olduğu değişik görüşler vardır. İbnü’l-Kıftî onun kendini beğenen bir âlim olduğunu, karşı görüşlere yakışıksızca mukabele ettiğini, yazdıklarında gerek dil gerekse muhteva bakımından başarılı sayılmadığını söylemiş, doğru bir akîdeye sahip bulunmadığını iddia etmiştir. Hanbelî fakihlerinden Muvaffakuddin İbn Kudâme de Kindî’nin sünnete bağlı, Arap dilinde ve kıraat ilminde üstat olduğunu belirtmekle birlikte mezhebini dünya menfaati için değiştirdiğini ileri sürmüştür. Bu değerlendirmelere karşılık İbn Nukta onun kimsesizleri gözeten, güzel ahlâk sahibi, hadiste ve kıraatte sika bir âlim olduğunu söylemiş, İbnü’n-Neccâr el-Bağdâdî kendisinden çok faydalandığını, her bakımdan daha üstün birini tanımadığını ifade etmiştir. Ebû Şâme de gerek rivayet gerekse dirayet açısından asrının tek adamı olduğunu belirtmiştir. Bazı talebelerinin verdiği bilgiler Ebü’l-Yümn’ün akîdesi sağlam, mütevazi, güzel ahlâk sahibi bir âlim olduğunu ortaya koymaktadır. Zehebî, hakkındaki farklı görüşlerden bazılarını zikrettikten sonra onun Allah ve resulünü seven bir âlim olduğunu söylemiş, Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî’nin görüşlerini ve yolunu benimsememiş olmasının akîdesiyle ilgili iddialara yol açmış olabileceğine dikkat çekmiştir (Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XXII, 38-39).

Ebü’l-Yümn el-Kindî Kur’an ilimleri, hadis, dil, şiir, tıp vb. konularda çeşitli eserlerden meydana gelen ve 761 cilt kitabı ihtiva eden kütüphanesini âzatlısı Ebü’d-Dür Necîb Yâkūt’a bırakmış, onun ölümünden sonra oğluna, ondan da âlimlere intikal etmesini vasiyet etmiştir. Ebû Şâme’nin verdiği bilgiye göre Ebü’d-Dür bu kitapları Dımaşk Camii’nde (Emeviyye Camii) hazırladığı bir kütüphanede toplamışsa da korunmalarını sağlayamamış ve kitaplar zamanla dağılmıştır.

Eserleri. 1. İnşâdü’n-Nâbiġa emâme’n-nebî. Nâbiga el-Ca‘dî’nin Hz. Peygamber’e hitaben söylediği şiirlerini senedleriyle birlikte derlediği bir risâle olup Muhammed Muhaymir Sâlih tarafından neşredilmiştir (bk. bibl.).

2. Mesâʾil. Arap grameriyle ilgili bazı meselelerin ele alındığı eserin yazma bir nüshası Köprülü Kütüphanesi’ndedir (Mehmed Paşa, nr. 1368, vr. 95b-102b).

3. Netfü’l-liḥye min İbni Diḥye. İbn Dihye el-Kelbî’nin (ö. 633/1235) eṣ-Ṣârimü’l-Hindî fi’r-reddi ʿale’l-Kindî adlı eserine yazdığı reddiyedir.

4. Ḥâşiye ʿalâ Şerḥi Dîvâni’l-Mütenebbî. Abdülkāhir b. Abdullah el-Halebî’nin (ö. 551/1156) Dîvânü’l-Mütenebbî’ye yazdığı şerhin hâşiyesi olup bazı kaynaklarda Taʿlîḳāt ʿalâ Dîvâni’l-Mütenebbî adıyla zikredilmektedir.

5. Kitâb fi’l-farḳ beyne ḳavli’l-ḳāʾil: Tallaḳtüki in deḫalti’d-dâre ve beyne in deḫalti’d-dâre tallaḳtüki. Bir soru üzerine kaleme aldığı bu esere, Muhammed b. Ali b. Gālib el-Cezerî (ö. 689/1290) tarafından el-İʿtirâżü’l-mübdî li-vehmi’t-Tâc el-Kindî adıyla bir reddiye yazılmıştır. Son üç eserin günümüze kadar gelip gelmediği bilinmemektedir.

Kaynaklarda adları zikredilen diğer eserleri de şunlardır: Şerḥu Ḫuṭabi İbn Nübâte, İtḥâfü’z-zâʾir ve eṭrâfü’l-muḳīmi’l-müsâfir, Meşyeḫatü’l-Kindî. Sonuncu kitabın, İbnü’l-Kıftî’ye ait eserler arasında zikredilen (Yâkūt, XV, 187) Kitâbü Meşyeḫati Zeyd b. el-Ḥasan el-Kindî adlı kitapla aynı eser olması muhtemeldir.


BİBLİYOGRAFYA

, XI, 171-175, XV, 187.

, II, 10-14.

, s. 95-99.

, II, 339-342.

, XXII, 34-40.

a.mlf., Maʿrifetü’l-ḳurrâʾ, II, 586-588.

, XIII, 7174.

, I, 297-298.

, I, 570-573.

, I, 6, 714, 812; II, 1070, 1670,1697, 1925.

, IV, 189-190.

Muhammed Ahmed Dehmân, “Tâcüddin el-Kindî”, , XXI (1946), s. 248-255.

Muhammed Muhaymir Sâlih, “İnşâdü’n-Nâbiġa emâme’n-nebî…”, el-Mevrid, XIX, Bağdad 1990, s. 178-183.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1994 yılında İstanbul’da basılan 10. cildinde, 351-352 numaralı sayfalarda yer almıştır.