ERİŞİRGİL, Mehmet Emin

(1891-1965)

Felsefeci, eğitimci ve siyaset adamı.

Müellif:

Niğdeli bir ailenin çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. Mercan İdâdîsi’nde okudu. 1911’de Mülkiye Mektebi’nden mezun oldu. Hemen ardından Orman ve Maâdin Nezâreti Umûr-ı Baytâriyye Müdürlüğü’nde, Umûr-ı Baytâriyye müdür muavini Mehmed Âkif’in (Ersoy) yanında müsevvit olarak çalışmaya başladı. Kasım 1911’de Meclis-i A‘yân zabıt kâtipliğine tayin edildi; iki buçuk ay sonra da İstanbul Sultânîsi ma‘lûmât-ı medeniyye, hukūkıyye ve iktisâdiyye hocalığına getirildi. Bu arada ders programlarının ıslahı için kurulan komisyonda yer aldı ve felsefe programını bizzat hazırladı. 1912’de felsefe ve psikoloji muallimliğine nakledildi, böylece Türkiye’de liseler düzeyinde ilk felsefe dersi hocası oldu. 1914’te Evkaf Nezâreti Kalem-i Mahsûs mümeyyizliğine tayin edildi. 1915’te kendisine yeni açılan Kadıköy Numune Mektebi müdürlüğü verildi. Osmanlı Devleti ile Almanya arasındaki ittifakın kültürel ve bilimsel düzeyde geliştirilmesini sağlamak için, Maarif Nâzırı Şükrü Bey ve Alman müşaviri Schmidt’in teşebbüsleri sonunda, Meclis-i Vükelâ tarafından İstanbul Dârülfünunu’na Alman profesörlerin davet edilmesine yönelik kararına göre dârülfünunda yapılan yenilikler neticesinde Mehmet Emin de 1915’te dârülfünun felsefe müderris muavinliğine (doçentlik) getirildi. Burada Mehmet Ali Ayni, Ziya Gökalp, Necmeddin Sadak, Mehmed İzzet, Rıza Tevfik, Babanzâde Ahmed Naim gibi isimlerle birlikte çalıştı. 1918’de felsefe tarihi müderrisliğine yükseldi. 1919’un ilk aylarından itibaren Mütareke döneminde Edebiyat Fakültesi’nde müdürlük yaptı. Memleketi Niğde’den milletvekili seçilerek 12 Ocak – 18 Mart 1920 tarihlerinde faaliyet gösteren son Meclis-i Meb‘ûsan’da bulundu. İstanbul’un İtilâf devletleri tarafından 15-16 Mart 1920’de işgal edilmesinin ardından meclisin kapanması üzerine dârülfünundaki görevine döndü. Bu görevde iken 1925’te Çapa Kız Muallim Mektebi’nde müdürlük yaptı. Mehmet Emin’in dârülfünundan hangi tarihte ayrıldığı belli değilse de talebe rehberlerinde felsefe tarihi derslerinin vekâleten Orhan Sadettin tarafından verileceği belirtilmektedir. 1929-1930 tarihli talebe rehberinden itibaren ise bölüm programlarında onun ismine yer verilmemiştir.

1926’da kurulan Millî Talim ve Terbiye Dairesi’nin ilk başkanı olan Erişirgil bu görevi 1926-1930 yılları arasında sürdürdü. 1928’de kurulan ve Latin alfabesine geçişin alt yapısını hazırlamakla görevlendirilen Dil Encümeni’nde üye olarak çalıştı. 1930-1931’de Maarif Vekâleti müsteşarlığı yaptı. Ardından İstanbul Maarif müdürlüğüne ve bunun yanında İstanbul Lisesi felsefe öğretmenliğine tayin edildi. 1936’da Şükrü Baban’dan boşalan Mekteb-i Mülkiyye müdürlüğüne ve sosyolojik-ekonomik doktrinler tarihi profesörlüğüne getirildi; Mekteb-i Mülkiyye’nin Ankara’ya naklinden sonra da 1942’ye kadar bu görevde kaldı. Bu görevi sırasında 1939-1942 yıllarında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi dekan vekilliğini üstlendi ve Sosyoloji Enstitüsü’nde görev yaptı. 1942’de Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan Zonguldak milletvekili seçilince akademik görevlerinden ayrıldı. Altıncı ve yedinci dönemlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Zonguldak milletvekili olarak bulundu. Hasan Saka tarafından kurulan on yedinci hükümette Gümrük ve Tekel, M. Şemsettin Günaltay hükümetinde İçişleri bakanı oldu. 1950 seçimlerinin ardından siyaseti bıraktı. Bir süre Türkiye İş Bankası’nca kurulan yayın şirketinde müdür muavinliği yaptı. 7 Şubat 1965’te Ankara’da vefat etti ve Cebeci Asrî Mezarlığı’na defnedildi.

Mehmet Emin Erişirgil felsefe alanında, II. Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e kadar uzanan süreçte gerek eserleri gerekse üstlendiği görevlerle önemli bir isim olmuştur. Siyasal ve entelektüel açıdan oldukça hareketli geçen bu dönemde Erişirgil’in felsefî yaklaşımında birtakım değişiklikler meydana geldiyse de genelde onun Türkiye’de bir felsefe kültürünün oluşması ve yaygınlaşması hususunda çaba gösterdiğini söylemek mümkündür. Bu doğrultuda verdiği derslerle, kitap ve makaleleriyle hem Türkçe bir felsefe literatürünün oluşmasına hem de Türkçe’nin felsefe dili olarak gelişimine önemli katkılarda bulunmuş, felsefenin bir “cevaplar bütünü” olmaktan ziyade ezelî-ebedî “sorular bütünü” olduğunu vurgulayıp bu sorularla uğraşmanın insan zihninin gelişmesi açısından gerekliliğini savunmuştur.

Bilimin çeşitli dallarındaki hızlı gelişmeler neticesinde ortaya çıkan pozitivist, materyalist, natüralist, evrimci, katı determinist yaklaşımların Osmanlı-Türk entelektüellerini de etkilemesine tepki olarak 1920’lerin ilk yıllarında Dergâh mecmuası etrafında gelişen Bergsonculuğun önde gelen savunucuları arasında yer alan Erişirgil bu tavrını ilerleyen yıllarda bir yandan Alman idealizmi (Fichte), diğer yandan William James ve John Dewey’in pragmatist felsefesiyle beslemiştir. Her şeyi pozitivist yöntemlerle açıklama çabalarına yönelttiği eleştirilerde Bergson felsefesinden yararlansa da Bergsoncu anlamda sezgiyi bir bilgi kaynağı olarak benimseme fikrine mesafeli durmuş, bu tavrı zaman içinde onu pragmatizme yaklaştırmıştır. Bu yaklaşımda yeni kurulan Cumhuriyet’in siyasal ve ideolojik ihtiyaçlarının başlıca etken olduğu görülür. Erişirgil’in Millî Mecmua’daki yazılarında kendini gösteren ve yaklaşık iki yıl müdürlüğünü yaptığı Hayat mecmuasında tam anlamıyla somutlaşan pragmatist tavrı onu, bir yandan Cumhuriyet ideallerini benimsemiş genç bir nesil yetiştirme amacını bayraklaştırmaya, diğer yandan Nietzsche’nin etkisiyle -felsefe dahil olmak üzere- bütün bilgi disiplinlerinin hayatla, pratikle iç içe ve onlar üzerinde etkili olması gerektiğini ısrarla savunmaya sevketmiştir.

Eserleri. Telif: Yeni Ma‘lûmât-ı Medeniyye ve Kānûniyye (İstanbul 1330; 2. baskı: Ma‘lûmât-ı Vataniyye, İstanbul 1341; 3. baskı: Ma‘lûmât-ı Vataniyye, İstanbul 1342); Devr-i İntibâh Felsefesi ve Feylesofları (İstanbul 1336); Târîh-i Felsefe Notları: Kurûn-ı Cedîde Felsefesinden Descartes ve Kartezyenler (İstanbul 1336; sadeleştirme: Descartes ve Kartezyenler, haz. Erdoğan Erbay – Ali Utku, Konya 2006); Wilhelm Leibniz (İstanbul 1337; sadeleştirme: Descartes ve Kartezyenler içinde, haz. Erdoğan Erbay, Konya 2006); Kant ve Felsefesi (İstanbul 1339; kısmen sadeleştirme: İstanbul 1997); Yurt Bilgisi (İstanbul 1930); Sokrat (İstanbul 1931); Kant’tan Parçalar (İstanbul 1935); Filozofi (İstanbul 1935); Filozofiye Başlangıç (İstanbul 1936); Hukukun Muhtelif Cepheleri ve Hukuk İlmi (Ankara 1938); Felsefeye Başlangıç (Ankara 1944); Ekonomi Meslekleri: XVI. Yüzyıldan Zamanımıza Kadar (I, Ankara 1945); Bir Fikir Adamının Romanı: Ziya Gökalp (İstanbul 1951; 2. baskı: haz. Aykut Kazancıgil – Cem Alpar, İstanbul 1984); Merak ve Dikkat (Ankara 1956); Mehmet Âkif: İslâmcı Bir Şairin Romanı (I-IV, Ankara 1956; 2. baskı: İslâmcı Bir Şairin Romanı: Mehmet Âkif, haz. Aykut Kazancıgil – Cem Alpar, Ankara 1986); Neden Filozof Yok? (Ankara 1957); Türkçülük Devri, Milliyetçilik Devri, İnsanlık Devri (Ankara 1957); İhmal (Ankara 1958); Kadın-Erkek (İstanbul 1960). Tercüme: Emile Boirac, Felsefe yâhud Hikmet-i Nazariyye: Birinci Kitap: İlm-i Ahvâl-i Rûh (Dersaadet 1330); Henri Bergson, Ahlâk ve Dinin İki Kaynağı. Birinci Kitap: Ahlâkın İki Kaynağı (İstanbul 1933; bu tercüme, Yeni Türk Mecmuası’nın Teşrînievvel 1932 tarihli ilk sayısından itibaren dergiyle birlikte forma halinde okuyuculara sunulmuştur). Erişirgil’in ayrıca Sebîlürreşâd, Muallim Mecmuası, İctimâiyyat Mecmuası, Yeni Mecmua, Düşünce, Büyük Mecmua, Dârülfünun Edebiyat Fakültesi Mecmuası, Dergâh, Millî Mecmua, Dârülfünun İlâhiyat Fakültesi Mecmuası, Anadolu Mecmuası, Mihrab, İctihad, İstanbul, İlk Terbiye ve Tedrisat Mecmuası, Hayat, Ülkü, Yeni Türk Mecmuası, Siyasi İlimler (Mülkiye) ve İş dergilerinde 200’e yakın makalesi yayımlanmıştır.

BİBLİYOGRAFYA :

Hilmi Ziya Ülken, Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi (İstanbul 1966), İstanbul 1999, s. 375-376, 426-433; Ali Çankaya, Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler, Ankara 1968-69, II, 863-865; Osman Kafadar, “Türk Eğitim Sisteminde Pragmatik Yönelişler ve Mehmet Emin Erişirgil”, Türkiye I. Eğitim Felsefesi Kongresi Bildiriler-Müzakereler (ed. Halil Rahman Açar), Van 1995, s. 175-183; Levent Bayraktar, “Mehmet Emin Erişirgil (1891-1965)”, Türkiye’de Sosyoloji: İsimler-Eserler (haz. M. Çağatay Özdemir), Ankara 2008, I, 527-553; a.mlf., “Cumhuriyet Dönemi Düşünce Hayatımızda Dergâh Mecmuası ya da Bergsonculuğun Yerli Yorumlanışı”, Yahya Kemal Enstitüsü Mecmuası, sy. 5, İstanbul 2008, s. 613-619; a.mlf., “Darülfünun’da Bir Felsefe Hocası: Mehmet Emin Erişirgil”, Felsefe Dünyası, sy. 50, Ankara 2009, s. 64-80; Necati Akder, “Mehmet Emin Erişirgil”, TK, III/29 (1965), s. 346-348; Bülent Şen, “Mehmet Emin Erişirgil ve Türk Toplumunun Değişimi Üstüne Düşünceleri”, İÜ Sosyoloji Dergisi, III/12, İstanbul 2006, s. 133-150; M. Cüneyt Kaya, “Mehmet Emin Erişirgil: Bergsonculuktan Pragmatizme Bir Dârulfünûn Hocası”, Kutadgubilig, sy. 18, İstanbul 2010, s. 128-180; Nuray Karaca, “Bilimin Rehberliğinde Değişimden Yana Olan Pozitivist Bir Düşünür: Mehmet Emin Erişirgil”, Folklor/Edebiyat, XVIII/70, Ankara 2012, s. 145-164; a.mlf., “Erişirgil, M. Emin”, Felsefe Ansiklopedisi (ed. Ahmet Cevizci), Ankara 2007, V, 638-642.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2016 yılında İstanbul’da basılan (gözden geçirilmiş 2. basım) EK-1. cildinde, 416-417 numaralı sayfalarda yer almıştır.