ER, Mehmet Raşit

(1900-1984)

Son Sa‘dî şeyhlerinden.

Müellif:

İstanbul Şehremini’de dedesi Sa‘dî şeyhi Mehmed Râşid Efendi’nin inşa edip vakfettiği tekkede doğdu. Babası Mehmed Âkif Efendi’nin yanında hıfzını tamamladı. Davud Paşa Mekteb-i İdâdîsi’nin ardından Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Medresesi’nin birinci kısmının üçüncü, ikinci kısmının ikinci sınıfına kadar okudu. Medresetü’l-irşâd’ın son sınıfına devam etti. Harita Mekteb-i Âlîsi’nden mezun olduktan sonra Dârülfünun’un lisan bölümünde bir yıl okudu. 1923 Eylülünde İstanbul Umûr-ı Tasarrufiyye Müdürlüğü’nde haciz memuru olarak göreve başladı. 1928’de Kadastro Mektebi’nin Riyâziye Bölümü’nü de bitirdi. Eyüp, Üsküdar, Bakırköy, Kartal, Beyoğlu ve Sarıyer Tapu Kadastro müdürlüklerinde çalıştı. 1955’te Sarıyer Tapu Kadastro müdürü iken emekliye ayrıldı.

Tasavvuf ve tekke terbiyesi altında büyüyen Raşit Bey tekkeler kapatılmadan Zilkade 1341’de (1925) babasından Sa‘dî icâzeti aldı. Tekkelerin kapatılmasından sonra İnadiye, Şeyh Râşid, Salı Tekkesi diye anılan ve günümüzde camiye dönüştürülen dedesinin tekkesinde 1932 yılına kadar ikamet etti. Aynı yıl evlendi ve kayınvâlidesinin Erenköy’deki köşküne taşındı. Şehremini Deniz Abdal mahallesi Günaydın sokağında bulunan tekkenin 10 Kasım 1964’te Altıncı İcra Memurluğu’ndan gelen bir yazıda tekkenin bir hafta içinde Vakıflar Genel Müdürlüğü lehine tahliye edilmesinin istenmesi üzerine tekkenin meşihatı ve mütevelliliği evlâtlarına geçmek üzere dedesi Şeyh Râşid Efendi tarafından vakfedildiğini, tekke binasını satın almak veya kiralamak istediğini bildiren dilekçesini Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne gönderdi, ancak isteği kabul edilmedi ve tekke binasına el konuldu. Perşembe ve cuma günleri yapılan sohbet ve irşad faaliyetleri bu tarihten itibaren Erenköy’deki köşkte sürdürüldü. 11 Şubat 1984 tarihinde vefat eden Raşit Bey, Merkez Efendi Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Kozlu Mezarlığı’nda Hamza Bâlî’nin türbesinin sağ tarafında babasının kabrinin yanına defnedildi.

Dinî ve tasavvufî konulardaki bilgi ve anlayışının yanında hoşgörülü, ileri görüşlü, etkili bir kişiliğe sahip olan Raşit Bey’in sanatkâr ve kültürlü insanlardan oluşan geniş bir sohbet halkası vardı. Tekkede belirli gün ve gecelerde yapılan zikir, âyin, semâ, evrâdın usulüne uygun vecd ve şevk içinde yürütülmesi konusunda çok titizdi. Sa‘dî, Bedevî ve Rifâî tarikatlarının XX. yüzyıla ulaşan evrâd, kelime-i tevhid ve ism-i Celâl zikrinin mûsiki formlarıyla tertip edilen tavrını, tarikatın insan ilişkilerinde gelişmiş inceliklerini, âdâb ve erkânını çok iyi bilir, bu zengin kültürün yeni nesillere eksiksiz aktarılması ve canlı tutulmasına çok dikkat ederdi. Raşit Bey tekke geleneğinde gelişmiş usul ve nizam içinde icra edilen doğum, ad koyma, okula başlama, evlenme ve ölüm gibi merasimleri de iyi bilir, tarikat büyüklerinin teçhiz ve defin işlerinin tarikat töresine uygun biçimde yapılmasında yol gösterir, büyük bir duyarlılıkla okuduğu dualarla dikkati çekerdi. Nitekim Neyzen Tevfik cenaze teçhiz, tekfin ve defin işlerinin onun tarafından yapılmasını, namazını onun kıldırmasını vasiyet etmiştir. Raşit Bey’in tarikat âdâb ve erkânıyla ilgili notları henüz derlenip yayımlanmamıştır.

BİBLİYOGRAFYA :

Divan Edebiyatı Müzesi, Revnakoğlu Dosyaları, nr. B. 74; Sadık Albayrak, Son Devir Osmanlı Uleması, İstanbul 1996, V, 81; Sâmiha Ayverdi, Âbide Şahsiyetler, İstanbul 2001, s. 171; a.mlf., Hey Gidi Günler Hey, İstanbul 2002, s. 136; Muhittin Serin, “Mehmed Râşid Er Beyefendi”, Yüksek Mîmar Dr. İ. Aydın Yüksel’e Armağan, İstanbul 2012, s. 432-443 (maddenin yazımında Mehmet Raşit Er’in oğlu Haldun Er’de bulunan dosyalardan da faydalanılmıştır).

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2016 yılında İstanbul’da basılan (gözden geçirilmiş 2. basım) EK-1. cildinde, 409-410 numaralı sayfalarda yer almıştır.