DUKAK b. TUTUŞ

Ebû Nasr Şemsü’l-mülûk Dukāk b. Tâci’d-devle Tutuş es-Selcûkī (ö. 497/1104)

Dımaşk Selçuklu meliki (1095-1104).

Müellif:

Tutuş, oğlu Dukak’ı 485 (1092) yılında Bağdat’ta bulunan Sultan Melikşah’ın yanına göndermiş ve kızına tâlip olmuştu. Sultan Melikşah’ın Bağdat’ta ölümüyle Terken Hatun ve oğlu Mahmud ile beraber Dukak da İsfahan’a gitti. Ardından gizlice Selçuklu tahtı için mücadele eden Berkyaruk’a katıldı. Daha sonra bir fırsatını bulup babası Tutuş’un yanına kaçtı. Babasının Sultan Berkyaruk ile yaptığı Rey Savaşı sırasında (488/1095) yanında bulunan Dukak, babasının savaşta yenilerek öldürülmesi üzerine Atabeg Cenâhüddevle Hüseyin ve Aytekin el-Halebî adlı kumandanla birlikte kardeşi Rıdvan’ın hâkimiyetindeki Halep’e geldi. Halep’te bulunduğu sırada Tutuş’un Dımaşk nâibi Emîr Savtekin el-Hâdim’in davetiyle gizlice Dımaşk’a gitti. Rıdvan kardeşinin kaçtığını haber alınca arkasından onu yakalamak için asker sevkettiyse de başarılı olamadı. Dımaşk’ta Emîr Savtekin ve diğer kumandanlar tarafından karşılanan Dukak, Dımaşk Selçuklu Melikliği tahtına oturdu. Rıdvan ise Dımaşk Selçuklu Melikliği’ni tanımıyor ve kendisini Suriye Selçukluları’nın tek meşrû hükümdarı olarak görüyordu. Onun Dımaşk’ı zaptetmek amacıyla yaptığı faaliyetler başarısızlıkla sonuçlandı ve Dukak ölümüne kadar Dımaşk Selçuklu Melikliği’nin başında kaldı. Rey Savaşı’nda esir düşen Atabeg Tuğtegin de Berkyaruk tarafından serbest bırakıldıktan sonra Dımaşk’a gidip Dukak’ın hizmetine girdi. Dukak bütün devlet işlerini onun idaresine verdi. Savtekin yeni yönetimde sıkıntı çıkarmasından endişe edilerek bertaraf edildi. İdareyi tek başına ele alan Tuğtegin, Dukak’ın annesi Saffetülmülk Hatun ile evlenerek iktidarını sağlamlaştırdı.

Antakya Emîri Yağısıyan’ın Cenâhüddevle ile anlaşamaması yüzünden Halep’ten ayrılıp Dukak’ın yanına Dımaşk’a gelmesi üzerine Rıdvan, Artukoğlu Sökmen’i hizmetine almak ihtiyacını hissetti. Melik Rıdvan, Dukak’ın Dımaşk dışında bulunduğu bir sırada şehri kuşattı. Ancak Dukak’ın kumandanlarıyla birlikte Dımaşk’a yaklaşmakta olduğunu haber alınca kuşatmayı kaldırdı (1096). Rıdvan aynı yıl Dımaşk’ı ikinci defa kuşattıysa da yine sonuç alamadan Halep’e dönmek zorunda kaldı. Ertesi yıl Dukak, Yağısıyan ile birlikte Halep Selçuklu Melikliği topraklarına akınlarda bulundu. Ancak Rıdvan, Kınnesrîn yakınlarında yapılan savaşta Dukak’ı mağlûp etti ve ağırlıklarını yağmaladı (5 Rebîülâhir 490 / 22 Mart 1097). Bu zaferin ardından Rıdvan, Dımaşk Selçuklu Melikliği’ne karşı üstünlük elde etti. Suriye Selçukluları’nın ikiye ayrılmasından sonra Fâtımî Halifesi Müsta‘lî-Billâh, Rıdvan’a elçi gönderip hâkimiyeti altındaki topraklarda Fâtımîler adına hutbe okuttuğu takdirde kardeşi Melik Dukak’a karşı kendisini destekleyeceğini bildirdi. Rıdvan bu teklifi kabul etti ve Humus Emîri Cenâhüddevle Hüseyin ve Melik Dukak’a karşı Yağısıyan ile Artuklu Sökmen’i de yanına alarak bir sefer düzenlemeye karar verdi.

Haçlılar, 20 Ekim 1097’de Antakya önlerine gelince Yağısıyan oğlu Şemsüddevle’yi Sultan Berkyaruk, Halep Meliki Rıdvan, Dımaşk Meliki Dukak ve diğer bazı emîrlerin yanına gönderip yardım istedi. Melik Dukak, Atabeg Tuğtegin ve Yağısıyan’ın oğlu Şemsüddevle, Antakya’ya yardıma giderken erzak aramaya çıkan Haçlı kontları Bohemund ve Robert’i kuşattılar, fakat ağır kayıplar vererek Hama’ya çekildiler. Musul Emîri Kürboğa da başarısızlıkla sonuçlanan Urfa kuşatmasının ardından 3 Haziran 1098’de Haçlılar tarafından işgal edilen Antakya’ya yardım için Suriye’ye yöneldi. Müttefik kuvvetlerin katılması için bir süre Mercidâbık’ta bekledi. Dımaşk Meliki Dukak burada Kürboğa’ya katıldı. Müttefikler Antakya’yı kuşattığı sırada Haçlılar açlık ve sefalet içindeydi. Bu sırada Halep Meliki Rıdvan’ın gönderdiği elçilerin Kürboğa ile görüşmelerinden endişelenen Dukak ile Humus Emîri Cenâhüddevle Hüseyin, Kürboğa’yı sevmeyen emîrlerin ayrılmalarını müteakip ordugâhı terkettiler (491/1098).

Antakya Prinkepsi Tankred, Sevâd topraklarına yaptığı saldırıdan geri dönerken Dukak ona karşı süvari birliği sevketti ve Haçlılar’a ağır kayıplar verdirdi. Ayrıca Tankred, şövalyelerden oluşan bir elçilik heyeti gönderip Dukak’tan ya hıristiyan olmasını ya da Dımaşk’ı terketmesini isteyince Dukak da aynı şekilde ya İslâm’ı kabul etmesini veya ölümü tercih etmesini belirten bir cevap gönderdi ve heyettekilerden müslüman olan biri hariç diğer beş kişiyi öldürdü. Bunun üzerine Tankred yeniden Sevâd topraklarını yağmaladı. 494 (1101) yılında Trablusşam Emîri Ebü’l-Hasan Celâlülmülk Ali b. Ammâr’ın talebi üzerine Cebele Kadısı Ebû Muhammed İbn Suleyha’yı (Ubeydullah b. Mansûr) muhasara eden Dukak bundan bir sonuç alamadı. Ardından Kadı İbn Suleyha’nın Cebele’yi Atabeg Tuğtegin’in oğlu Böri’ye teslim ederek Dımaşk’a gittiğini öğrenen İbn Ammâr, Cebele’yi kendisine teslim etmesi halinde 300.000 dinar vereceğini söyledi. Ancak Dukak bu teklifi reddetti. Urfa Kontu Baudouin, Antakya üzerinden Kudüs’e giderken yolda Dukak ve Cenâhüddevle Hüseyin’in saldırısına mâruz kaldı ve ağır kayıplar verdi. Haçlılar’ın Trablusşam’ı tehdit etmesi üzerine şehrin hâkimi İbn Ammâr, Dukak ve Cenâhüddevle’den âcil yardım istedi. Dukak, Trablus’a 2000 kişilik yardım birliği sevketti. Ancak Dımaşk ve Humus kuvvetleri Haçlılar karşısında tutunamayıp geri çekildi (495/1102). Dukak, 496’da (1103) Sultan Alparslan’ın memlüklerinden Emîr Kaymaz’ın hâkimiyetindeki Rahbe’yi Dımaşk Selçuklu Melikliği topraklarına kattı. Humus Emîri Cenâhüddevle’nin aynı yıl öldürülmesiyle Humus da Dukak’ın egemenliğine girdi.

Dımaşk’ta bir dârüşşifâ ile ilk Hanefî medresesi olan Sâdıriyye’yi yaptıran Dukak kalenin inşaatını da başlattı ve inşaat Atabeg Tuğtegin tarafından tamamlandı. Vereme yakalanan Dukak 10 Ramazan 497’de (6 Haziran 1104) vefat etti (İbnü’l-Kalânisî, s. 144; Ebü’l-Kāsım İbn Asâkir, s. 20). Dımaşk’ın kuzeydoğusunda Meydânü’l-ahdar’da Kubbetü’t-Tavâvîs adlı türbeye defnedildi. Ebü’l-Kāsım İbn Asâkir, Dukak’ın annesi Saffetülmülk tarafından zehirlendiğini söylerse de (a.g.e., a.y.) diğer kaynaklar bu rivayeti teyit etmez. Vasiyeti üzerine yerine küçük yaştaki oğlu Tutuş getirildi ve idare tamamen Atabeg Tuğtegin’e bırakıldı. Böylece Dımaşk Atabegliği (Börîler) adıyla bilinen Türk-İslâm hânedanı kurulmuş oldu (1104).

BİBLİYOGRAFYA :

İbnü’l-Kalânisî, Târîḫu Dımaşḳ (Amedroz), s. 130, 133, 142, 144, 145, 156; Ebü’l-Kāsım İbn Asâkir, Vülâtü Dımaşḳ fi’l-ʿahdi’s-Selcûḳī (nşr. Selâhaddin el-Müneccid), Beyrut 1981, s. 19-20; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, X, 247-248, 269, 276, 310-311, 344, 363, 375-376, 395; Sıbt İbnü’l-Cevzî, Mirʾâtü’z-zamân, VIII/1, s. 4, 9; İbnü’l-Adîm, Zübdetü’l-ḥaleb, II, 120-127, 130-133, 136, 146-147, 150, 170; Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XIX, 210-212; Runciman, Haçlı Seferleri Tarihi (trc. Fikret Işıltan), Ankara 1987, II, 10, 37, 48-49, 51, 59, 73; Taef Kamal el-Azhari, The Saljuqs of Syria: During the Crusades, 463-549 A.H./1070-1154 A.D., Berlin 1997, s. 171-179; Ali Sevim, Suriye ve Filistin Selçukluları Tarihi, Ankara 2000, bk. İndeks; a.mlf., “Rıdvan b. Tutuş”, DİA, XXXV, 49; Abdülkerim Özaydın, Sultan Berkyaruk Devri Selçuklu Tarihi (485-498/1092-1104), İstanbul 2001, s. 45, 53, 95-97, 100, 102, 145-146, 157, 166, 184; a.mlf., “Tutuş”, DİA, XLI, 448-449.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2016 yılında İstanbul’da basılan (gözden geçirilmiş 2. basım) EK-1. cildinde, 342-343 numaralı sayfalarda yer almıştır.

Leave a Comment