ÂSAF b. BERAHYÂ

İslâmî kaynaklarda Hz. Süleyman’ın kâtibi veya veziri olduğu kaydedilen kişi.

Müellif:

Âsaf b. Berahyâ b. Şimea b. Mikael b. Baaseya b. Malkiya (I. Tarihler, 6/38-43; Sa‘lebî, s. 243) Ahd-i Atîk’e göre, Levioğulları’na mensup Gerşom ailesinden Berekya’nın (Berekhyâ-Berechiah) oğludur. Hz. Dâvûd zamanında kendisine, ahid sandığının Obededom’un evinden esas yerine taşıtılması sırasında, Heman ve Eytan (Ethan) ile birlikte, yüksek ses çıkaran tunç zillerle sandığa kılavuzluk etme işi verilmiştir (I. Tarihler, 15/1720, 25). Daha sonra Hz. Dâvûd tarafından ahid sandığı önündeki merasimde bu zilleri çalmakla görevlendirilmiş (I. Tarihler, 16/5, 7, 37), ibadetin düzenlenmesinin ardından da çeşitli mûsiki aletleriyle ilâhi söyleyip peygamberlik etmeleri için vazifelendirilen üç aileden birinin reisi olmuştur (I. Tarihler, 25/1-9). Hz. Süleyman’ın mâbedi bina etmesinden sonra, ahid sandığının mâbeddeki yerine nakli sırasında da aynı görevi sürdürmüştür (II. Tarihler, 5/12). Mezmurlar’dan on ikisi (Mezmur, 50/73-83) onun adını taşımaktadır. Onun “peygamber” veya “gören” olduğu da kaydedilmektedir (II. Tarihler, 29/30).

İslâmî kaynaklarda Âsaf b. Berahyâ Hz. Süleyman’ın teyzesinin oğlu, çok güvendiği bir kişi, sıddîk, hatta Hz. Süleyman’ın kâtibi ve veziri olarak gösterilmekte, ism-i a‘zamı bildiği, duasının kabul edildiği, keramet sahibi olduğu nakledilmektedir. Tarihçiler ve müfessirler onun adını Hz. Süleyman’la ilgili bir vak‘ayı izah ederken zikrederler ki bu vak‘a Kur’ân-ı Kerîm’de şu şekilde nakledilmektedir: Hz. Süleyman Sebeliler’in teslim olmalarını istedi ve çevresindekilere, “Ey ulular, dedi; bana teslim olarak gelmelerinden önce hanginiz onun (Sebe melikesinin) tahtını bana getirir?, Cinlerden bir ifrit, ‘Sen yerinden kalkmadan önce ben onu sana getiririm’ dedi. ‘Bunu yapmaya gücüm yeter ve ben güvenilir bir kimseyim’. Kendisinde kitaptan ilim bulunan zat ise, ‘Sen gözünü açıp kapayıncaya kadar ben onu sana getirebilirim’ dedi” (en-Neml 27/3840). Sebe melikesinin tahtını göz açıp kapayıncaya kadar geçecek bir sürede getireceğini söyleyen zatın kim olduğu hususunda çeşitli rivayetler vardır. Müfessirler çoğunlukla bunun Âsaf b. Berahyâ olduğunu söylemektedirler. Tarihçiler de aynı görüşü paylaşırlar.

Âsaf b. Berahyâ ile ilgili olarak İslâmî kaynaklarda yer alan bir başka rivayet de şöyledir: Hz. Süleyman bir adayı istilâ eder ve ada hükümdarının kızı Cerâde’yi alır. Cerâde, babasının başına gelenleri hatırlayarak mahzun olduğunu söyler ve babasının bir sûretinin yaptırılmasını ister. Hz. Süleyman bunu kabul eder. Fakat Cerâde gizlice bu heykele tapmaya başlar. Bu iş Hz. Süleyman’ın bilgisi dışında kırk gün devam eder. Hadiseyi haber alan Âsaf b. Berahyâ bir toplantı yapmak için Hz. Süleyman’dan izin alır ve yaptığı konuşmada, daha önce yaşayan peygamberleri överek anar. Sıra Hz. Süleyman’a gelince, “Çocukluğunda ne kadar uslu idi ve sevilmeyen her şeyden ne kadar uzaktı” demekle yetinir. Hz. Süleyman, niçin sadece gençlik yıllarından bahsedip daha sonraki dönem hakkında bir şey söylemediğini sorunca Âsaf meseleyi anlatıp sarayında kırk gündür puta tapılmakta olduğunu belirtir. Bunun üzerine Hz. Süleyman putu kırdırır, Cerâde’yi cezalandırır ve kendisi de tövbe eder (Taberî, Târîḫ, I, 497-498).

Âsaf b. Berahyâ, bunlardan başka, Hz. Süleyman’ın saltanat mührünü kaybetmesi hadisesiyle ilgili olarak da zikredilmektedir.


BİBLİYOGRAFYA

, I, 496-499.

a.mlf., Tefsîr, XIX, 100-103.

, s. 380.

, s. 243-248.

Fahreddin er-Râzî, Tefsîr, XXIV, 197.

, I, 236-240.

, II, 23.

, XIX, 203-204.

B. T. Dahlberg, “Asaph”, , I, 244-245.

H. H. Guthrie, JR, “Berechiah”, , I, 385.

, V, 3679-3681.

Ömer Rıza Doğrul, “Âsâf”, , I, 532-535.

A. J. Wensinck, “Âsaf”, , I, 664.

Mecdeddin Keyvanî, “Âṣaf b. Beraḫyâ”, , I, 414-416.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1991 yılında İstanbul’da basılan 3. cildinde, 455 numaralı sayfada yer almıştır.