REBΑ b. HABÎB

Ebû Amr er-Rebî‘ b. Habîb b. Amr el-Ezdî el-Ferâhîdî el-Basrî (ö. 180/796 [?])

el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ adlı müsnediyle tanınan İbâzıyye imamı.

Müellif:

Aslen Umanlı olup gençlik döneminde tahsil için Basra’ya gitti ve uzun yıllar orada kalarak Ebû Ubeyde Müslim b. Ebû Kerîme et-Temîmî, Dımâm b. Sâib el-Basrî, Ebû Nûh Sâlih b. Nûh ed-Dehhân el-Basrî, Câbir b. Zeyd, Ca‘fer b. Semmâk el-Abdî gibi hocalardan ders aldı ve hadis rivayet etti. Rebî‘ ile Câbir b. Zeyd’in (ö. 93/711-12) vefat tarihleri arasında seksen yıldan fazla bir zaman bulunmasına bakarak onların görüşmesine ihtimal vermeyen, dolayısıyla Câbir b. Zeyd’in Rebî‘in babası Habîb b. Amr’ın hocası olduğunu söyleyenler de vardır (Crone – Zimmerman, s. 306). Bir kısım Basralılar, âlî isnadları olan takvâ sahibi bir muhaddis olarak Rebî‘ b. Habîb’i gördüklerini söylemişlerdir. Basra’da kendisinden ilim tahsil edenler arasında Ebü’l-Münzir Beşîr b. Münzir en-Nezvânî, Müneyyir b. Neyyir el-Ca‘lânî, Mûsâ b. Ebû Câbir el-Ezkevî, Ebû Süfyân Mahbûb b. Rahîl el-Kureşî el-Basrî ve Ebû Sufre Abdullah b. Sufre yer almaktadır.

Rebî‘in Sünnî hadisçileri arasında pek tanınmadığı, cerh ve ta‘dîl kitaplarında zikredilmediği, bu yüzden bazı çağdaş araştırmalarda benzer isim taşıyan kişilerle karıştırıldığı görülmektedir (Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 43; Sandıkçı, s. 144). Onun yeterince tanınmamasıyla ilgili olarak yöneticilerin baskısı, zalim sultanlara yaklaşmaması, talebelerinden başkasıyla görüşmeyip uzleti tercih etmesi, İbâzıyye’nin Hâricîler’in bir fırkası olarak görülmesi ve bu mezhebe dair kaynakların az olması gibi sebepler gösterilmektedir. Hocası Ebû Ubeyde’nin ölümünün ardından Basra İbâzîleri’nin başına geçen Rebî‘, Rüstemîler’in İbâzıyye kolunun ikinci imamı Abdülvehhâb b. Abdurrahman döneminde Abdülvehhâb’ın danışmanlarından ve ilim ve fazilet bakımından en önde gelenlerden biriydi. I. (VII.) yüzyılın sonlarından itibaren uzun bir ömür süren Rebî‘ hayatının son yıllarında Basra’dan asıl memleketi olan Uman’a dönüp yerleşti ve muhtemelen 175-180 (791-796) yılları arasında orada vefat etti. Rebî‘in 170’te (786) öldüğü de zikredilmiştir.

Eserleri. 1. el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ (el-Müsned). İbâzıyye mezhebinin temel hadis kaynağı olan eser İbâzîler’e göre isnadı en âlî, hatta Kur’an’dan sonra en sahih olan kitaptır. Ancak Rebî‘in vefatı ile eserini et-Tertîb adıyla yeniden düzenleyen İbâzî âlimi Ebû Ya‘kūb el-Vercelânî’nin vefatı (ö. 570/1175) arasında dört yüzyıl gibi uzun bir zaman geçtiği ve kitabın sonraki nesillere intikali konusunda elde yeterli bilgi bulunmadığından İbâzîler’in bu görüşlerini ihtiyatla karşılamak gerekir. Eser dört cüzden oluşmakta ve 157 babda 1005 hadisten meydana gelmektedir. Üçüncü ve dördüncü cüzler kitaba Vercelânî tarafından ilâve edilmiştir. Üçüncü cüzde Rebî‘in özellikle itikadî konularda tartıştığı kimselere karşı ileri sürdüğü delillerle bazı âyetlerin tefsiri mahiyetinde rivayetler bulunmaktadır. 121 hadis ihtiva eden dördüncü cüzde Ebû Süfyân Mahbûb b. Rahîl’in Rebî‘den naklettiği haberler, Rüstemî Devleti’nin üçüncü hükümdarı Ebû Saîd Eflah b. Abdülvehhâb’ın Ebû Yezîd el-Hârizmî’ye ait siyerinden rivayetleriyle Câbir b. Zeyd’in Hz. Peygamber’den naklettiği mürsel rivayetler mevcuttur. Eser ilk defa Zengibar’da yayımlanmış (1304), daha sonra Abdullah b. Humeyd es-Sâlimî el-Umânî (Kahire 1349) ve Muhammed İdrîs (Beyrut-Dımaşk 1415/1995) tarafından neşredilmiştir. İlk iki cüzündeki hadisleri Abdullah b. Humeyd es-Sâlimî üç cilt halinde şerhetmiş, bu şerhin ilk iki cildi Kahire’de (1326), III. cildi Dımaşk’ta (nşr. İzzeddin et-Tenûhî, 1383/1963) basılmıştır. Ebû Ya‘kūb el-Vercelânî’nin et-Tertîb’ini Ettafeyyiş Tertîbü’t-Tertîb adıyla yeniden düzenlemiş (Cezayir 1326), el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ üzerine yapılan hâşiyeleri İbâzî fakihi Abdülazîz es-Semînî Muḫtaṣaru ḥavâşi’t-Tertîb adlı eserinde özetlemiştir. 2. Baʿżu’l-eḥâdîs̱i’n-nebeviyye ve’l-âs̱âri’l-merviyye ʿan baʿżi’ṣ-ṣaḥâbe elletî lehâ taʿalluḳ bi’l-ʿaḳīde. Vercelânî tarafından el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’in III. cüzüne konulan bu rivayetlerin esasen el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ ile ilgisi yoktur. 3. Kitâbü’l-Âs̱âr. Rebî‘in şeyhi Dımâm b. Sâib ve Câbir b. Zeyd’den rivayet ettiği haberlerle fıkhî görüşleri içeren eserin birinci kısmına ait bir nüshası Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de bulunmaktadır (nr. 21582 B, vr. 73-80; ayrıca bk. Sezgin, GAS, I, 93). 4. İcâbât (Esʾile) fi’l-ʿibâdât ve’l-muʿâmelât ve’l-aḥvâli’ş-şaḫṣiyye. Eseri Rebî‘den talebesi Ebû Gānim el-Horasânî el-Müdevvene adlı eserinde rivayet etmiştir.

BİBLİYOGRAFYA
Ahmed b. Hanbel, el-ʿİlel (Koçyiğit), I, 254; Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Ebû Bekir, Siyerü’l-eʾimme ve aḫbârühüm: Târîḫu Ebî Zekeriyyâ (nşr. İsmâil el-Arabî), Beyrut 1402/1982, s. 90, 97, 115, ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 15; Dercînî, Ṭabaḳātü’l-meşâyiḫ bi’l-Maġrib (nşr. İbrâhim Tallây), Beyrut, ts. (Dârü’l-fikri’l-Arabî), I, 49, 55, 66; II, 213, 242, 243, 245, 250, 271-278, 416; Şemmâhî, Kitâbü’s-Siyer (nşr. Ahmed b. Suûd es-Seyyâbî), Maskat 1407/1987, I, 96, 109; Sâlimî, el-Cüzʾü’l-evvel min şerḥi’l-Câmiʿi’ṣ-Ṣaḥîḥ, Maskat, ts. (Mektebetü’l-İstikāme), I, 3-4; Sâlim b. Hammûd es-Seyyâbî, İzâletü’l-vaʿs̱âʾ ʿan etbâʿi Ebi’ş-Şaʿs̱âʾ (nşr. Seyyide İsmâil Kâşif), Maskat 1979, s. 64; Fuat Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar, İstanbul 1956, s. 43; a.mlf., GAS, I, 93; Ethem Ruhi Fığlalı, İbâdiye’nin Doğuşu ve Görüşleri, Ankara 1983, s. 82-90; S. Kemal Sandıkçı, Sahîh-i Buhârî Üzerine Yapılan Çalışmalar, Ankara 1991, s. 144; Saîd b. Mebrûk el-Kanûbî, el-İmâm er-Rebîʿ b. Ḥabîb mekânetühû ve müsnedüh, Maskat 1995, s. 19-20, 49, 53-77, 139-154; P. Crone – Fr. Zimmerman, The Epistle of Sālim ibn Dhakwān, Oxford 2001, s. 305-308; J. C. Wilkinson, “Ibadi Hadith: An Essay on Normalization”, Isl., LXII/2 (1985), s. 231-259; Bünyamin Erul, “Hicrî II. Asırda Rivayet Üslubu (III): er-Rebî’ b. Habîb (ö. 175-180) ve Rivayet-Dirayet Açısından el-Câmi’i”, AÜİFD, XLIV/2 (2003), s. 27-68; Tevhid Bakan, “İbâdîler ve Hadis”, EKEV Akademi Dergisi, VIII/20, Ankara 2004, s. 236-238; T. Lewicki, “al-Ibāḍiyya”, EI2 (İng.), III, 651-652.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2007 yılında İstanbul’da basılan 34. cildinde, 494-495 numaralı sayfalarda yer almıştır.