Burhan Erhan Çavdaroğlu. Değişen harp usulü karşısında Osmanlı Ordusu: Timarlı sipahiler ve yeniçeriler (1650-1700). Yüksek lisans tezi (2021)

Burhan Erhan Çavdaroğlu. Değişen harp usulü karşısında Osmanlı Ordusu: Timarlı sipahiler ve yeniçeriler (1650-1700). Yüksek lisans tezi (2021)
Title:Değişen harp usulü karşısında Osmanlı Ordusu: Timarlı sipahiler ve yeniçeriler (1650-1700)=Ottoman timariot cavalry and janissaries in the context of changing structure of warfare (1650-1700). Yüksek lisans tezi
Author:Burhan Erhan Çavdaroğlu
Translator:
Editor:Tez danışmanı: Fatma Ünyay Açıkgöz
Language:Turkish
Series:
Place:Kırıkkale
Publisher:T.C. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Year:2021
Pages:X, 146
ISBN:
File:PDF, 6.27 MB
Download:Click here

Burhan Erhan Çavdaroğlu. Değişen harp usulü karşısında Osmanlı Ordusu: Timarlı sipahiler ve yeniçeriler (1650-1700). Yüksek lisans tezi. Kırıkkale: T.C. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021, X+146 s.

Öz

Askerî bir yapı üzerine kurulan Osmanlı İmparatorluğu, tarihsel köklerini aldığı süvari geleneği üzerine ordusunu yapılandırmıştı. Ancak zaman içerisinde değişen şartlar, Osmanlıların henüz kuruluş devrinden itibaren mevcut düşman ordusunun yapısına göre bazı yenilikler yapmasını zaruri kılıyordu. Bu yeniliklerin başında gelen şey ise ordudaki süvariler kadar piyade askerinin de istihdam edilmesiydi. Bu durumun gereği olarak Osmanlı ordusunda ortaya çıkan düzensiz piyadeler, zamanla yerlerini düzenli yeniçeri birliklerine bıraktı. Yeniçerilerin Osmanlı ordusuna dahil olması, geleneksel harp usulünün değiştirilmesi anlamına geliyordu. Bu değişiklik yaşanan meydan muharebeleri ve kuşatmalarda oldukça yerinde olmuştu. Avrupa ordularının Osmanlılar karşısında devamlı aldıkları yenilgilere bir son vermek için harp meydanına sürdükleri ateşli silahlar, Osmanlı harp usulünde yeniden bir değişikliği getirdi. Ateşli silah kullanan yeniçeri birlikleri artık meydan muharebeleri için aranan kuvvet durumuna gelmişti. Söz konusu silahı tımarlı sipahiye de adapte etmek isteyen Osmanlı Devleti, bu silahın at üzerindeki kullanım zorluğu, sipahilerin ocaklarından gelen kadim geleneklerine aykırı olması gibi sebeplerden bunda başarılı olamadı. Buna karşılık Avrupa, Osmanlı’nın savaşlardaki yenilmezliğini bozmak için yeni bir savaş anlayışı geliştirmiştir. Bu anlayışla piyade sayısını arttırmış, süvarilerine tüfek kullandırmayı başarmış, sayısı artan piyade birliklerinin belli bir düzende ve disiplinde taarruz etmesini sağlamış ve son olarak “Trace İtalienne” tarzı kale savunma tarzını uygulamaya sokmuştur. Bu yeni harp usulü gerçek etkisini ancak 1650’den sonra göstermeye başlamış ve Osmanlı ordusu birçok muharebede üst üste yenilgiler almaya başlamıştır. Bu kapsamda Osmanlı ordusunun harp usulünde yaşadığı değişiklikler, ancak devrim öncesi ve sonrası muharebelerin taktiksel anlayışının izlenmesi ile mümkün olacaktır.

Abstract

The Ottoman Empire, which its military capability played an important role in its foundation, based its army on the cavalry tradition, from which it took its historical roots. However, the changing conditions in time necessitated some innovations according to the structure of the existing enemy armies since the foundation of the Ottoman Empire. The recruitment of infantry soldiers as much as the cavalrymen in the army was the chief among these innovations. As a result of this situation, the irregular infantry troops that existed in the Ottoman army gave way to the regular janissary units in time. The inclusion of the janissaries as the main infantry troops in the Ottoman army meant a change in the conduct of traditional warfare tactics. This change has been quite appropriate for the pitched battles and sieges. The firearms that the European armies introduced on the battlefield to put an end to their constant defeats against the Ottomans, brought a new change in the Ottoman way of war. Using firearms, the janissary troops were now the sought-after force for pitched battles. The Ottomans failed, however, which wanted timariot sipahis to use firearms due to the difficulty of use firearms on horseback and the reluctance of using firearms among the sipahis who believed that this was against their traditional way of warfare. On the other hand, European states introduced a new understanding of warfare to break the Ottoman reputation of invincibility. Thus, they increased the number of infantry soldiers, supplied the cavalry with rifles, put the growing infantry divisions in order, which enabled them to carry out attacks in a particular fashion. And lastly, they put into practice the fortress defence form known as “Trace Italienne.” This new mode of warfare began to be effective only after the 1650s and the Ottomans faced consecutive defeats in the battlefield. In this context, it is possible to see the changes in the Ottoman warfare system only by tracing the tactical concepts of the battles both before and after the revolution.

Leave a Comment