1658-1750 arasında Bahr-i Sefid Boğazı’nın savunması: Seddülbahir-Sultanhisarı (Kumkale)

Tez KünyeDurumu
1658-1750 arasında Bahr-i Sefid Boğazı’nın savunması: Seddülbahir-Sultanhisarı (Kumkale) / Defence of the dardanelles in between 1658 and 1750: Seddülbahir and Sultanhisari (Kumkale)
Yazar:OĞUZHAN ALTUNTAŞ
Danışman: DR. ÖĞR. ÜYESİ ONUR USTA
Yer Bilgisi: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı / Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:17. yüzyıl = 17. century ; 18. yüzyıl = 18. century ; Kaleler = Fortnesses ; Osmanlı Devleti = Ottoman State ; Osmanlı Dönemi = Ottoman Period ; Savunma = Defence ; Seddülbahir = Seddülbahir ; Çanakkale Boğazı = Dardanelles ; Çanakkale-Kumkale = Çanakkale-Kumkale
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
112 s.
Çanakkale Boğazı, Osmanlı belgelerinin adlandırdığı şekilde Bahr-ı Sefid Boğazı, Akdeniz’in Karadeniz ile bağlantısını oluşturan Marmara Denizi’ne açılan bir su yoludur ve bu özelliği ile imparatorluk baş şehri olan İstanbul’un denizden ve karadan savunulması için jeostratejik bir öneme sahip olmuştur Çanakkale Boğazı’nın öneminin farkında olan II. Mehmed Boğaz’ın en dar kısımlarına 15. yüzyılın ortalarında iki kale inşa ettirmiştir. 17. yüzyılın ortalarına gelindiğinde ise Venedik Cumhuriyeti ile girişilen Girit hakimiyeti mücadelesi Çanakkale Boğazı’nın önemini Osmanlı İmparatorluğu için en azami noktaya ulaştırmıştır. Bu nedenle, IV. Mehmed döneminde (1648-1684) Çanakkale Boğazı’nın Akdeniz’in bir parçası olan Adalar Denizi’ne açılan uç noktalarına iki yeni kale- Kal’ateyn-i Cedideyn (Seddülbahir ve Sultanhisarı)-inşa edilerek hem Boğaz’ın hem de başşehir İstanbul’un güvenliği sağlanmaya çalışılmıştır. Bu çalışma Osmanlı dönemi belgesel kaynaklara başvurarak Seddülbahir ve Sultanhisarı kalelerinin askerî teşkilatı, kale askerlerinin almış oldukları timarları ve her iki kalenin çevre yerleşimler ile ilişkileri üzerine odaklanmaktadır. İncelenen Osmanlı belgesel kaynakları en başta Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’nde çeşitli fonlarda bulunan kale masraf, mevacib, yoklama, tamir defterleridir. Bunlara ek olarak 17. yüzyılın Osmanlı kronikçilerinden ve Avrupa seyahatnamelerinden de yararlanılmıştır.
The Dardanelles, or as it was called Bahr-i Sefid Strait by the Ottoman documents, is the waterway leading to the Sea of Marmara and connecting the Aegean Sea with the Black Sea; thus, it has a jeostrategic importance for the defence of Istanbul, the heartland of the Ottoman Empire, by sea and land. Mehmed II grasped the significance of the Dardanelles and had two fortresses built on the narrowest sides of the strait in the second half of the 15th century. Towards the mid-17th century, the Dardanelles gained the utmost importance for the Ottoman State because of the struggle with the Venetians over the Creten Island. For this reason, Mehmed IV (1648-1684) had two additional defensive military complexes- Kal’ateyn-i Cedideyn (Seddülbahir ve Sultanhisarı)- constructed on the westernmost edges of the strait towards the Aegean Sea in order to ensure the security of Istanbul. This study focuses on the citadels of Seddülbahir and Sultanhisarı regarding their military organisation, the fiefs of their personnel, their relations with the neighbouring locals by using the Ottoman documentary sources. The Ottoman documentary sources are chiefly derived from the Directorate of State Archives of Republic of Turkey, encompassing various defters such as military expenditures, the allowances for military personnel, military rolls, and repair books.

Download: Click here