“Yer” üzerine bir okuma denemesi: Samatya’da “yer-kurma” pratikleri

Tez KünyeDurumu
?Yer? üzerine bir okuma denemesi: Samatya’da ?yer-kurma? pratikleri / A reading attempt on “place”: Place-making practices in Samatya
Yazar:EZGİ TUNCER GÜRKAŞ
Danışman: DOÇ. DR. ÖMÜR BARKUL
Yer Bilgisi: Yıldız Teknik Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Ana Bilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı
Konu:Mimarlık = Architecture ; Sosyoloji = Sociology
Dizin:Etnik gruplar = Ethnic groups ; Göçler = Migrations ; Mekan = Space ; Mekansal analiz = Spatial analysis ; Sosyolojik analiz = Sociological analysis ; Toplumsal farklılaşma = Social differentation ; Yer = Place
Onaylandı
Doktora
Türkçe
2010
235 s.
Bu tez, giriş ve sonuç bölümlerinin dışında, iki ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm, kavramsal tartışmaların, ikinci bölüm ise vak’a incelemesinin yapıldığı metinleri içermektedir. Kavramsal tartışmalar bölümünde, ilk alt başlıkta, mekân (space) ve ?yer?(place) arasındaki ayrım üzerine, felsefe, beşeri coğrafya ve fenomenoloji literatüründeki argümanların konu alındığı, düşünce metinleri üretiliyor. Burada, ?yer?le bütünleşme, akıldaki ?yer?, beden mekan sınırı ve ?yer?in öznelliği başlıklarında, ?yer?, mekan ve varlık arasındaki ilişkiler sorgulanıyor.İkinci alt başlıkta, bağsız (loose) mekanların, kendiliğinden (spontaneous) oluşumlara izin veren, ?yer?leri üretmesine imkan sağlayan yapısı inceleniyor. Mekanları kendisiyle birlikte dönüştüren, yeniden anlamladıran toplumsal süreçler ve pratikler, göç olgusu ekseninde ele alınıyor. ?Yer-kurma? pratiklerinin özel bir teşekkül yeri olarak göçmen mekanlarının ve göçmenlerin varlığının toplumsal yapıyı nasıl sarstığı ya da tersyüz ettiği, farklı bakış açılarıyla birlikte tartışılıyor.Her fırsatta sözü edilen fakat sadece bir tarafından tutulan mekanın nasıl okunacağı, üçüncü alt başlığın tartışma konusudur. Mimarlık alanında yapılan kentsel okumalarda mekansal olanla birlikte, toplumsal anlamlar, oluşumlar anlatılmaz. Benzer şekilde, toplumbilimlerde yapılan kent okumaları içinde, mekanın fiziksel niteliklerinden kopuk toplumsal anlatılar üretilir, mekan içindeki toplum anlatılmaz. Toplumun ürettiği mekanla, mekanın şekillendirdiği toplumun birbirine dolaşık, canlı, organik yapısını içeren?yer? kavramı, bu ikisini ayrıştırma yanılgısının aşılmasına bir çözüm yolu olarak, iki disiplinin ara kesitinde incelenebilir mi? Bu tezde, kentsel ve analitik bir mekan okuma aracı olarak kullanılan, mekân dizimin (space syntax) ve bununla birlikte, sosyolojik yöntemin burada örneklenen ?yer? okumasına katılması gereği anlatılır; bu başlıkta disiplinlerarası, çoklu bir yaklaşım geliştirilmektedir.Samatya’da yürütülen vak’a incelemesi, bir ?yer okuma denemesi? olarak aktarılmaktadır. Bu monografik okumanın amacı, göç alan, yoksul, dönüşüm baskısı altında bir konut yerleşimi olan Samatya’nın toplumsal-mekansal örüntüsünün anlaşılmasıdır; göçmenlerin ve yerlilerin aynı mekan için ürettikleri farklı zihinsel kurgularının, gündelik pratiklerin mekanın fiziksel ve dizimsel nitelikleriyle birlikte okunarak irdelenmesidir. İncelemenin sonucunda, Samatya’nın, farklı yaşamdünyalarının (lifeworld) çoğul pratiklerini barındırırken aynı zamanda toplumsal-mekansal ayrışmanın da vuku bulduğu bir ?yer? haline geldiği söylenebilir.Sonuç bölümünde ise, mimarlık bilgi alanında toplumbilimlerle ilişki kurulmasının önemi tartışılıyor. Mimarlık alanında yapılan mekan okumalarının toplumsal üretim biçimlerini dışarıda bırakması; mekanı parçalaması ya da bir yanından çekiştirmesi anlamına gelir. Bu nedenle de, yapılan mekan/kent okumaları mekanın harita üzerinden algılanan iki boyutlu yapısını araştırmaktan öteye geçemez, mekansal ve toplumsal üretimlerin ayrışmazlığını, birbirini yeniden ören sarmallığını göremez. Bu eksiği gidermenin yollarından biri, mimarlık bilgi ve eğitim alanında toplumbilimlere daha fazla yer açılması, sosyolojik bakış açısının kazandırılması olabilir.
This thesis is constituted on two main chapters besides the introduction and the conclusion parts. The first chapter contains texts related with the theoretical arguments; the second one involves the case study.Under the theoretical arguments, in the first heading, conceptual texts are produced subjecting disputes on the differentiation of space and place through the literature of philosophy, humanistic geography and phenomenology. Here, the relationship between space, place and existence is being interrogated over the ideas on ?the immersive place?, ?place in the mind?, ?limits of body and space?, ?the subjectivity of place?.In the second heading, the structure of loose spaces that allows spontaneous constructions and enables space to become a ?place? is being investigated. Accordingly, social processes relating with immigration, displacement and re-making of place, are being examined through spatial formations. It is being argued how the existence of immigrants and spaces of immigrants as a special entity of place-making practices, shock and/or reverse the social construction.How is place read from inside the field of architecture? In urban analyses done in the field of architecture, social implications and productions are not stated jointly with the spatial. Similarly, urban interpretations in the field of sociology, disjointed from the physical features of space, social narrates are exposed; spatial society is not fundamentally pointed out. Can society-space be investigated in the intersection of these two disciplines? How this unity, being held on the one side despite being appreciated, will be discovered is the subject of the third heading. In this part, an interdisciplinary approach is being developed with the necessity of jointly use of two important methods: space syntax as an analysis tool for space and the sociological method.The case study carried out on Samatya, is being suggested as an attempt on reading a place. The aim of this monographic reading is to expand a broader spatial apprehension of the immigrants? and old inhabitants? daily practices and mental narratives on Samatya. In the conclusion of the case study, it could be stated that Samatya, transformed by different migration waves, became a place of socio-spatial segregation, sheltering various practices of different lifeworlds, involving different perceptions of place.In the conclusion, the importance of communicating with sociology in the field of architecture is being argued. From an architectural point of view, space analysis disregards ?the society? which means fragmenting the space or pulling it at one side. For this reason, readings on space cannot go beyond seeking the two-dimensional formation of space that is perceived from the site plan; moreover, it cannot grasp the intertwined society-space entirety simultaneously re-constructing each other. One way to dig up an answer could be to take the social sciences into account and to gain a sociological view in the education and practice of architecture.

Download: Click here