Türkiye’ye göç eden Uygurların sosyo-kültürel yapısı

Tez KünyeDurumu
Türkiye’ye göç eden Uygurların sosyo-kültürel yapısı / The Socio-cultural structure of Uighur immigrants in Turkey
Yazar:ABDÜLREŞİT CELİL
Danışman: YRD. DOÇ. DR. SERDAR SAĞLAM
Yer Bilgisi: Hacettepe Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sosyoloji Ana Bilim Dalı
Konu:Sosyoloji = Sociology
Dizin:Göçler = Migrations ; Göçmenler = Emigrants ; Sosyal değişme = Social change ; Sosyokültürel yapı = Socio-cultural structure ; Türkiye = Turkey ; Uygurlar = Uighurs
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
1999
381 s.
ÖZET Göç, göç veren ve göç alan bölgede sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik değişmelere yol açan temel olgulardan biridir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti sınırları içine giren coğrafya tarih boyunca göç almıştır. Göç edenler kimi zaman, bu devletin aslî unsurunu oluşturan Türklerle çeşitli ilişki türleri ile etkileşim sonucu toplumla bütünleşme sağlamış, kimi zaman kendi kimliklerini sürdürerek alt kültür kimliğini korumakta direnmişlerdir. Anadolunun Türkleşmesi sürecinde Oğuz boyundan gelenlerin yanında daha pek çok Türk boyunun katkısı olmuştur. Bu katkının içinde Uygur boyundan olanların da payı vardır. Anadolu’da tarihte kurulan Eratna Sultanlığı bunun en bariz tarihî delili olma özelliğini taşır. Eldeki çalışmaya ise, modern dönemde Anadolu’ya Doğu Türkistan olarak bilinen Uygur elinden yapılan göçler konu edilmiştir. 20. yüzyılda Uygur Eli’nden Türkiye’ye çeşitli vesilelerle kafileler halinde göçler olduğu bilinmekte ise, bunlar hakkında tarih ilmi henüz ayrıntılı araştırmalar yapmamıştır. 1949’dan itibaren yapılan göçler hakkında elimizde daha çok bilgi-belge vardır. 20. yüzyılda Uygur Eli’nden Türkiye’ye kafileler halindeki göçün sonuncusu ise 1965’te yapılmıştır. Bu tarihten sonra olan göçler ise, ferdî göç özelliği taşırlar. 1949’tan sonra göç edenlerin temel göç sebebi, Çin Komünist Partisi’nin Uygur Eli’nde yönetimi ele geçirmesiyle başlattığı devrimler ve uyguladığı politikalar olmuştur. Bugün Türkiye’deki göçmenlerin çoğunluğu İstanbul olmak üzere Kayseri ve Ankara’da yaşamaktadırlar. İskânlı göçmen statüsündeki göçmenleri en iyi şekilde temsil edebilecek olan Kayseri Uygurları, tezimize ömeklem olarak seçilmiştir. Uygulanan üç çeşit anket (Hane Reisi Anketi, İkinci Nesil Anketi ve Kayseri yerlilerine uygulanan Kontrol Anketi), yapılan geniş kapsamlı mülakat ve gözlemlerden elde edilen veriler, göçmen gruptaki birinci neslin toplumla tam bütünleşme sağlayamadığını, ancak ikinci ve üçüncü neslin tam uyumIV sağladığını göstermektedir. Uygur göçmen grubunun, beraber oturdukları Tuncelili göçmenler hariç, diğer yerliler ile tam kaynaşma içinde oldukları, kız alıp vermelerin giderek arttığı görülmektedir. Yerli halkın göçmen gruba olan tutumları çok müspettir. Bu yerli halkın, göçmen gruba evlilik yoluyla verdiği kız sayısının göçmen grubun verdiği kız sayısından daha çok olmasından da açıkça görülmektedir. Göçmen grup çocuklarının eğitimine önem vermektedir. Ekonomik açıdan göçmen grup orta gelirlidirler. İkince nesilde iş hayatına atılanlar birince nesle göre daha fazladır. Göçmen grup kendilerini bağımsızlık mücadelesi vermekte olan bir toplumun parçası olarak gördüklerinden dolayı “biz” şuuru hâkimdir. Dolayısıyle kendine özgü örf-âdet, gelenek-görenek ve folklorunu devam ettirmeye, yeni nesillere öğretmeye çalışmaktadırlar. Geri dönme duygusu hâkimdir. Yaşam, düşünce tarzında “Türkiyelileşme” olmuştur. Türkiye’de doğmuş büyümüş olan ikinci nesil, Uygur elindeki yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında; yaşam, düşünce tarzı, eğitim düzeyleri olarak farklılıklar göstermektedir. İkinci nesilden sonrakilerin çoğu Uygur Türkçesini anlayabilmekte, ama konuşamamaktadır. Uygur Türkçesiyle yazılmış, yayınlanmış eserleri okuyamamaktadırlar, ancak öğrenmeye, konuşmaya heveslidirler.
SUMMARY Migration is one of the fundamental issues of socio-cultural and socio economic changes is the regions that receive and give immigrants. The topology of today’s Republic of Türkiye has welcomed immigrants throughout the history. Immigrants sometimes have amalgamated with the Turkish population that formed the principal element of the state, and sometimes they have resisted in keeping their individual identities and preserving their subcultural identity. A lot of Turkish tribes along with the Oghuz Turks have contributed to the Turkification of Anatolia. One of the tribes that contributed to this process was the Uighur tribe. The most prominent proof of this historical fact is the Sultanate of Eratna. This Study, however, undertakes the recent migrations from the Uighur region (Uighur Eli), known as Eastern Türkistan, to Anatolia. Although it is a known fact that there has been a wave of mass migrations from Uighur region to Anatolia in the twentieth century, detailed historical researches have not been carried out yet. We have considerable data on the migrations after 1949. The last wave of mass migration was in 1965. The migration after 1965 show individual characteristics, the fundamental cause of wich were the revolutions and the policies put into practice by the Chinese Communist Party in Uighur region after the takeover. Today most of the immigrants live mainly in İstanbul, Kayseri and in Ankara. Uighur Turks living in Kayseri form the basis of this study. The questionnaires (Householder’s questionnaire, Second Generation questionnaire and the questionnaire for the natives of Kayseri), detained interrogations and close observations, showed that the first generation could not amalgamate with the Turkish society, however, the second and the thirdVI generations have amalgamated with the society thoroughly. Uighur immigrants, except for their neighbors, the Tunceli immigrants, are in the process of thorough amalgamation, for there is an increase in marriages with the Turkish population. This fact can easily be seen in the number of girls marrying to Uighur immigrants, although the number of the girls marrying to natives of Kayseri is rather small. Immigrants give priority to the education of their children. Economically, the immigrants represent the middle class. Second generation has indulged more in individual enterprise compared to the first generation. As the immigrants see themselves as a part of a community that is struggling for its independence, they pursue the idea of “us”. To this end they are trying to teach thair characteristic customs, traditions, and folklore to the new generations. The idia of “going back” is prevalent among the immigrants. Life means adaptation to the Turkish norms rather than Turkification. The second generation, born and brought up in Türkiye, when compared with their Uighur counterparts in Uighur region, China, show difference in life style, level of education, and in ideology. Most of the members of the third generation are able to understand Uighur Turkish, but they cannot read the works produced in Uighur Turkish. Nevertheless, they are eager to learn and speak their native language.

Download: Click here