Osmanlı-Türk anlatılarında bilime yönelişin mantığı ve gelecek tasarıları (19. yüzyıl sonu ve erken 20. yüzyıl)

Tez KünyeDurumu
Osmanlı-Türk anlatılarında bilime yönelişin mantığı ve gelecek tasarıları (19. yüzyıl sonu ve erken 20. yüzyıl) / The reason in tendency towards science and designation of future in Ottoman-Turk narrations (late 19th and early 20th centuries)
Yazar:SEDA UYANIK
Danışman: YRD. DOÇ. DR. LAURENT MİGNON
Yer Bilgisi: İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi / Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü / Türk Edebiyatı Bölümü
Konu:Türk Dili ve Edebiyatı = Turkish Language and Literature
Dizin:Anlatı = Narrative ; Bilim = Science ; Modernleşme = Modernization ; Modernlik = Modernity ; Türk edebiyatı = Turkish literature
Onaylandı
Doktora
Türkçe
2011
220 s.
19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda hız kazanan yenileşme hareketlerinin önemli dinamiklerinden biri ?Batı’nın bilim ve teknolojisinin Osmanlı’ya getirilmesi? yönündeki tartışmalardır. Söz konusu tartışmalar, fen ve teknolojinin faydalarının ya da beraberinde getireceği olumsuz sonuçların öngörülmeye çalışıldığı 19. yüzyıl sonunda fenne dayalı bir edebiyat türünün doğmasına neden olmuştur. ?Fennî? olarak nitelendirilen bu türün Osmanlı’nın içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik durumla şekillendiği söylenebilir. Bu bağlamda 19. yüzyıl sonu ve erken 20. yüzyılda Osmanlı-Türk edebiyatında bilim ve teknolojiyi merkeze alan Ahmet Mithat’ın Fennî Bir Roman Yahut Amerika Doktorları (1888), Celal Nuri İleri’nin Tarih-i İstikbâl (1913), Molla Davudzâde Mustafa Nâzım’ın Rüyada Terakki ve Medeniyet-i İslamiyye-i Rü’yet (1913), Yahya Kemal Beyatlı’nın ?Çamlar Altında Musahabe? (1913), Hasan Rûşenî Barkın’ın, ?Rûşenî’nin Rüyası?Müslümanların `Megali İdeası’ Gaye-i Hayâliyesi? (1914), Refik Halid Karay’ın, ?Hülya Bu Ya…? (1921), Abdülhak Hâmid Tarhan’ın ?Arzîler? (1925) ve Behlül Dânâ’nın ?Makineli Kafa? (1928) başlıklı anlatıları büyük önem taşımaktadır. Çünkü bu eserlerde fennin yükselişinin ve bilime yönelişin mantığının dönemin iktisadi-siyasi bunalımının sonuçlarından olduğu görülmektedir. Bu metinlerde Batılılaşma, medenileşme, kalkınma izleklerinin teknolojik güce paralel bir biçimde kurgulandığı tespit edilmiştir. Anlatılarda görülen bu ortak özellik Osmanlı’daki modernleşme hareketlerinin edebî alandaki yansımalarındandır.Dönemin aydınları tarafından bir üretim aracı ve/veya siyasi erkin kaynağı olarak görülen bilimin toplum yaşamı üzerindeki etkisi fenne dayalı eserlerde Avrupa veya Amerika örnekleri üzerinden aktarılmaya çalışılmıştır. Tez kapsamında analiz ettiğimiz metinlerde bilim, teknolojik güç olarak algılanmış ve Batı’nın endüstriyel gücü ile siyasi gücü arasında bir bağlantı kurularak bu ilişki Osmanlı’ya aktarılmıştır. Ancak fen ve teknoloji konusunda atıfta bulunulan ?Batılı? modellerin Osmanlı geleneğiyle, din, kültür ve kimlik çerçevesinde sorgulandığı görülmektedir. Özellikle anlatılarda ortak bir imge olan makinelere yüklenen değerin çeşitliliği dönemin aydınlarının bilime yaklaşımlarındaki çoğulluğun göstergesidir. Günümüz edebiyat araştırmalarında ayrıntılı olarak ele alınmamış, kanon dışında kalmış bu eserler 19. ve 20. yüzyıl Osmanlı-Türk edebiyatında modernleşme düşüncesini anlamlandırmak açısından önemli bir yer teşkil etmektedirler.Anahtar so?zcu?kler: fennî edebiyat, modernlik, gelenek, gelecek, teknoloji, endüstrileşme, çevre.
One of the leading dynamics of innovative movements gained popularity in Ottoman Empire is the argument relating to ?adoption of science and technology of the West? during 19th century. Such argument leads to the growth of a literary genre based on science at the end of 19th century when advantages and disadvantages of scientifical and technological developments are attempted to figure out. It could be asserted that political and social atmosphere of Ottoman Empire shapened this literary genre can be called as ?scientific? as well. In this case, Fennî Bir Roman Yahut Amerika Doktorları (1888) by Ahmet Mithat, Tarih-i İstikbâl (1913) by Celal Nuri İleri, Rüyada Terakki ve Medeniyet-i İslamiyye-i Rü?yet (1913) by Molla Davudzâde Mustafa Nâzım, ?Çamlar Altında Musahabe? (1913) by Yahya Kemal Beyatlı, ?Rûşenî?nin Rüyası?Müslümanların `Megali İdeası? Gaye-i Hayâliyesi? (1914) by Hasan Rûşenî Barkın, ?Hülya Bu Ya…? (1921) by Refik Halid Karay, ?Arzîler? (1925) by Abdülhak Hâmid Tarhan and ?Makineli Kafa? (1928) by Behlül Dânâ focus on science and technology in late 19th century or early 20th century have much significance. Since it could be observed that the reason for the rise in and tendency towards the science lies in economical and political depression of the age in the light of such works. In these texts, such themes like westernization, civilizing and development fictionalized are described to be in parallel with technological power. This common character of narrations is one of the reflections of Ottoman modernization movements in the literature.The effect of science regarded as means of production and/or source of political power by the intelligentsia of that period is tried to be narrated over European or American images in the works based on science. The science is considered to be a technological power and there established a connection between industrial and political power of the West hence such relations transferred in the Ottoman Empire in the texts we have analysed. However, “the Western” model shown as an example in terms of science and technology is seen to be criticized taking Ottoman traditions, religion, culture and identity into consideration. The variety of values attributed to machinery as a common image in the narrations specifically is the signifier of pluralism of intelligentsia towards science. These works not studied in detailed and not included in literary canon in current literature researches have an important place in terms of giving the meaning of modernity in Ottoman-Turk literature in 19th and 20th centuries.Keywords: scientific literature, modernity, tradition, future, technology, industrialization, ecology.

Download: Click here