Alim Şimşek. Soğuk Savaş’tan günümüze yükselen Hindistan ve dış politikası. Yüksek lisans tezi (2011)

Tez KünyeDurumu
Soğuk Savaş’tan günümüze yükselen Hindistan ve dış politikası / Rising India and her foreign policy since the Cold War
Yazar:ALİM ŞİMŞEK
Danışman: PROF. DR. A. METE TUNÇOKU
Yer Bilgisi: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
Konu:Tarih = History ; Uluslararası İlişkiler = International Relations
Dizin:Bağlantısızlar hareketi = Non-aligned movement ; Gandi, Mahatma = Gandi, Mahatma ; Güneydoğu Asya = Southeast Asia ; Güç dengesi = Power balance ; Hindistan = India ; Hindistan seferi = Indian campaign ; Hint Müslümanları = Indian Muslims ; Hint felsefesi = Indian philosophy ; Realizm = Realism ; Realpolitik = Realpolitik ; Soğuk Savaş = Cold War ; Soğuk Savaş sonrası = After the Cold War ; Uluslararası ilişkiler = International relations ; Uluslararası politika = International policy
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
203 s.
Hindistan, dünyanın en geniş demokrasisi söylemi ile akademik çalışmalarda, medyada ve daha pek çok yerde çoğunlukla yükselen bir güç olarak bahsedilmektedir ve bu durum literatüre damgasını vurmuş olan bir gerçektir. Bu gerçeklik, içeriğinde uzun zaman kırılgan dengelerin hassas uyumunu barındırmış, kimi araştırmacılar, uluslararası politika analizcileri, yakın tarihi boyunca Hindistan’ın siyasi geleceğini belirsiz bir çizgide, yokluklar içerisinde süre gelen istikrarsızlıklar silsilesi olarak değerlendirmişlerdir. Gerçekten de öyle olmuştur. Hindistan uzun bir süre boyunca politik ve ekonomik krizlerle boğuşmak zorunda kalmıştır. Zamanla bu tip olumsuzluklar aşamalı bir biçimde elde edilen maddi kazanımlar sayesinde aşılmaya başlanmış, ileriye dönük pek çok olumsuz değerlendirmeler, öngörüler ekseriyetle tersine çıkmıştır.Hindistan dış politikası yıllar boyunca emsalsiz değişimlere şahitlik etmiştir. Özellikle bağımsızlığından 90’lı yıllara değin süren değişimlerin özünde Hindistan’ın evvelden süre gelmiş uyumluluk, şiddetsizlik, tarafsızlık gibi birtakım kültürel değerlerinin önemli rollere sahip olması yadsınamaz gerçeklikler olarak gösterilmektedir. Tarihi boyunca İslam’ da veya Hristiyanlık’ta olduğu üzere kendini insanlığa kabul ettirmek gibi bir zorlayıcılığı, yayılmacılığı olmayan, içinde uyum ve şiddetsizlik kavramlarının özünü barındıran Budizm dininin kültürel özelliklerinin, Hindistan’ın iç-dış politika davranışları bütününe yansıması bu duruma örnek gösterilebilir.Potansiyel çatışma olasılığı içeren bir uluslararası ortam içerisinde böylesine özgün bir değer sistemine sahip oluşu, Hindistan’ın kalkınması adına doğru politikaların belirlenmesine önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Diğer taraftan unutulmamalıdır ki uluslararası sistem kendi içinde denge ihtiva etmediği surette, ülkelerin kendi iç yapıları nispeten sağlam, istikrarlı olmadığı sürece, tek başına hiçbir politika bir ülkenin kalkınması adına tutarlı olamamaktadır. Bu bağlamda iki kutuplu güç dengesine dayalı bir uluslararası sistemde var olmanın şartları dahilinde gelişen Soğuk Savaş Dönemi politikaları, tüm uluslararası ilişkiler disiplininde ayrıca ele alınması gereken bir konuyu ifade etmektedir.
With the discourse of the world’s largest democracy, India is mostly mentioned as an emerging power, that she had made her mark in many places of academic studies and in various environments, such as in written and visual media, (briefly in the media) and in the literature, which is an unquestionable fact. In this reality, the content of the fragile balance of long-time sensitive compliance sheltered, some researchers and analysts of international politics mentioned that the uncertain political future of India during the recent history of the line, all shortages in that period evaluated as the chain of instability. Indeed it was. For a long time India had to grapple with the political and economic crises. With the course of time, in a phased manner, this type of the negative effects have begun to being overcomed by thanks to the financial gains. In that case many negative reviews and forecasts of the future were usually reversed.Considering this context, India’s foreign policy can be thought as, she has witnessed unprecedented changes for many years. In particular, these changes have continued from its independence to 1990?s, and at the core of its values, stemmed from (since the time of immemorial) compliance, non-violence, and various numbers of cultural values such as impartiality, can not be denied to have important roles for India?s rise, and they are indicated as incontrovertible facts. Simply throughout of its history, unlike to Islam and Christianity, as for humanity they impose themselves with an exigency, or expansionism, Buddhism consists non-compliance and non-violence features of which contains the essence of the concepts of cultural properties can be shown as examples of inner-reflections of the whole foreign policy behavior of India.Including the possibility of potential conflict in an international environment, with the fact that such a unique value system, India ‘s determination to develop the right policies have contributed to its own development significantly. On the other hand it should not be forgotten that the international system and states, shall not contain within itself the balance, unless its internal structures relatively robust and stable. From that point of view, there is no single policy on behalf of the development of a country is unable to consistent. In this context, the bipolar balance of power based on the foundations of an international system, existing policies within the emerging Cold War era is a further thing, that all the discipline of international relations are also expressed in a topic to be addressed.

Download: Click here