ABDÜMENÂF b. KUSAY

Abdümenâf b. Kusayy b. Kilâb b. Mürre b. Kâ‘b

Hz. Peygamber’in baba tarafından üçüncü dedesi.

Müellif:

Abdümenâf’ın babası Kusay b. Kilâb, annesi Hubbâ bint Huleyl’dir. Kusayy’ın dört oğlundan biri olan ve milâdî 430 yılı civarında doğduğu tahmin edilen Abdümenâf’ın asıl adı Mugīre idi. Güzelliğinden dolayı kendisine Kamer de denirdi. Annesi Hubbâ, oğlunu Mekke’deki büyük putlardan Menâf’a adamış olduğu için Abdümenâf adını aldı. Çok cömert olduğu için Kureyşliler ona feyyâz lakabını vermişlerdi. Daha babasının sağlığında büyük bir üne kavuştu.

Mekke yöneticiliği de (Dârünnedve idaresi) dahil olmak üzere Kâbe muhafızlığı (sidâne veya hicâbe), hacılara su temini (sikāye), hacıları ağırlama (rifâde), sancaktarlık (livâ) ve başkumandanlık (kıyâde) görevlerini büyük oğlu Abdüddâr’a bırakan Kusayy’ın ölümünden bir müddet sonra, başta Abdümenâf olmak üzere Kusayy’ın diğer oğulları, söz konusu görevlerin Abdüddâr’dan alınarak Abdümenâf’a verilmesini kararlaştırdılar. Bu karar üzerine Kureyşliler arasında anlaşmazlık çıktı. Kureyş’in bazı kolları Abdüddâr’ı, diğer bazı kolları da Abdümenâf’ı destekledi. “el-Mutayyebûn” (güzel koku sürünenler) diye anılan Abdümenâf taraftarları ile “el-Ahlâf” (yeminliler) denilen Abdüddâr taraftarları çatışma noktasına geldiler. Araya giren kişiler, sidâne ve livâ görevleriyle Dârünnedve yöneticiliğinin eskisi gibi Abdüddâr’da kalmasını, sikāye, rifâde ve kıyâde görevlerinin ise Abdümenâf’a verilmesini sağlamak suretiyle iki tarafı yatıştırdılar. Bu görevler ölümüne kadar Abdümenâf’ta kaldı.

Abdümenâf’ın iki ayrı hanımından altı erkek, altı kız çocuğu oldu. Oğulları, Kureyş kabilesinin komşu devletlerle ticaretini kolaylaştırmak için anlaşmalar yaptılar. Ticaret sayesinde Mekke’nin, dolayısıyla Kureyş kabilesinin nüfuz ve iktidarı arttı.

Abdümenâf’tan sonra Kureyş’in idaresi Benî Abdümenâf’a geçti. Sikāye ve rifâde görevleri oğullarından Hâşim’e, kıyâde ise Abdüşems’e verildi. Daha sonra sikāye ve rifâde, Hâşim’den küçük kardeşi Muttalib’e, ondan da yeğeni ve Hz. Peygamber’in dedesi olan Abdülmuttalib’e geçti. Ölüm tarihi bilinmeyen Abdümenâf’ın Kâbe’de Hicr’de bulunan bir yazıdan, Kureyş kabilesine Allah’tan sakınmayı ve akrabalar arasında iyi ilişkilerin devam ettirilmesini tavsiye ettiği anlaşılmaktadır. Hz. Peygamber Kureyşliler’i İslâm’a davet ettiği sırada, diğer dedelerinin adlarıyla birlikte onun adını da anmış “Ey Abdümenâfoğulları! Allah’a inanmak suretiyle kendinizi kurtarınız” demişti (Buhârî, “Menâḳıb”, 13).


BİBLİYOGRAFYA

, s. 47.

, I, 90-94.

, I, 70, 74-78, 146; III, 19.

, s. 14-15.

, s. 162-168, 457.

Ezrakī, Aḫbâru Mekke (nşr. Rüşdî es-Sâlih Melhas), Beyrut 1389/1969, I, 109 vd.

, s. 70-73, 112, 117, 604.

, I, 52-63.

, s. 2-3.

, I, 1091-1092, 1098-1100.

, s. 16, 17, 37, 155-156.

Neşet Çağatay, “Hz. Muhammed’in Soyu, Çocukluğu ve Gençliği”, , VIII (1961), s. 25-26.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1988 yılında İstanbul’da basılan 1. cildinde, 287-288 numaralı sayfalarda yer almıştır.