ABDURRAHMAN b. TOGAYÜREK

(ö. 541/1147)

Irak Selçuklu Devleti emîri ve hâcibi.

Müellif:

Sultan Mahmud’un (Mahmûd b. Muhammed Tapar) emîrlerinden Togayürek’in oğludur. Hayatının ilk yılları hakkında fazla bilgi bulunmamakla birlikte, muhtemelen babasının iktâ sahası olan Halhal bölgesinde yetişti. 1138’de Fars Valisi Mengü Bars ile Boz-aba’nın Sultan Mesud’a (Mes‘ûd b. Muhammed Tapar) karşı giriştikleri harekete katıldı. Ancak daha sonra, Sultan Mesud tarafından bağışlanarak onun emîrleri arasına girdi. İsabetli görüşleri ve ölçülü hareketleriyle kısa zamanda sultanın teveccühünü kazanarak hâciblik mevkiine yükseldi. 1145’te Rey Hâkimi Abbas ve Fars Valisi Boz-aba, Sultan Mesud’a karşı yeniden harekete geçince, sultanla birlikte Bağdat’a gitmek mecburiyetinde kaldı. Damadı olan Arrân (Errân) Valisi Çavlı Candar’ın Sultan Mesud ile anlaşıp âsilere karşı hareket etmesi ve böylece sultan üzerinde nüfuz kazanması üzerine, damadının aleyhine çalışmaya başladı. Çavlı bunu öğrenince Boz-aba’ya katılarak sultanın aleyhine döndüyse de Zencan’a geldiği sırada öldü (1146).

Abdurrahman daha sonra damadının ölümüyle boşalan Arrân valiliğini elde etmek istedi. Çünkü bu bölgenin geliri çoktu. Bundan dolayı Arrân’a hâkim olanlar, devlet idaresinde büyük bir güç ve nüfuz sahibi oluyorlardı. Burayı elde etmek için Boz-aba ve Abbas ile anlaşmaktan çekinmeyen Abdurrahman, bu emîrler sayesinde Arrân valiliğini ele geçirdiği gibi, oğlu Argun’u da Bağdat şahnesi yaptırdı ve idarede söz sahibi oldu. Bu sırada Gürcüler’in Arrân bölgesine akınları üzerine bölgeye gitmek zorunda kalması, onu ortadan kaldırmak isteyen Sultan Mesud’a beklediği fırsatı verdi. Nihayet Arrân’da sefer hazırlıklarıyla uğraşırken Sultan Mesud’un çok sevdiği Emîr Has Beg tarafından öldürüldü.


BİBLİYOGRAFYA

, s. 114-118.

, s. 177, 181, 185, 194, 196-199.

, XI, 24, 89, 104, 116-118, 132.

Reşîdüddin Fazlullāh-ı Hemedânî, Câmiʿu’t-tevârîḫ (nşr. Ahmed Ateş), Ankara 1960, s. 118-119, 124-135.

M. Th. Houtsma, “Abdurrahman”, , I, 52.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1988 yılında İstanbul’da basılan 1. cildinde, 176 numaralı sayfada yer almıştır.