ABÎD b. EBRAS

Ebû Ziyâd Abîd b. el-Ebras el-Esedî (ö. 555 [?])

Câhiliye devri Arap şairlerinden.

Müellif:

Esed kabilesinden yoksul bir ailenin çocuğu olan Abîd’in doğum tarihi bilinmediği gibi kaynaklarda hayatı hakkında da fazla bilgi bulunmamaktadır. İmruülkays’ın babası Kinde Meliki Hucr’ün hâkimiyeti altında bulunan Esed kabilesi, aralarının açılması sebebiyle Kinde melikine haraç ödemeyince melik bu kabileye saldırdı; onları Kızıldeniz kıyısındaki Tihâme’ye sürdü ve aralarında Abîd’in de bulunduğu kabile ileri gelenlerini esir alıp hapsettirdi. Hapistekileri kurtarmak maksadıyla yazdığı bir şiirde meliki öven ve kabilesinin yaptığı hatalardan dolayı özür dileyen Abîd, onların affedilmelerini istedi. Bunun üzerine melik onları affedip yurtlarına dönmelerine izin verdi. Fakat çok geçmeden Abîd’in kabilesi Hucr’e karşı tekrar ayaklanarak onu öldürdü. İmruülkays, babasının intikamını almak üzere Esed kabilesinden yüz kişiyi öldürmeye kararlı olduğunu belirterek bu kabileyi tehdit edince, karşılıklı şiirler söyleyip Abîd’le atışmaya başladılar. Kabilesini hararetle savunan Abîd, İmruülkays’ın dedesinin ve babasının elinden çektikleri zulmü dile getiren şiirler söyledi. Hîre Sarayı’nda uzun bir süre yaşayan Abîd, Hîre Hükümdarı Münzir b. Mâüssemâ ile araları açılınca melik onu öldürttü. Bu sırada elli beş yaşlarında olduğu veya yüz yıldan fazla yaşayarak 605’te öldüğü şeklinde farklı rivayetler vardır.

Câhiliye devrinin ünlü şairi Tarafe ile aynı tabakadan sayılmasına ve şiirleri bazılarınca Muʿallaḳāt’a dahil edilmesine rağmen günümüze kadar gelen şiirleri pek fazla değildir. Bunların da bir kısmı unutulmuş, bir kısmı da muhtemelen başka şairlerinki ile karıştırılmıştır. Ch. Lyall’ın tesbitlerine göre otuz kasidesi ve on yediye yakın tamamlanmamış şiiri vardır. Şiirlerinde işlediği konular, klasik kaside türünde işlenen konulardan pek farklı değildir. Kullandığı dil oldukça sade olup benzetmeleri çoğu zaman uzun ve etkili, tasvirleri ise canlıdır. Klasik münekkitler onun fırtına ve yağmuru tasvirde usta olduğunu kabul ettikleri gibi, F. Gabrieli’nin de belirttiği üzere, modern münekkitler şairin denizdeki balığı ve kartalın tilkiyi kovalaması sahnesini tasvirde çok başarılı olduğu görüşünde birleşmektedirler. Titiz ve ince ruhlu bir şair olan Abîd, şiirlerinde kısa vezinleri tercih etmiştir. Dîvân’ında, bütün iyilik ve kötülüklerin kaynağı olan tek tanrıya inancını gösteren beyitleri ve hikmetli sözleri vardır.

İlk defa Ch. Lyall tarafından yayımlanan (Leiden 1913) ve İngilizce’ye tercüme edilen Dîvân’ını daha sonra Dr. Hüseyin Nassar tahkik ederek bazı açıklamalarla neşretmiştir (Kahire 1957). Eser 1958 ve 1964 yıllarında Beyrut’ta yeniden basılmıştır. Ayrıca Bağdatlı Mehmed Fehmî, onun bazı müelliflerce Muʿallaḳāt’tan sayılan Bâʾiyye’sinin bir kısmı ile bazı şiirlerini Târîh-i Edebiyyât-ı Arabiyye adlı eserinde açıklamalarla Türkçe’ye tercüme etmiştir.


BİBLİYOGRAFYA

, s. 225- 229.

, s. 138-139.

Ebû Hâtim es-Sicistânî, el-Muʿammerûn ve’l-veṣâyâ (nşr. Abdülmün‘im Âmir), Kahire 1961, s. 75.

İbn Kuteybe, eş-Şiʿr ve’ş-şuʿarâʾ, Beyrut 1964, s. 187-189.

Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eġānî, Kahire 1285/1868, XIX, 84-87.

Ch. Lyall, The Dīwāns of ʿAbīd and ʿĀmir b. al-Ṭufayl, Leiden 1913, s. 5-87.

Mustafa el-Galâyînî, Ricâlü’l-Muʿallaḳāti’l-ʿaşr, Beyrut 1331/1913, s. 293-306.

Mehmed Fehmî, Târîh-i Edebiyyât-ı Arabiyye, İstanbul 1332, s. 924-949.

C. Zeydân, Âdâb, Kahire 1957, I, 130-133.

, I, 17; Suppl., I, 54.

, II, 170-171.

, I, 124-127.

R. Blachère, Târîḫu’l-edebi’l-ʿArabî (trc. İbrâhim el-Kîlânî), Dımaşk 1404/1984, s. 324-325.

Abdülvehhâb es-Sâbûnî, Şuʿarâʾ ve devâvîn, Beyrut, ts. (Mektebetü dâri’ş-şark), s. 27-29.

A. Haffner, “Abîd”, , I, 110.

F. Gabrieli, “ʿAbid b. al-Abraṣ”, ,I, 99.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1988 yılında İstanbul’da basılan 1. cildinde, 308-309 numaralı sayfalarda yer almıştır.