ALTUNCUZÂDE

Fâtih devrinin (1451-1481) ünlü hekimi.

Müellif:

Adına Altunîzâde ve İbn-i Zehebî şekillerinde de rastlanan Altuncuzâde’nin asıl adı, doğum ve ölüm tarihleri bilinmemekte, hayatı hakkında yeterli bilgi vermeyen kaynaklardan ancak kişiliği ve çalışmalarıyla ilgili bazı bilgiler elde edilebilmektedir. eş-Şeḳāʾiḳu’n-nuʿmâniyye’de Altuncuzâde’ye geniş yer ayıran Taşköprizâde onun haramdan kaçınan temiz ruhlu bir insan, Allah’ın nuruna ve ilâhî bilgiye sahip bir âlim ve pek çok hastayı iyileştirip ölümden kurtaran hâzık bir hekim olduğunu yazmakta, ayrıca şifalı otları çok iyi tanıdığını bildirmektedir. Yine Taşköprizâde’nin kullandığı “nûrânî ihtiyar” ifadesinden onun ileri yaşlarda vefat ettiği anlaşılmaktadır. Bu eserden ve Nefis b. İvâz el-Kirmânî’nin (ö. 841/1438 [?]) Şerḥu Mûcezi’l-Ḳānûn adlı eserinin bir yazma nüshasına (Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 1027) eklenen bir nottan Altuncuzâde’nin, kendi imal ettiği kalaydan sondalarla idrar tutukluğuna nasıl çare bulduğu ayrıntılarıyla öğrenilmektedir. Bu bilgiden, mesane ve idrar yolları rahatsızlıkları için İbn Sînâ tarafından icat edildiği bilinen kalay sondayı Türkiye’de ilk defa Altuncuzâde’nin kullanmış olduğu sonucu çıkarılabilir. Gerek bu durum, gerekse Risâle-i Hasâtü’l-kilye ve’l-mesâne (Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi Efendi, nr. 1491) adlı böbrek ve mesane taşları üzerine yazılmış on bölümlü eserin sahibi ünlü hekim Ahî Çelebi’nin (ö. 930/1524) hocası olması, Altuncuzâde’nin üroloji alanında bir ekol kurmuş olduğunu göstermektedir.


BİBLİYOGRAFYA

Taşköprizâde, Şeḳāʾiḳ (nşr. Ahmed Subhi Furat), İstanbul 1985, s. 225-226.

, s. 330-340.

Mehmed Şâkir, Terâcim-i Ahvâl-i Meşâhîr-i İslâmiyye, İÜ Ktp., T, nr. 5040, s. 402.

, III, 202-203.

, s. 52, 53.

Arslan Terzioğlu, Die Hofspitäler und andere Gesundheitseinrichtungen der osmanischen Palastbauten, München 1979.

A. Süheyl Ünver, “XV. Asırda Hekim Altıncızâde’ye Ait Bir Müşahede”, Türk Tıb Tarihi Arkivi, V/18, İstanbul 1940, s. 78-80.

, I, 222.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1989 yılında İstanbul’da basılan 2. cildinde, 544 numaralı sayfada yer almıştır.