Arif Demirer. Kuruluşundan ortaçağ sonlarına Timbuktu (Tinbüktü) şehri. Doktora tezi (2022)

Tez KünyeDurumu
Kuruluşundan ortaçağ sonlarına Timbuktu (Tinbüktü) şehri / The city of Timbuktu (Tinbüktü) from its foundation to the end of the middle ages
Yazar:ARİF DEMİRER
Danışman: PROF. DR. İLHAN ERDEM
Yer Bilgisi: Ankara Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı / Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:
Onaylandı
Doktora
Türkçe
2022
336 s.
Timbuktu adı ilk olarak 1353’te şehri ziyaret eden İbn Battuta’nın seyahatnamesinde geçmektedir. Şehir Sahra çölünün güney kıyısında, Nijer Nehri’nin kuzeydoğuya doğru büklüm yaptığı nokta da 1100’lü yıllar da kurulmuştur. Timbuktu, 14. yüzyıldan itibaren kayda değer bir gelişim göstererek bölgenin ileri gelen ticaret, ilim ve kültür şehri olmaya başlamıştır. Şehrin bu gelişimi göstermesinde ana etmen ticaret olmuş, kuzeyde Sahra çölündeki Taghaza ve Taoudeni madenlerinden getirilen tuz ile güneyde Gana bölgesinden çıkarılan altının el değiştirdiği şehirlerden birisi olmuştur. Bu ticari döngü sayesinde şehirde önemli miktarda bir zenginlik birikmiş ve Timbuktu adını altın bolluğu ile duyurmuştur. Tezin ilk bölümünde şehrin adı, coğrafi konumu, iklim özelliklleri, kuruluşu ve fiziki gelişimi üzerinde durularak, Mansa Musa’nın Timbuktu’nun adını duyurmasında katkısının neler olduğu ele alınmıştır. İkinci bölümünde şehrin siyasi tarihine değinilerek Mali İmparatorluğu, Tevârikler ve Songhay İmparatorluğu çatısı altında nasıl bir gelişim gösterdiği analiz edilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde şehrin idari ve adli yapısı incelenerek Timbuktu’nun ne tür bir yönetim mekanizmasına ve hukuk sistemine sahip olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Son bölümde ise Timbuktu’nun iktisadi yapısı, ilmi ve fikri hayatı, toplumsal yapısı değerlendirilerek şehrin ortaçağından günümüze kadar gelmiş olan camileri ele alınmıştır.
The Timbuktu’s name is first mentioned in the travel book of Ibn Battuta, who visited the city in 1353. The city was founded in the 1100s on the southern shore of the Sahara desert, at the point where the Niger River bends towards the northeast. Timbuktu, showing a remarkable development since the XIVth century, started to become the leading trade, science and culture city of the region. The main reason for the city to show this development was trade. Timbuktu became one of the cities where salt brought from the Taghaza and Taoudeni mines in the Sahara desert in the north and gold extracted from the Ghana region in the south. Thanks to this trade cycle, a significant amount of wealth has accumulated in the city and Timbuktu has made its name known with its abundance of gold. In the first part of the thesis, the name of the city, its geographical location, climatic characteristics, establishment and physical development are emphasized. In the same section, Mansa Musa’s contribution to Timbuktu’s name is discussed. In the second part of the thesis, the political history of the city was mentioned and how it developed under the roof of the Mali Empire, Tevaris and Songhay Empire was analyzed. In the third part of the thesis, the administrative and judicial structure of the city was examined and it was tried to reveal what kind of management mechanism and legal system Timbuktu had. In the last part, Timbuktu’s economic structure, scientific and intellectual life, social structure are evaluated and the mosques of the city that have survived from the middle ages are discussed.

Download: Click here