Arzu Çetinkaya. Rusya’nın Ortadoğu’ya yönelik dini politikalarında misyoner kurumları (1840-1917). Doktora tezi (2016)

Tez KünyeDurumu
Rusya’nın Ortadoğu’ya yönelik dini politikalarında misyoner kurumları (1840-1917) / The missionary institutions in Russia’s religion policies for Middle East (1840-1917)
Yazar:ARZU ÇETİNKAYA
Danışman: PROF. DR. AHMET AKSIN
Yer Bilgisi: Fırat Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı / Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:Din politikası = Religious policy ; Misyonerlik = Missionary ; Misyonerlik faaliyetleri = Missionary activities ; Orta Doğu politikası = Middle East policy ; Ortadoğu = Middle East ; Osmanlı Devleti = Ottoman State ; Osmanlı Dönemi = Ottoman Period ; Rusya = Russia ; Uluslararası politika = International policy
Onaylandı
Doktora
Türkçe
2016
288 s.
Sanayi İnkılabı Batılı devletlerin hammadde ve pazar ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Bu durum sanayileşmeye başlayan devletlerin sömürge arayışı içerisine girmesine neden olmuştur. 1699 Karlofça Antlaşması’nın imzalanmasının ardından Avrupa kıtasından yavaş yavaş çekilmeye başlayan Osmanlı Devleti batıdaki teknolojik ve bilimsel yenilikleri takip edememesi, kapitülasyonların Avrupalı devletlerce sömürü aracı olarak kullanılması nedeniyle 19.yüzyılda çöküş sürecine girmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun üç kıtaya hakim stratejik coğrafi konumu, teknolojik yetersizlik nedeni ile işletilmemiş yer altı ve yer üstü zenginlikleri sömürgeci devletler için bulunmaz fırsatlar sunmaktaydı. Kapitülasyonlarla sağladıkları imtiyazların yanı sıra merkezi otoritenin zayıfladığı Osmanlı ülkesinde arzularını daha kolay gerçekleştirecekleri ve nüfuzlarını daha fazla arttırabilecekleri başka bir vasıtaya ihtiyaçları vardı. Sonuçta kapitülasyonlar Osmanlı Devletinin iradesine bağlı hukuki bir işlemdi. Bu noktada, dinin devlet çıkarlarını gerçekleştirmenin bir vasıtası olarak dış politikaya girmesi ve Fransız Devrimi’nin ürünü olan milliyetçilik fikriyle birleşmesi Osmanlı içerisindeki azınlıkların kaderini değiştirmişti. Avrupalı Devletler İmparatorluk içerisinde kendi nüfuz alanlarını oluşturmak için Hıristiyan azınlıklar üzerinde dinsel politikalarını alabildiğine uygulamışlardır. Bunu kimi zaman 19.yüzyılda Osmanlı ülkesini istila eden dini misyonları aracılığıyla, misyonların yetersiz kaldığı durumlarda ise diplomatik temsilcilikleri ile Hıristiyanların azınlıkların uhrevi ve dünyevi reislikleri olan Patrikhaneler vasıtasıyla gerçekleştirmeye çalışmışlardır. Batılı devletlerin her biri kendi mezhebini etkin kılmak ve yaymak için başta “Kutsal Topraklar” olarak tabir edilen Suriye ve Filistin olmak üzere İmparatorluk genelinde kıyasıya bir mücadeleye girmişlerdir. Bu dinsel mücadele siyasi, diplomatik, ideolojik ve askeri yönlerden de desteklenmiş Osmanlı Devletinin yıkılmasının en büyük sebeplerinden biri olmuştur. Bu bağlamda Batılı Devletlerin yayılmacı ve sömürgeci siyasetleri karşısında Osmanlı İmparatorluğunun kuzeyinde gittikçe güçlenen, ticaret yolu ile ekonomisini güçlendirmek isteyen bu nedenle de sıcak denizlere açılmayı milli politikası haline getiren Rusya’nın din, etnik köken ve kültür olgularını dış politika aracı olarak kullanmaması düşünülemezdi. Üstelik Osmanlı’ya olan coğrafi yakınlığı, nüfuz edebileceği Ortodoks nüfusun fazlalığı, Doğu Kiliselerinin Rusya’ya olan sempatisi nedeni ile diğer ülkelere göre daha avantajlı durumdaydı. Rusya için önemli olan bu avantajı çıkarlarını en yüksek düzeyde maksimize edecek şekilde diğer devletlere karşı kullanmaktı. Bu nedenle Rusya başta aynı mezhebe mensup oldukları Ortodokslar olmak üzere Ermeniler, Süryaniler ve diğer azınlık Hıristiyanları kullanarak Osmanlı İmparatorluğu içerisinde nüfuz alanları oluşturmaya çalışmıştır. Bu Hıristiyan azınlıklar da Rusya’ya kurtarıcı gözüyle bakmışlar, ileride kendi bağımsız devletlerini kurmak ümidiyle himayesini talep etmekten çekinmemişlerdir. Rusya’nın misyoner faaliyetleri Suriye, Filistin ve Urmiye’de yoğunlaşmış din, eğitim, iletişim ve bilimsel alanda çalışmalar yapmışlardır. Ancak 1905 Rus-Japon Savaşı ve I.Dünya Savaşı Rusya’nın kaderini de etkilemiştir. Savaşın başlamasıyla birlikte İtilaf Devletleri tarafında yer alması nedeniyle bütün diplomatik ve dini temsilcilikleri kapanmış 1917 Bolşevik İhtilali ile de bir daha açılmamıştır. Diplomatik temsilcilikler ancak Rus Çarlığı yerine kurulan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği adına yeni kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’nde açılmıştır. Savaş sonrası ayakta kalabilen dini temsilcilikler ise Sovyet rejimi tarafından değil Amerika’da Kurulan Rus Ortodoks Kilisesi tarafından desteklenmiştir.
Industrial Revolution has brought the need of the raw materials and market for Western States. This has led to enter into the colonial quest of the states began to industrialization. Following the signing of the Treaty of Karlowitz in1699, the Ottoman Empire that slowly began to withdraw from the European continent has entered the process of collapse because of it can not follow western technological and scientific innovations, the capitulations that was used as an exploitation tool by the European states in 19.th century. Strategic geographical location of the Ottoman Empire dominated the three continents, why not run with the technological deficiencies of underground and above-ground riches offered unique opportunities for colonial states. Beside they provided privileges with the capitulations in Ottoman territory where weakened the central authority, they needed another way will more easily realize their desires and increase their influences more. As a result the capitulations were a legal process depended on the will of Ottoman Empire. In this context, the religion which was into foreign policy as a means of achieving the interests of the state and unification with the idea of religious nationalism that was a product of the French Revolution changed the fate of of minorities in the Ottoman. European States to create their own spheres of influence in Empire had with a vengeance implemented their religious policies on Christian minorities. They some time tried to carry that through their religious missions which invaded the country of Ottoman in 19.th century and some time through diplomatic missions and the Patriarchates that was Christian headship of the worldly and otherworldly if in case of failure of the missions. Each of the Western States to enable and spread their sect throughout the Empire first Syria and Palestine which was expressed as “Holy Land” entered a fierce struggle. This religious struggle was supported by political, diplomatic, ideological and military tools and had been one of the biggest causes of the collapse of the Ottoman Empire. In this context, it was unthinkable which Russia increasingly strengthening, wishing to strengthen his the economy in North of the Ottoman Empire against expansionist and colonialist policies of Western States and therefore trade that made him a national policy of opening to the warm sea couldn’t used to phenomenas of religious, ethnicity and culture as a foreign policy tool. Moreover, because of Russia’s geographical proximity to the Ottoman, excess of the Orthodox population will be able to it penetrate, her sympathy with the Eastern Churches was more advantageous position compared to other countries. Which is important for Russia used so as to maximize highest level her interests against other states to this advantage. Therefore, Russia had attempted to create spheres of influence in the Ottoman Empire using Armenians, Assyrians and other minorities of Christians, Orthodox Christians the first they belonged the same sect. This Christian minorities had also seen as a savior to Russia not hesitate to demand her patronage in the hope of establishing their own independent state in the future. Russia’s missionary activities concentrated in Syria, Palestine and Urmia, had made religion, education, communication and scientific studies. However, the First World War affected the fate of Russia in the beginning of the war because of she taken place at the Allies side was closed all her diplomatic and religious missions, It is also sealed with a 1917 Bolshevik Revolution. But the diplomatic representations was reopened in Turkey on behalf of the Union of Soviet Socialist Republics to the new establishment instead of the Russian Empire. The religious representative offices that could survived the post-war was supported by the Russian Orthodox Church in America not by the Soviet Government.

Download: Click here