BAŞHALİFE

Osmanlılar’da halife unvanı taşıyan kâtiplerin ve çeşitli dairelerin reislerine verilen ad.

Müellif:

Tekâlif Kavâidi’nde serhalife olarak yer alan bu makam, “hulefâ-yi aklâmın başı, birincisi, kıdemlisi, başkalfa” ve “kalfabey” olarak tarif edilmiştir (I, 210-211). Ayrıca kaynaklarda halîfe-i evvel olarak da geçmektedir.

Sipah, silâhdar, cebeci, yeniçeri gibi ocakların kalemlerinin reisleri bu adla anılırken daha sonra Asâkir-i Mansûre’nin Topçular Ocağı’nda da bu isimde bir memuriyet teşkil edilmiştir. Nitekim bu ocağa ait olmak üzere halîfe-i evvel-i dökücüyân ve halîfe-i evvel-i arabacıyân adlarını taşıyan memuriyetler bulunmaktaydı. Yine tersanede maaşların sağlanması ve verilmesi gibi işleri yürüten kalyoncular başhalifesi yer almaktaydı. Ayrıca Rûznâmçe-i Evvel, Başmuhasebe ve Darphâne-i Âmire gibi maliye dairesine ait kalemlerin kâtiplerinin en kıdemlisine de bu ad verilmiştir.

Maliye dairesine ait kalemlerin başhalifelerinin tayini, hâcegânın teklifiyle en kıdemli halifenin bu vazifeye getirilmesi şeklindeydi. Yeniçeri, sipah, cebeci, silâhdar ve ağa kapısı kalemleri başhalifelerinin tayin ve azilleri ise diğerlerinden farklı olarak ağalarının yetkisindeydi. Başhalifeler büyük bir kusurları olmadıkça azledilmezlerdi; ancak ağaların tayin ve azletme yetkisinde bulunan başhalifeler çok defa bazı kimselerin iftirasıyla bir iki yıl içinde azledilir olmuşlardır. Bu durum karşısında verdikleri bir arzuhalle bu durumun düzeltilmesini isteyerek kendilerinin de diğer kalem başhalifeleri nizamına tâbi olmalarını ve ruûs verilmesini sağladılar.

Başhalifelerden askerî bir ocağa bağlı bulunanlar o ocağın orta kumandanlığına (çorbacı) getirilebilmekteydiler. Meselâ 1755’te Dergâh-ı Âlî Topçu Ocağı çorbacılarından sekizinci cemaatin çorbacısının vefatı üzerine beşinci cemaatin başhalifesi İbrâhim Ali bu makama tayin edilmiştir. III. Selim zamanında Tersâne-i Âmire Hendesehânesi’nin kurulması üzerine de (1797) buraya halîfe-i evvel olarak Ahmed Hoca Kaptan getirilmiştir.

Başhalifeler 1837’den itibaren mümeyyiz veya başkâtip sıfatını almışlardır.


BİBLİYOGRAFYA

, s. 20, 25, 105, 110.

Abdurrahman Vefik, Tekâlif Kavâidi, İstanbul 1328, I, 210-211.

, s. 483.

a.mlf., Merkez-Bahriye, s. 529, 537-543, 545.

a.mlf., Kapukulu Ocakları, II, 10, 64, 89, 101-102, 106, 175.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1992 yılında İstanbul’da basılan 5. cildinde, 130 numaralı sayfada yer almıştır.