BEDEVÎ, Şeyh Ali

(1868-1943’ten sonra)

Tanınmış Mısırlı hattat.

Müellif:

20 Zilhicce 1284 (13 Nisan 1868) Pazartesi günü Kahire’de doğdu. Beş yaşında iken babasının ölümü üzerine annesiyle beraber dedesinin himayesine girerek iyi bir terbiye ve öğrenim gördü. Hâfızlığını tamamladıktan sonra ilk tahsilini Şeyh Sâlih Medresesi’nde yaptı. Kahire’nin din âlimlerinden Şeyh Düssûk el-Arabî, Şeyh Kandîlü’l-Fakı’den nahiv, tefsir, hadis ve fıkıh ilimlerini öğrendi. Hat sanatına ilgisi sebebiyle Şeyh Sâlih Medresesi’ndeki hat hocası Râsim diye bilinen Şeyh Muhammed Zağlûl’den yazı meşketti. Üstün başarı göstermesi üzerine hocası onu Mısır’ın en büyük hat üstadı kabul edilen Muhammed Efendi Mûniszâde’ye götürdü. Ondan hat sanatının inceliklerini öğrenerek icâzet aldı. Yazıya olan sevgisi, kabiliyeti ve çalışkanlığı bu sahada yükselmesine vesile oldu. Şöhreti kısa zamanda yayıldı ve Mısır’ın önde gelen hattatları arasına girdi.

Bedevî 1896’da Âbidîn Emîriyye Medresesi’nde hat hocası olarak vazife aldı. Daha sonra görevi Port Said Medresesi’ne nakledildi. Bu arada bir müddet serbest çalıştı. Ardından Ezher’e hat hocası oldu. Burada on dört yıl hizmetten sonra Ümmü Abbas Medresesi’ne geçti. Bu görevinin yanında, 1922’de I. Fuâd’ın isteğiyle Kur’ân-ı Kerîm yazmak üzere İstanbul’dan Kahire’ye davet edilen Hattat Aziz Efendi’nin kurduğu Medresetü tahsîni’l-hutûti’l-melikiyye’de hat hocalığı yaptı. Bu medresede pek çok öğrenci yetiştirerek icâzet veren Bedevî, 1936 yılında Ümmü Abbas Medresesi’nden emekliye ayrılmasına rağmen Tahsînü’l-hutût’taki görevini sürdürdü. Nitekim Kahire’de 1943’te neşredilen Mecelletü Medreseti taḥsîni’l-ḫuṭûṭi’l-melikiyye mecmuasındaki kayıtlardan anlaşıldığına göre bu tarihlerde görevine devam etmekteydi. Ancak aynı mecmuanın 1947’de çıkan 2. sayısında ismine rastlanmaması, bu tarihten önce Tahsînü’l-hutût’taki görevinden ayrılmış veya vefat etmiş olduğunu düşündürmektedir.

Bedevî hat sanatına pek çok eser kazandırdı. Hüseyin Paşa için yazdığı Kur’ân-ı Kerîm ile Mısır Hidivi İsmâil Paşa’nın âzatlı kölelerinden Heyâtim için cüzler halinde yazdığı, daha sonra Mescid-i Nebevî’ye hediye edilen mushaf-ı şerif, yine cüzler halinde bir Mısırlı zengin için yazdığı Kur’ân-ı Kerîm onun güzel eserleri arasındadır.

Bedevî, Mısır cami ve mescidlerinin cümle kapısı ve duvarları üzerine celîsülüs yazılar da yazmıştır. Asyût Ma‘hed Mescidi, Mısır’ın batısında Libya sınırına yakın bir yerleşme merkezinde Mescidü’s-Sellûm ve Mescidü’ş-Şa‘rânî’deki (Kahire) yazıları onun en güzel celî hatlarındandır. Pek çoğu bugün mevcut olan, Kahire’nin cadde, meydan ve sokak isimlerini gösteren levhalar da onun hattıyladır. Ayrıca I. Fuâd’ın Mina’da hacılar için yaptırdığı çeşme üzerinde daire şeklinde yazdığı “وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ : Biz her şeyi sudan yarattık” (el-Enbiyâ 21/30) âyet-i kerîmesi de onun Mısır dışındaki güzel bir eseridir.


BİBLİYOGRAFYA

Mecelletü Medreseti taḥsîni’l-ḫuṭûṭi’l-melikiyye, Kahire 1362/1943, I, 45.

Fevzi Sâlim Afîfî, Neşʾe ve teṭavvürü’l-kitâbeti’l-ḫaṭṭiyyeti’l-ʿArabiyye ve devrühe’s̱-s̱eḳāfî ve’l-ictimâʿî, Küveyt 1400/1980, s. 458.

M. Tâhir el-Kürdî, Târîḫu’l-ḫaṭṭi’l-ʿArabî ve âdâbüh, Riyad 1402/1982, s. 432-434.

Kâmil Baba, Rûḥu’l-ḫaṭṭi’l-ʿArabî, Beyrut 1983, s. 260.

Muhittin Serin, Hattat Aziz Efendi, İstanbul 1989, s. 29.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1992 yılında İstanbul’da basılan 5. cildinde, 317-318 numaralı sayfalarda yer almıştır.