BOZOKLAR

Oğuz destanına göre Oğuz boylarından on ikisinin bağlı olduğu ana grubun adı.

Müellif:

Reşîdüddin Fazlullāh-ı Hemedânî’nin Câmiʿu’t-tevârîḫ’teki “Oğuznâme”sinde ve Ebülgazi Bahadır Han’ın Şecere-i Terâkime’sinde Oğuz Kağan’ın üst isimler olarak Gök, Dağ ve Deniz adlı oğullarına Üçok; Gün, Ay ve Yıldız adlı oğullarına Bozok adını verdiği, kendisinden sonra Bozok neslinden gelenlerin han seçilmesini istediği rivayet edilmektedir. Buna göre Kayı, Bayat, Alkaevli, Karaevli, Yazır, Dodurga, Döğer, Yaparlı, Avşar, Beydili, Kızık ve Karkın boyları Bozoklar’ı meydana getiriyor ve sağ kolda bulunuyordu. Dede Korkut destanlarında ise Bozok-Üçok yerine İç Oğuz-Dış Oğuz isimlerine yer verilmiştir. Destanî mahiyetteki eserlerde Oğuzlar’ın ikili yapı içerisinde görünmesine rağmen onlara dair en eski kaynaklarda bundan söz edilmez. Oğuzlar’ın sosyal hayatına dair bilgi veren İbn Fadlân sadece boylar halinde yaşadıklarını bildirir. Oğuz boylarının listesini kaydeden Kâşgarlı Mahmud da Bozok-Üçok isimlerini zikretmez. Bu husus, Bozok ve Üçok adlandırmalarının bazı siyasî gelişmeler neticesinde destanî nitelikteki eserlere sonradan girmiş olabileceği ihtimalini güçlendirmektedir.

Bozok adı ilk defa 1153’te Selçuklu Sultanı Sencer’e isyan eden Oğuzlar’a dair bilgiler arasında geçmektedir. Buna göre Oğuzlar, Bozok ve Üçok adlı iki büyük kabileden oluşuyor, Bozoklar Abdülhamid oğlu Korkut Bey, Üçoklar ise Tutı Bey tarafından yönetiliyordu. Daha önce Karahanlılar’a tâbi olan bu Oğuzlar XII. yüzyılın ikinci çeyreğinde Selçuklu topraklarına girmişler ve Belh yöresinde Huttalân bölgesini yurt tutmuşlardı. Sultan Sencer’in “hassa raiyyeti” sayılan Oğuzlar saray mutfağına yıllık vergi olarak 24.000 koyun gönderiyorlardı. Vergi artışı yüzünden merkezî hükümetle anlaşmazlığa düşen Oğuzlar, Belh Valisi Kumac’ı (Kamaç) öldürdükten sonra 1153’te kalabalık ordusunu yenilgiye uğrattıkları Sultan Sencer’i esir aldılar. Ona hükümdar gibi muamele edip görünürde saygıda kusur etmediler. Sultan Sencer’in 1157’de ölümü üzerine Belh, Merv ve Serahs’a hâkim oldular; ardından Nesâ, Ebîverd ve Gazne’yi denetim altına aldılar. Oğuzlar bir süre, Selçuklu Devleti’ni yeniden toparlamaya çalışan Sultan Mahmud’a itaat arzederek bölge siyasetinde etkili olmaya çalıştılarsa da 1165’ten itibaren güçlerini yitirmeye başladılar. Hârizmşahlar’ın ve Gurlular’ın yükselişe geçmesi Oğuz hâkimiyetinin sonu oldu. 1181’de Merv ve Serahs’ı kaybeden Oğuzlar hızla dağılıp bölge siyasetinde anılmaz duruma geldiler.

Bozok adı ikinci defa Moğol istilâsından sonra kabile adı olarak anılmıştır. Moğol baskısıyla Döğer, Avşar, Köpekli, Gündüzlü, Kutbeyli, Özerli, Bayat, Harbendeli, İnallı, Doğancıoğulları, Bozoklu, Üçoklu gibi isimler taşıyan yaklaşık 40.000 çadırlık Türkmen grubu XIII. yüzyılın ikinci yarısında Memlük Devleti’nin sınırlarını geçip Kuzey Suriye topraklarına girdiler. Memlük Sultanı Baybars bunlara Gazze’den Diyarbekir’e kadar olan sahada yurtluk verdi. XIV. yüzyıl boyunca Memlükler’de görülen pek çok siyasî gelişmede yer alan Türkmenler arasında daha etkin olan Bozoklu ve Üçoklular, Memlük sultanlarının yanında büyük itibara sahiptiler. Memlük sahasındaki Bozoklu ve Üçoklu kabileler, Oğuz boy geleneğine uygun olarak iki ana kola mensup oymakların birbirine karışması sonucunda yeni bir yapıya büründülerse de gerçekte onlar daha önce Oğuz isyanına karışan Bozok ve Üçok kabileleriydi. Bunlar, bütün boyları kapsayıcı bir nitelik taşımadıkları gibi bünyelerinde hangi Bozoklu ve Üçoklu boyları barındırdıklarını aydınlatacak işaretler de sınırlıdır. Memlükler’in Türkmenler’den oluşan, Ecnâd et-Türkmân denilen askerî birliklerine kumanda eden ve Mukaddem et-Türkmân diye anılan kişiler arasında Bozoklar’dan İnaloğlu Ali Bey’in adı geçer. Bu husus Kuzey Suriye, Anadolu ve Azerbaycan’da rastlanan İnallı/Aynallı aşiretinin Bozoklar’dan bölünerek ortaya çıktığını göstermektedir. Kuzey Suriye’de ve Çukurova’da faaliyet gösteren Özeroğulları’nın da Üçoklar’dan geldiği bilinmektedir.

Kuzey Suriye’deki Türkmenler XIV ve XV. yüzyıllarda gerçekleştirdikleri fetihlerle Anadolu yönünde ilerlediler. Bunlardan Bozoklar, Dulkadıroğulları Beyliği’nin kurulmasına iştirak ettikleri gibi 1404’te Ramazanoğulları’yla yaşanan çekişmede de Dulkadır beylerinin yanında yer aldılar. Bununla birlikte Dulkadırlı Türkmenleri yeknesak olmayıp içlerinde destanî mahiyetteki ayırıma göre sadece Bozoklar’dan Bayat, Yazır, Dodurga, Avşar, Kızık, Beydili ve Karkınlar değil Üçoklar’dan Eymir, Bayındır, Peçenek, Çepni, Salur, Yüreğir, Yıva boyları da bulunmaktaydı. Ayrıca Üçoklu olarak tasnif edilen bu boyların nüfusu Bozoklu boylara göre daha kalabalıktı.

Dulkadıroğulları Beyliği topraklarında konar göçer olarak yaşayan Bozoklar’ın en önemli yaylak alanlarının Kayseri, Sivas, Kırşehir üçgeninde kalan ve günümüzde Yozgat vilâyetini teşkil eden bölge olduğu anlaşılmaktadır. Burası daha XV. yüzyılın ilk yarısında Bozok diye anılmaya başlanmıştı. Bozoklar’ın 1470’te bile Halep taraflarında etkinliklerini sürdürdükleri görülmektedir. 1515’te Dulkadıroğulları Beyliği’nin ortadan kaldırılması ve bölgenin bütünüyle Osmanlılar’ın egemenliğine girmesinin ardından yapılan arazi tahrirlerinde Bozok bir bölge adı olarak geçmekle birlikte Bozoklu adıyla hiçbir aşiretten söz edilmemektedir. Bu husus, onların zaman içinde Dulkadır Türkmenleri arasına karışmaları veya tahririn yapıldığı dönemde artık Bozok üst ismini kullanmamalarıyla ilgili olabilir. Benzer şekilde Üçoklu Türkmenleri de tarihten sessiz sadasız çekilmiştir. Bozok ismi 1522’den itibaren Osmanlı kaynaklarında artık sancak ve kaza adı olarak anılır. Bozok Türkmenleri tabiri ise Dulkadıroğulları Beyliği’ni meydana getiren konar göçerlerden Bozok sahasında yaylak kışlak hayatı sürdüren Şam Bayadı, Kızıl Kocalı, Süleymanlı, Ağcalı, Selmanlı, Çiçekli, Karamanlı, Ağca Koyunlu, Karalı, Söklen, Hisar Beyli, Ali Beyli, Demircili, Zakirli, Sekili, Tecirli, Deli Alili, Mesudlu, Kavurgalı aşiretlerini ifade etmekteydi. Bunların 1530’da 550 cemaat halinde 11.269 hâne ve 1283 mücerret vergi nüfusundan meydana geldikleri tesbit edilmektedir. Buna karşılık aynı tahrirde Bozok bölgesinde altı köy ve 884 mezra mevcuttu. Otuz beş yıllık süre zarfında mezraların konar göçerler tarafından hızla yerleşim yerine dönüştürüldüğü, 630 yeni yerleşim biriminin meydana çıktığı, mezraların ise yeni açılanlarla birlikte 550’ye düştüğü görülmektedir. Bununla birlikte köylerden sadece 227’sinin kurucularının bölgedeki konar göçerlerden geldiği zikredilmiştir. 1576’da yapılan tahrirlerde bölgenin 18.704 hâne ve 22.780 mücerret vergi nüfusuna yükseldiği tesbit edilmiştir. Bozok tabiri sancak adı olarak XX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar varlığını sürdürmüş, 25 Haziran 1927’de sancak merkezinin Yozgat olmasından sonra Bozok adı terkedilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA :

BA, TD, nr. 155, 315, 402; TK, TD, nr. 30, 31; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil (trc. Abdülkerim Özaydın), İstanbul 1986, XI, 154 vd.; Reşîdüddin Fazlullāh-ı Hemedânî, Câmiʿu’t-tevârîḫ: Târîḫu Oġūz (nşr. M. Rûşen), Tahran 1384/2005; Esterâbâdî, Bezm ü Rezm (trc. Mürsel Öztürk), Ankara 1990, s. 453; Kalkaşendî, Ṣubḥu’l-aʿşâ (Şemseddin), V, 304, 305, 440; Makrîzî, es-Sülûk (Ziyâde), I/1, s. 117, 124, 125, 187; I/2, s. 479; Halîl b. Şâhin, Zübdetü Keşfi’l-memâlik (nşr. P. Ravaisse), Paris 1894, s. 105; İbn İyâs, Bedaʾiʿu’z-zühûr, I/2, s. 574, 703; İbn Kemal, Tevârîh-i Âl-i Osmân, X, 342, 349; Ebülgazi Bahadır Han, Şecere-i Terâkime (haz. Zuhal Kargı Ölmez), İstanbul 1996, s. 149, 150, 244, 245; Faruk Sümer, “Bozok Tarihine Dair Araştırmalar”, Cumhuriyetin 50. Yıldönümü Anma Kitabı, Ankara 1974, s. 308-351; a.mlf., Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri, Boy Teşkilâtı, Destanları, İstanbul 1980, bk. İndeks; Zeki Velidi Togan, Oğuz Destanı: Reşideddin Oğuznamesi, Tercüme ve Tahlili, İstanbul 1982, s. 48, 50, 52; Refet Yinanç, Dulkadir Beyliği, Ankara 1989, s. 8,19, 63, 103; Kâzım Yaşar Kopraman, Mısır Memlükleri Tarihi, Ankara 1989, s. 84, 162, 180; Yunus Koç, XVI. Yüzyılda Bir Osmanlı Sancağı’nın İskân ve Nüfus Yapısı, Ankara 1989, s. 57, 58; a.mlf., “Bozok Türkmenleri”, Anadolu’da ve Rumeli’de Yörükler ve Türkmenler Sempozyumu Bildirileri (haz. Tufan Gündüz), Ankara 2000, s. 195-209; S. G. Agacanov, Oğuzlar (trc. Ekber N. Necef – Ahmet Annaberdiyev), İstanbul 2002, s. 154-155, 159; Ergin Ayan, Büyük Selçuklu İmparatorluğunda Oğuz İsyanı, İstanbul 2007, s. 21, 181; O. Üçler Bulduk, “Oğuznâmelere Göre Üçok-Bozok veya İç-Oğuz Dış-Oğuz Meselesi”, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, I/3, Ankara 1997, s. 109-116.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2016 yılında İstanbul’da basılan (gözden geçirilmiş 2. basım) EK-1. cildinde, 208-209 numaralı sayfalarda yer almıştır.