ÇAKMAK, Dursun

(1928-2003)

Nuruosmaniye Camii müezzini, dinî mûsiki bestekârı, hânende.

Müellif:

Trabzon’un Of ilçesine bağlı İlvan köyünde doğdu. Nüfus kaydında doğum tarihi 10 Mayıs 1928 olarak kaydedilmişse de ailesi onun 1926’da doğduğunu söylemektedir. Babası gemicilik ve inşaat işlerinde uzun yıllar çalışmış Şükrü Efendi, annesi Sâbire Hanım’dır. İki yaşında iken ailesi İstanbul’a göç etti ve Fatih’te Cibali Haydar mahallesine yerleşti. Cibali İlkokulu’nda tamamladığı ilk öğreniminin ardından Sultanahmet Sanat Okulu’na girmek istediyse de gözünün iyi görmediği gerekçesiyle buraya alınmadı. Böylece resmî eğitim hayatı sona ermiş oldu. Daha sonra Kapalı Çarşı’da bir gümüş işlemecisinin yanında çalıştı ve kuyumcu kakmalığı alanında usta olarak yetişti. On beş-on altı yaşlarında iken Kapalı Çarşı’da sesinin güzelliğini farkeden gayri müslim esnaftan bazılarının ona şarkı okuttuklarını gören müslüman esnaf da güzel ezan okuyacağını düşünerek onu yakındaki Nuruosmaniye Camii’ne götürdü. O sırada caminin başimamı olan Hasan Akkuş ve başmüezzin Haydar Efendi okuyuşunu beğenince zaman zaman camide ezan okudu. Bu esnada cami müezzinlerinden Abdülkadir Akşahin hastalanınca iki yıl müezzin vekilliği yaptı. Asker dönüşü adı geçen müezzinin vefat etmesi üzerine 1954’te Nuruosmaniye Camii’ne müezzin tayin edildi. Camideki vazifesine ve Kapalı Çarşı’daki işine devam ederken bir yandan da Hasan Akkuş’tan Kur’an tâlimi dersleri aldı. 1955’te Hüseyin Tolan’la tanıştıktan sonra onun yönetimindeki Çarşılı İlâhi Grubu’nun çalışmalarına katıldı. 1977’den itibaren bu topluluğu kendisi yönetmeye başladı. Hayatı boyunca müezzinliğin yanı sıra dinî mûsiki sahasında pek çok öğrenci yetiştiren Dursun Çakmak, 1 Eylül 2002 tarihinde beyin tümörü ameliyatı geçirmesinin ardından 24 Temmuz 2003’te vefat etti ve Beylerbeyi Mezarlığı’na defnedildi.

Ezan konusunda Türkiye’de tavır sahibi isimlerin en önemlilerinden olan Çakmak dinî mûsikideki bestekârlığı ve hocalığıyla da öne çıkmıştır. İlkokul yıllarında Cibali Haydar mahallesindeki caminin imamından Kur’an okumayı öğrenmiş, mûsikiye yönelişinde bu hocanın da etkisi olduğunu söylemiştir. İlk mûsiki derslerini Âdil adlı bir mûsikişinastan almış, daha sonra Sadettin Kaynak, Hüseyin Tolan, Kemal Gürses, Mustafa Rona, Fikret Bozdoğan, Halil Can, Yaman Dede ve Nezih Tolan’dan aldığı derslerle kendini yetiştirmiştir.

Ömer Erdoğdular’ın anlattığına göre Halil Can bir gün Nuruosmaniye Camii’nin yanından geçerken Dursun Çakmak’ın ezanını dinledikten sonra onu pazar günleri evinde yaptığı meşk çalışmalarına çağırmış ve Çakmak uzun yıllar bu evdeki mûsiki derslerine devam etmiştir. İlk beste çalışmalarına 1977’de güftesi M. Nuri Gençosman’a ait, “Nûrun sebeb-i hilkat-i ekvandır efendim” mısraıyla başlayan hicaz tevşîhiyle başlamış, ardından cami mûsikisi formunda ilâhiler bestelemiş, güftelerini daha çok Yûnus Emre, Âdile Sultan, İbrâhim Hakkı Erzurûmî, İsmâil Hakkı Bursevî, Müctebâ, Aşkî (Muzaffer Ozak), Nuri Baş, Asım Köksal gibi kişilerden seçmiş, bestelerini tevşîhler, ramazan, muharrem, hac ve annem ilâhileri diye sınıflandırmıştır. Kendi el yazısıyla yazdığı eserlerin altına, “Bi-iznillâhi teâlâ muhterem kardeşime, ilmî bir değeri olmayıp sadece âciz bir duyuşun kâğıt üzerindeki ifadesidir” ibaresini eklerdi.

182 adet dinî bestesi bulunan Dursun Çakmak’ın güftesi Ahmet Remzi Akyürek’e ait, “Müjde mü’minler size mâh-ı gufrandır gelen” mısraıyla başlayan acem-aşiran ramazan ilâhisi; güftesi Tevfik Çapacıoğlu’na ait, “Âşıkız Muhammed’e” mısraıyla başlayan uşşak ilâhi; güftesi Nuri Baş’a ait, “Yâ Resûlellah firâkın yaktı ben soldum bugün” mısraıyla başlayan uşşak ilâhi; güftesi Hâfız Mecid Sesigür’e ait, “Sebeb-i hilkat-i âlem yüceden sesleniyor” mısraıyla başlayan rast ilâhi; güftesi Gafûrî’ye ait, “Sürüp dergâhına rûy-i siyâhım” mısraıyla başlayan hüseynî ilâhi; güftesi Kemal Edip Kürkçüoğlu’na ait, “Geçti bir yıl yine bir mâh-ı muharrem geldi” mısraıyla başlayan hüseynî muharrem ilâhisi; güftesi Sultan II. Mustafa’ya ait, “Dil-i şeydâyı söyletsen Resûlullah’a âşıktır” mısraıyla başlayan rast tevşîhi bilinen eserlerinden bazılarıdır.

Dursun Çakmak’ın tiz perdelerden muhrik edasıyla ve pürüzsüz sesiyle okuduğu ezanlar dönemin en çok yankı uyandıran okuyuşlarıydı. İstanbul’un gürültüden uzak olduğu yıllarda onun Nuruosmaniye’de okuduğu ezanların Beyoğlu, Kumkapı gibi semtlerden dinlendiği söylenir. Çarşılı İlâhi Grubu’ndaki çalışmalarını büyük bir disiplin içerisinde devam ettirir, eserlerin bilhassa usul vurularak meşkedilmesine özen gösterirdi. Özellikle mûsiki tarihinde şöhret bulmuş bestekârların tevşîh ve ilâhilerini meşkeder, popülizme fırsat vermezdi. Nuruosmaniye Camii’nde cumhur müezzinliği kaideleri çerçevesinde vakit namazları müezzinliğini ve bilhassa ramazanlardaki eski teravih uygulamalarını önemser, talebelerinden bu konuya dikkat etmelerini isterdi. Radyo ve televizyonlardaki Çarşılı İlâhi Grubu programları Sadettin Heper’den onay alındıktan sonra yayımlanırdı. Onun ezan okuma tavrı bugün Hâfız Necati Yaman, Hâfız Dursun Taş gibi öğrencileri tarafından yaşatılmaya çalışılmaktadır. Irak Cumhurbaşkanı Abdurrahman Ârif’in, Suudi Arabistan Kralı Faysal’ın, İslâm Konferansı Teşkilâtı ve İslâm ülkelerinin üst düzey temsilcilerinin Türkiye ziyaretlerinde Sultan Ahmet Camii’nde kılınan cuma namazlarında iç ezanları Dursun Çakmak okurdu. Aynı zamanda müzikalitesi güçlü bir kasidehan olan Çakmak pek çok öğrencinin mûsiki alanında yetişmesine katkı sağlamıştır.

BİBLİYOGRAFYA :

Ahmet Muhtar Büyükçınar, Hayatım İbret Aynası, İstanbul 1996, s. 1274-1276; Haşim Albayrak, Oflu Hoca Kavramını Oluşturan Din Adamları, İstanbul 2008, s. 132-133; Ramazan Alparslan, İstanbul Ehl-i Kur’an ve Mevlithanları ve Bu Nesli Yetiştirenler, İstanbul 2013, s. 124-125; Halil Akıncı, Son Yüzyılın Ünlü Hâfız ve Mevlidhanları, İstanbul 2013, s. 54-55 (maddenin yazımında oğlu Osman Çakmak ile kızı Fatma Çakmak’tan, Hâfız Necati Yaman ve Mustafa Doğan Dikmen’den alınan şifahî bilgilerden de faydalanılmıştır).

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2016 yılında İstanbul’da basılan (gözden geçirilmiş 2. basım) EK-1. cildinde, 277-278 numaralı sayfalarda yer almıştır.