EBÛ ALİ el-MERZÛKĪ

Ebû Alî Ahmed b. Muhammed b. el-Hasen el-Merzûkī (ö. 421/1030)

Basra dil mektebine mensup âlim, edip ve münekkit.

Müellif:

Muhtemelen 360 (970-71) yılında İsfahan’da doğdu. Merzûkī nisbesi dedelerinden biriyle ilgili olabilir. Çocukluğu ve gençliği hakkında fazla bilgi yoktur. Tahsilini İsfahan’da yaparken bir yandan da dokumacılıkla meşgul oldu. Zeki, çalışkan ve kabiliyetli olduğundan dil ve edebiyat sahalarında erken yaşlarda kendisini yetiştirdi ve çevresinin takdirini kazandı. Hocaları arasında, kendisinden Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’ını okuduğu Ebû Ali el-Fârisî ile hadis rivayet ettiği Abdullah b. Ca‘fer b. Fâris bulunmaktadır.

Şiî Büveyhî ailesinin çocuklarına bir süre hocalık yaptığı için Merzûkī’nin de Şiî olduğunu söyleyenler vardır. Başka talebeleri bulunup bulunmadığı konusunda kaynaklarda bilgi yoktur. Büveyhîler zamanında âlim ve edip olarak tanınan Sâhib b. Abbâd’ın, vaktiyle kendisi için ayağa kalkmayan Merzûkī’ye, vezir olduktan sonra iyi davranmadığı kaydedilmektedir. Ancak onun, İsfahan esnafından üç meşhur âlim yetiştiğini, bunlardan birinin dokumacı Merzûkī olduğunu söylediği de bilinmektedir. Merzûkī Zilhicce 421’de (Aralık 1030) Bağdat’ta vefat etti.

Eserleri. 1. Şerḥu Dîvâni’l-Ḥamâse. Ebû Temmâm’ın el-Ḥamâse’sine yazdığı şerhtir. el-Ḥamâse üzerine birçok şerh yazılmakla birlikte bunlardan en çok beğenileni Merzûkī’nin eseri olmuştur. Zira bu şerhte, el-Ḥamâse’ye alınan şiirlerin açıklaması yanında şairleri hakkında da başka kaynaklarda az rastlanan bilgiler verilmiştir. Bilhassa bu şerhin mukaddimesiyle İbn Kuteybe’nin eş-Şiʿr ve’ş-şuʿarâʾ adlı eserine yazdığı mukaddime, edebî tenkitle ilgili orijinal görüş ve prensipler ihtiva etmesi sebebiyle oldukça önemlidir. Şerhin nâşirlerinden Ahmed Emîn, Arap dilinde bu mukaddimenin bir benzerini görmediğini ve mukaddimenin eskilerin kitaplarında mevcut, şiirin kolay anlaşılmayan temel özelliklerini (amûdü’ş-şi‘r) çok güzel anlattığını söylemektedir. Nitekim Merzûkī bu mukaddimede, Ebû Temmâm’ın el-Ḥamâse’sine aldığı şairleri ve şiirlerini seçerken bazı ölçüler tesbit etmiş, bunlardan hareketle şiirin temel özelliklerini ve çeşitlerini ele almış, sonra da nazımla nesrin mukayesesini yaparak nesrin nazımdan daha değerli ve üstün olduğu sonucuna varmıştır. Nesir olarak indirilen Kur’ân-ı Kerîm’in mânası yanında lafzının da mûcize olması bu fikrin doğruluğunu kanıtlayan en güçlü delildir. Bu arada Merzûkī nâsir ve şairlerin bir mukayesesini yaparak şairlerin nâsirlerden daha çok olduğunu söyler. Ayrıca bir edibin hem nazım hem nesir sahasında temayüz edemediği, sanatın ve tabiiliğin edebî eserlerin değeri üzerindeki tesiri gibi meseleler üzerinde durur ve Ebû Temmâm’ın seçme zevkinin şairlik zevkinden daha üstün olduğunu söyler. Şükrî Faysal mukaddimeyi bu önemi sebebiyle ayrıca neşretmiş, neşrinde faydalandığı Merzûkī’nin el-Ḥamâse şerhi nüshalarını da tanıtmıştır (, XXVII, 75-103). Muhammed Tâhir b. Âşûr ise bu neşri tenkit ederek Şükrî Faysal’ın görmediği İstanbul (Köprülü nr. 1308) ve Tunus (Mektebetü’l-Câmii’l-a‘zam, nr. 4534, 4535) nüshalarını tanıtıp mukaddimeyi bunlarla karşılaştırmıştır (, XXIX, 387-395, 544-552; XXX, 71-86, 281-287, 411-426, 572-589; XXXI, 59-76). Daha sonra Ömer el-Es‘ad, Merzûkī ile İbn Kuteybe’nin mukaddimelerini birlikte tanıtıp karşılaştırmış, ancak Şükrî Faysal ile Muhammed Tâhir’in yazılarından bahsetmemiştir (Mecelletü’l-baḥs̱i’l-ʿilmî, I, 141-152). Şerḥu Dîvâni’l-Ḥamâse, Ahmed Emîn ve Abdüsselâm M. Hârûn tarafından dört cilt halinde yayımlanmıştır (Kahire 1951-1953). Eserin sonuna sözlük, gramer meseleleriyle ilgili bir bölüm ve örneklere dair indeksler eklenmiştir.

2. el-Ezmine ve’l-emkine (Haydarâbâd 1332/1914). Merzûkī’nin envâ’a dair bu önemli eserinde meteoroloji ve astronomi konuları ele alınmaktadır. Önceki müelliflerin bu hususta verdikleri bilgilerin daha geniş bir şekilde ele alındığı eser altmış üç fasıldan oluşmakta, birinci fasılda astronomi konuları Kur’ân-ı Kerîm ve hadisler ışığında incelenmektedir. Diğer fasıllarda zaman kavramı, mevsimlere göre yağmur ve rüzgârlar, önemli günler, gece-gündüz, yıldızlar, ay, güneş, bulutlar, sular, bitkiler ve diğer tabiat olayları ele alınmaktadır.

3. el-Ḳavl fî elfâẓi’ş-şümûl ve’l-ʿumûm. Dile dair olan bu çalışması İbrâhim es-Sâmerrâî tarafından neşredilmiştir (Resâʾil fi’l-luġa, Bağdad 1964, s. 69-99).

4. Şerḥu Faṣîḥi Saʿleb. Eserin 534 (1140) yılında istinsah edilen bir nüshası Köprülü Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (nr. 1323, 196 varak).

5. Ġarîbü’l-Ḳurʾân. Medine’deki Mahmûdiye Kütüphanesi’nde bir nüshası mevcuttur (nr. 29).

6. el-Emâlî. Lugat ve nahivle ilgili olan eserin baş tarafı eksik bir nüshası Birmingham Kütüphanesi’ndedir (Mingana, nr. 1336/1, vr. 1a-54b).

7. Şerḥu’l-Mufaḍḍaliyyât. Eserin Berlin Devlet Kütüphanesi’nde bir nüshası bulunmaktadır (nr. 7446).

 Bunlardan başka Ebû Ali’nin, İbnü’s-Serrâc’ın nahve dair el-Mûcez adlı eserinin şerhi olduğu sanılan Şerḥu’l-Mûcez’i ile Kitâbü Şerḥi’n-naḥvŞerḥu Ḳaṣîdeti Bânet Süʿâd ve Şerḥu eşʿâri Hüzeyl adlı eserlerinin günümüze gelip gelmediği bilinmemektedir.

Tâhir Ahdar Hamrûnî, Menhecü Ebî ʿAlî el-Merzûḳī fî şerḥi’ş-şiʿr (Tunus 1984) adlı çalışmasında onun edebî tenkitçiliğiyle şerhçiliğini ele almıştır.


BİBLİYOGRAFYA

Ebû Ali el-Merzûkī, Şerḥu Dîvâni’l-Ḥamâse (nşr. Abdüsselâm M. Hârûn – Ahmed Emîn), Kahire 1951-53, nâşirlerin mukaddimesi, s. I, IV.

, V, 34-35.

, I, 106.

, XVII, 475-476.

, I, 365.

, I, 7374.

, I, 502.

, II, 91-92.

Abdülvehhâb es-Sâbûnî, Şuʿarâʾ ve devâvîn, Beyrut 1978, s. 214-217.

G. J. H. Van Gelder, Beyond the Line, Leiden 1982, s. 107-109.

, III, 94.

, III, 93.

, s. 265-266.

Tâhir Ahdar Hamrûnî, Menhecü Ebî ʿAlî el-Merzûḳī fî şerḥi’ş-şiʿr, Tunus 1984.

, I, 212.

, II, 45, 54, 69-70, 231, 395, 555, 557; VII, 361-363; VIII, 230-231.

Mansour Ajami, The Alchemy of Glory, Washington 1988, s. 9-12.

Şükrî Faysal, “Muḳaddimetü’l-Merzûḳī”, , XXVII (1371/1952), s. 75-103.

Muhammed Tâhir b. Âşûr, “Muḳaddimetü’l-Merzûḳī”, a.e., XXIX (1954), s. 387-395, 544-552; XXX, 71-86, 281-287, 411-426, 572-589; XXXI, 59-76.

Ömer el-Es‘ad, “Beyne İbn Ḳuteybe ve’l-Merzûḳī”, Mecelletü’l-baḥs̱i’l-ʿilmî ve’t-türâs̱i’l-İslâmî, I, Mekke 1398, s. 141-152.

Ch. Pellat, “al-Marzūḳī”, , VI, 635-636.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1994 yılında İstanbul’da basılan 10. cildinde, 91-92 numaralı sayfalarda yer almıştır.