EBÛ BEKİR b. ABDURRAHMAN

Ebû Abdirrahmân Ebû Bekr b. Abdirrahmân b. Hâris b. Hişâm el-Mahzûmî (ö. 94/713)

Medineli tâbiî, fakih ve muhaddis.

Müellif:

Hz. Ömer’in halifeliği döneminde (634-644) doğdu. Hem adının hem künyesinin Ebû Bekir, adının Muhammed veya Mugīre, künyesinin Ebû Abdurrahman olduğu şeklinde çeşitli rivayetler vardır. En kuvvetli ihtimal adının Ebû Bekir, künyesinin Ebû Abdurrahman olmasıdır. Muhammed ve Mugīre ise kardeşlerinin isimleridir. Ebû Bekir’in dedesi Hâris b. Hişâm, Kureyş’in kollarından Benî Mahzûm’a mensup seçkin bir sahâbî olup Ebû Cehil’in anne bir kardeşidir. Babası Abdurrahman, Hz. Peygamber hayatta iken doğan ve Hz. Osman zamanında mushaf nüshalarının çoğaltılmasıyla görevlendirilen heyetin içinde yer alan bir tâbiî, annesi ise Lüeyoğulları’ndan Fâhite bint Inebe’dir. Cemel Vak‘ası’nda Hz. Ali’ye karşı savaşan orduya katılmak isteyen Ebû Bekir yaşı küçük olduğu için askere alınmamıştır.

Hadis âlimleri yetiştiren bir aileye mensup olan Ebû Bekir iyi bir tahsil görmüş, hadis ve fıkıh alanında devrinin sayılı otoriteleri arasına girmiştir. Başta babası olmak üzere Hz. Âişe, Ümmü Seleme, Ümmü Ma‘kıl, Esmâ bint Umeys, Ammâr b. Yâsir, Ebû Mes‘ûd el-Bedrî, Ebû Hüreyre, Mervân b. Hakem, Ebû Râfi‘ gibi birçok seçkin sahâbî ve tâbiîden hadis dinlemiştir. Kendisinden de oğulları Abdullah, Abdülmelik, Ömer ve Seleme’nin yanı sıra Amr b. Dînâr, Mücâhid b. Cebr, Ömer b. Abdülazîz, Şa‘bî, Zührî gibi pek çok âlim hadis rivayet etmiştir. Kaynaklar, Kütüb-i Sitte’de rivayetleri bulunan, naklettiği hadislerin çoğu kazâ ve ahkâmla ilgili olan Ebû Bekir’in sika bir râvi sayıldığını kaydetmektedir.

Ebû Bekir bir görüşe göre, İmam Mâlik’in ilmî silsilesi arasında sayılan ve Medineli yedi fakih (fukahâ-yi seb‘a) diye anılan âlimlerdendir. Bunlar arasında sayılıp sayılmaması bir yana, özellikle Medine’de ashaptan sonraki dönemin ilim ve fetva mercii konumuna gelen sayılı tâbiîden biri olduğu hususunda şüphe yoktur. Nitekim Medine Valisi Ömer b. Abdülazîz’in danışma meclisinde yer alan on fakihten biriydi.

Her gün oruç tuttuğu ve çok namaz kıldığı için kendisine “Kureyş’in rahibi (zâhidi)” lakabı takılan Ebû Bekir’in ilmiyle amel eden, iç temizliği yanında dış güzelliğine de önem veren, emanete riayette çok titiz davranan bir kimse olduğu kaydedilmektedir. Sultanlarla sık sık görüşen âlimlerin onlara ilimleriyle faydalı olacakları inancında olan Ebû Bekir’in devrindeki devlet adamlarıyla yakınlık kurduğu bilinmektedir. Meselâ Halife Abdülmelik b. Mervân kendisine çok saygı gösterip ikramda bulunmuş, oğulları Velîd ve Süleyman’a da aynı şekilde davranmalarını vasiyet etmiştir.

Ömrünün sonlarına doğru gözlerini kaybeden Ebû Bekir’in vefat tarihi olarak 93 (712) ve 95 (714) yıllarını verenler varsa da kaynakların çoğunluğuna göre, içinde çok fakih öldüğü için “senetü’l-fukahâ” denilen 94 (713) senesinde vefat etmiştir.


BİBLİYOGRAFYA

, V, 207-209, 444.

, II, 695.

, s. 303-304.

, II, 611.

, I, 404; II, 141, 179, 350.

, IX, 9.

a.mlf., et-Târîḫu’ṣ-ṣaġīr, I, 226, 232, 235.

, s. 492.

, I, 233, 352, 353, 401, 425-426, 472, 558, 559, 693, 714; III, 435.

Ebû Zür‘a ed-Dımaşkī, Târîḫ (nşr. Şükrullah b. Ni‘metullah el-Kūcânî), Dımaşk 1980, I, 314, 406, 591.

, V, 560.

, II, 187-188.

, s. 145.

, s. 42.

İbn Kudâme, et-Tebyîn fî ensâbi’l-Ḳureşiyyîn (nşr. M. Nâif ed-Düleymî), Beyrut 1408/1988, s. 359.

, I/2, s. 194-195.

, I, 282-283.

, IV, 416-419.

a.mlf., Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, I, 6364.

, X, 235-236.

, IX, 115-116.

, XII, 30-32.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1994 yılında İstanbul’da basılan 10. cildinde, 109 numaralı sayfada yer almıştır.