EBÛ OSMAN en-NEHDÎ

Ebû Osmân Abdurrahmân b. Mil (Mül, Mel) b. Amr en-Nehdî (ö. 100/718-19)

Muhaddis ve mücahid tâbiî.

Müellif:

Câhiliye devrinde doğdu. Kudâa kabilesinin Nehd koluna mensuptur. Ebû Hâtim er-Râzî onun kavminin arîfi olduğunu belirtmektedir. Hz. Peygamber hayatta iken İslâmiyet’i kabul etmekle beraber kendisiyle görüşemedi. Münzevi yaşamayı sevdiği anlaşılan Ebû Osman Hz. Ebû Bekir ile de görüşemedi. Onun vefatından sonra Medine’ye göç etti. Hz. Ömer devrinden itibaren İslâm fetihlerine katılarak Yermük, Kādisiye, Celûlâ, Tüster, Nihâvend, Azerbaycan ve Köprü savaşlarında bulundu. Nihâvend Savaşı’nı kazandıklarını Hz. Ömer’e o müjdeledi. Bir ara ihtisaplık görevini üstlendi. Kerbelâ Vak‘ası’ndan sonra (61/680) Resûlullah’ın torununun şehid edildiği yerde duramayacağını söyleyerek ikamet etmekte olduğu Kûfe’den ayrıldı, Basra’ya yerleşti.

Selmân-ı Fârisî ile on iki yıl arkadaşlık yaptığını söyleyen Ebû Osman en-Nehdî Hz. Ömer, Hz. Ali, Abdullah b. Mes‘ûd, Übey b. Kâ‘b, Sa‘d b. Ebû Vakkās, Ebû Hüreyre, Abdullah b. Abbas ve Üsâme b. Zeyd gibi sahâbîlerden rivayette bulundu. Bağdat’ta sahâbî Cerîr b. Abdullah’ın derslerini takip etti. Kendisinden de Katâde b. Diâme, Humeyd et-Tavîl, Süleyman b. Tarhân, Eyyûb es-Sahtiyânî vb. âlimler hadis rivayet ettiler. Rivayetleri Kütüb-i Sitte’de yer almış, Übey b. Kâ‘b’dan rivayet ettiği hadisler Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’in de topluca bir araya getirilmiştir (V, 132-133). İbn Sa‘d, Ali b. Medînî, Ebû Hâtim er-Râzî, Nesâî ve İbn Hibbân gibi hadis otoriteleri onun güvenilir bir râvi olduğunu söylemişlerdir.

Muhadramûndan ve 130 yıl yaşadığı için de muammerûndan kabul edilen Ebû Osman en-Nehdî 100 (718-19) yılında Basra’da vefat etti. 95 (714) veya 105’te (723) öldüğü de rivayet edilmektedir.

Talebelerinden Süleyman b. Tarhân onun gece gündüz ibadet ettiğini, devamlı oruç tuttuğunu, üzerine baygınlık gelinceye kadar namaz kıldığını söylemektedir. Ayrıca altmış defa hac ve umre yaptığı nakledilmektedir. Câhiliye dönemiyle ilgili, inanç tarihi bakımından önemli sayılabilecek bazı hâtıralarıyla şu sözü kaynaklarda zikredilir: “130 yıl yaşadım; bu zaman zarfında her şeyin eskiyip değiştiğini gördüm; fakat gönüldeki istek ve arzular hiçbir değişikliğe uğramadı.”


BİBLİYOGRAFYA

, V, 132-133.

Süfyân es-Sevrî, Tefsîr, Beyrut 1403/1983, s. 369-370.

, VII, 97-98.

, I, 235.

, s. 188.

Dûlâbî, el-Künâ ve’l-esmâʾ, Beyrut 1983, II, 26.

, V, 283-284.

, X, 202-205.

, II, 427-429.

İbnü’l-Kayserânî, el-Cemʿ beyne ricâli’ṣ-Ṣaḥîḥayn, Haydarâbâd 1323, s. 282.

, III, 200-201.

, III, 60; IV, 219, 223, 591.

a.mlf., Üsdü’l-ġābe (Bennâ), III, 497-498.

, IV, 175-178.

a.mlf., Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, I, 65-66.

, I, 236.

, IX, 190-191.

, III, 98-99.

a.mlf., Tehẕîbü’t-Tehẕîb, VI, 277.

, s. 25.

, s. 235.

, I, 118.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1994 yılında İstanbul’da basılan 10. cildinde, 210 numaralı sayfada yer almıştır.