ELMÂLÎ, Mahmûd

Mahmûd b. Muhammed ed-Dâğıstânî eş-Şirvânî el-Elmâlî (1810-1877)

Nakşibendî-Hâlidî şeyhi.

Müellif:

Azerbaycan’da Şirvan’a bağlı Şemâhı şehrinin Elmalı köyünde doğdu. İlk eğitimini memleketinde aldı. Bir müddet Güney Kafkas bölgesinde İlisu Sultanı Dânyâl Han ve onun yakın dostu Hacı Ağabek İlisûyî’nin kâtipliğini yaptı. Muhtemelen Dânyâl Han’ın 1844’te Ruslar’a baş kaldırıp Dağıstanlı mücahid Şeyh Şâmil’in yanında yer alması sırasında Ruslar tarafından Urallar’da Perm şehrine sürüldü (M. M. er-Remzî, II, 400). Perm’de ne kadar kaldığı bilinmemektedir. Daha sonra Kazan’a giderek bir süre orada yaşadığı, bu sırada Nakşibendî-Hâlidî şeyhi Hâşim Yamaşânî’ye intisap ettiği ve onun kızıyla evlendiği belirtilmektedir (Şuayb b. İdrîs el-Bâginî, s. 446). Şeyh Hâşim’in tarikat silsilesi Ziyâeddin Şirvânî ve İsmâil Şirvânî (Kürdemîrî) vasıtasıyla iki ayrı koldan Hâlid el-Bağdâdî’ye ulaşmaktadır. Bazı kaynaklarda Elmâlî’nin Nakşibendî-Hâlidî silsilesine, bugün Azerbaycan sınırları içinde yer alan Alazan vadisindeki Lâleli köyünden Yûnus Lâlelî vasıtasıyla bağlandığı kaydedilmektedir (M. M. er-Remzî, II, 400). Yûnus Lâlelî’nin hilâfet aldığı şeyhler arasında Mahmûd Elmâlî’nin ilk şeyhi Hâşim Yamaşânî’nin de bulunması (Hâlid Seyfullah b. Hüseyin el-Gumukī, VI. Mektup, s. 35), Elmâlî’nin Şeyh Hâşim’den sonra Şeyh Yûnus’a intisap ederek hilâfet aldığını göstermektedir. Mahmûd Elmâlî’nin Şeyh Yûnus üzerinden silsilesi birkaç yoldan Hâlid el-Bağdâdî’nin halifelerinden Abdullah Mekkî (Erzincânî) ve Hâlidiyye’nin Kuzey Kafkasya’da yayılmasını sağlayan İsmâil Şirvânî’ye ulaşmaktadır. Ayrıca Elmâlî’nin Şeyh Muhammed Yeragī’den de hilâfet aldığı ve onun vasıtasıyla silsilenin İsmâil Şirvânî’ye bağlandığı belirtilmektedir. Mahmûd Elmâlî, şeyhi Yûnus Lâlelî’nin vefatından sonra köyü Elmalı’ya döndü (1279/1862-63). Ardından Aşağı Volga bölgesinde Astarhan (Hacıtarhan) şehrine gitti, vefatına kadar tarikat faaliyetlerini burada sürdürdü (Nezîr ed-Durgilî, s. 147). M. Kemper onun Astarhan’a Ruslar tarafından sürgün edildiğini söyler (Daghestan and the World of Islam, s. 97). Şöhreti Astarhan’da daha da yayılan Elmâlî’ye halkın yanı sıra Çistavlı Mehmed Zâkir ve Astarhanlı Abdülvehhâb Hacıtarhânî gibi âlimler de intisap etti. Şirvan, İlisu, Dağıstan, Aşağı ve Orta Volga bölgelerinde çok sayıda mürid yetiştiren Mahmûd Elmâlî 20 Ocak 1877’de Astarhan’da vefat etti.

Dağıstan’da Şeyh Şâmil’in mürşidi Cemâleddin Gazikumukī ve Abdurrahman Sugūrî gibi şeyhlerin öncülük ettiği Nakşibendiyye-Hâlidiyye’den farklı olarak Mahmûd Elmâlî ve halifelerinin Ruslar’la savaşmaktan ziyade müridleri eğiterek bilinçlendirme yolunu tercih ettikleri belirtilmektedir. Elmâlî’den sonra Volga bölgesinde tarikat faaliyetlerini halifeleri Şeyh Mehmed Zâkir ve Şeyh Abdülvehhâb Hacıtarhânî devam ettirmiştir. Mehmed Zâkir Efendi’nin Kazan Tatarları arasında Hâlidiyye’yi yayan şeyhlerin en etkilisi olduğu vurgulanmaktadır. Ayrıca Elmâlî’nin Azerbaycan’ın kuzeyi ve Dağıstan’ın güneyindeki köylere sekiz halife tayin ettiği kaydedilmektedir. Bu halifelerden Şeyh Cebrâil vasıtasıyla devam edip XXI. yüzyılın başlarına kadar gelen silsile Hâlidiyye’nin Dağıstan silsilesi olarak zikredilmiştir (Hâlid Seyfullah b. Hüseyin el-Gumukī, neşredenin girişi, s. 9). Şeyh Cebrâil’den sonra halifesi Abdurrahman el-Asevî ve Asevî’nin halifesi Hasan Hilmî el-Kahhî ile (ö. 1937) Hâlidiyye XX. yüzyılın başlarından itibaren Dağıstan’ın merkezinde Avar topraklarında yayılmıştır.

Mahmûd Elmâlî, silsilesine mensup sûfîler tarafından Hâlidiyye’nin Mahmûdiyye kolunun pîri olarak kabul edilir. Nakşibendiyye’de özel bir önem verilen râbıta ve hafî zikir uygulaması Mahmûdiyye kolunda da devam ettirilmekte, hafî zikrin yanı sıra Şâzeliyye tarikatı usulüne göre devran zikri de yapılmaktadır. Günümüzde sürdürülen bu uygulama, ilk defa Şâzeliyye tarikatından da icâzeti bulunan Şeyh Hâlid Seyfullah b. Hüseyin el-Gumukī tarafından 1915 yılında başlatılmıştır (Hâlid Seyfullah b. Hüseyin el-Gumukī, XXXIV. Mektup, s. 136, XXXVI. Mektup, s. 140). Sovyetler Birliği’nin dağılmasından (1991) sonra Mahmûd Elmâlî silsilesine mensup şeyh ve âlimler Dağıstan’ın İslâmî eğitim veren kurumlarında önemli roller üstlenmişler, yöneticilerle birlikte Selefî-Vehhâbî anlayışa karşı ciddi mücadeleye girişmişlerdir. Bölgede çıkan İslâmî yayın ve gazetelerin birçoğunun onların kontrolünde olduğu belirtilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA :

Şuayb b. İdrîs el-Bâginî, Ṭabaḳātü’l-ḫâcegâni’n-Naḳşibendiyye ve sâdâti’l-meşâyiḫi’l-Ḫâlidiyyeti’l-Maḥmûdiyye (nşr. Abdülcelîl Atâ el-Bekrî), Dımaşk 1417/1996, s. 445-454, 460-463, 469, 481-488; M. M. er-Remzî, Telfîḳu’l-aḫbâr ve telḳīḥu’l-âs̱âr fî veḳāʾiʿi Ḳazân ve Bulġār ve mülûki’t-Tatâr (nşr. İbrâhim Şemseddin), Beyrut 1423/2002, II, 400; Nezîr ed-Durgilî, Nüzhetü’l-eẕhân fî terâcimi ʿulemâʾi Dâġıstân (Muslim Culture in Russia and Central Asia, IV içinde), Berlin 2004, s. 147-148; Hâlid Seyfullah b. Hüseyin el-Gumukī, Mektûbât-ı Ḫâlid Seyfullâh ilâ fuḳarâʾi ehlillâh (nşr. Abdülcelîl Atâ el-Bekrî), Dımaşk 2005, VI. Mektup, s. 35; XX. Mektup, s. 89, XXXIV. Mektup, s. 136; XXXVI. Mektup, s. 140, ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 9; Hasan Hilmî b. Muhammed el-Kahhî, Vesâʾilü’l-mürîd fî resâʾili’l-üstâẕi’l-ferîd: Mektûbâtü’l-Ḳaḥḥî (nşr. Abdülcelîl Atâ el-Bekrî), Dımaşk 2005, neşredenin girişi, s. 5; M. Kemper, “Daghestani Shayks and Scholars in Russian Exile: Networks of Sufism, Fatwas and Poetry”, Daghestan and the World of Islam (ed. M. Gammer – D. J. Wasserstein), Helsinki 2006, s. 97-99; a.mlf., “Hālidiyya Networks in Daghestan and the Question of Jihād”, WI, XLII/1 (2002), s. 52-68; a.mlf., “al-Almālī, Maḥmūd”, The Encyclopaedia of Islam Three, Leiden 2011, fas. 1, s. 29-31; Hamid Algar, “Hâlidiyye”, DİA, XV, 295.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2016 yılında İstanbul’da basılan (gözden geçirilmiş 2. basım) EK-1. cildinde, 403-404 numaralı sayfalarda yer almıştır.