ELYESA‘

Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçen peygamberlerden biri.

Müellif:

Elyesa‘ kelimesinin aslı ve söylenişi hakkında farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bazı müfessirler kelimenin aslının “Yesa‘” veya “Leysa‘”, başındaki “Elin ise harf-i ta‘rif olduğunu söylemişlerdir. Yaygın olan telaffuz şekli Elyesa‘ olmakla birlikte bu adı Elleysa‘ şeklinde okuyanlar da vardır (bk. Kurtubî, VII, 32-33).

Kur’ân-ı Kerîm’de, “İsmâil, Elyesa‘, Yûnus ve Lût’a da yol gösterdik; hepsini âlemlere üstün kıldık” (el-En‘âm 6/86), “İsmâil’i, Elyesa‘ı, Zülkifl’i de an. Hepsi de iyilerdendir” (Sâd 38/48) meâlindeki iki âyette anılması ve İslâmî kaynaklarda verilen şeceresi dışında onunla ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

İslâmî kaynaklarda şeceresi Elyesa‘ b. Aḫṭûb b. Acûz olarak verilen bu peygamber (Taberî, VII, 261; Sa‘lebî, s. 197), Ahd-i Atîk’te Elişa adıyla geçen peygamber olmalıdır. İbrânîce’de “Tanrı benim kurtuluşumdur” anlamına gelen Elişa kelimesi Grekçe’ye Elisaios, Latince’ye Elisaeus şeklinde geçmiştir. Ahd-i Atîk’e göre Elyesa‘, milâttan önce VIII. yüzyılda İsrail Krallığı’nda yaşayan Şafat’ın oğludur. Tanrı’nın emri üzerine peygamber İlya (İlyâs) tarafından kendisine halef olarak seçilmiştir. Peygamber İlya onu on iki çift öküzle çift sürerken bulmuş, cübbesini üzerine atarak peygamber olarak seçildiğini bildirmiştir. Bu sembolik hareketin ne ifade ettiğini bilen Elişa da çiftçiliği bırakmış, öküzlerden bir çiftini keserek veda yemeği vermiş ve İlya’nın yanından hiç ayrılmayarak ona hizmet etmiştir. Nihayet rab İlya’yı kasırga ile göklere çıkaracağı zaman İlya ondan artık kendisini takip etmemesini istemişse de Elişa bunu reddetmiştir. Beraberce Beyt-El’e ve Erîhâ’ya, oradan Erden ırmağına varmışlar, burada İlya cübbesini ırmağa vurarak sularını ikiye ayırmış ve karşı tarafa geçmişlerdir. İlya, rab tarafından semaya alınmadan önce Elişa’ya bir isteği olup olmadığını sormuş, Elişa da, “Senin ruhundan iki payım olsun” demiş, İlya ise, “Eğer yanından alındığımda beni görürsen isteğin yerine getirilecektir” demiş, bu esnada ateşten araba ve ateşten atlar gelerek İlya’yı semaya çıkarmışlardır. İlya’nın semaya çıkarılışını gören Elişa, daha sonra onun cübbesiyle suları tekrar ikiye ayırıp nehri geçmiş ve Erîhâ’ya dönmüştür (II. Krallar, 2/1-18). Burada peygamberlik görevine başlayan Elişa çeşitli mûcizeler göstermiştir. Erîhâ’daki insanlar kendisine şehrin suyunun araziyi sulamaya ve bol mahsul elde etmeye elverişli olmadığını söyleyince içinde tuz olan bir kap istemiş, bu tuzu suların kaynağına atarak suları kullanışlı hale getirmiştir (II. Krallar, 2/19-22). Daha sonra Beyt-El’e giderken yolda çocuklar kendisiyle alay edince rabbin ismiyle onlara lânet etmiş, bunun üzerine ormandan çıkan iki ayı bu çocuklardan kırk ikisini parçalamıştır (II. Krallar, 2/23-25). Elişa’nın başka bir mûcizesi de İsrail ve Yahuda krallarıyla Edom kralı, Moab kralına karşı birlikte sefere çıktıklarında gerçekleşmiştir. Edom çölünde susuz kalan halkın Peygamber Elişa’ya başvurması üzerine rabbin emriyle vadide açtıkları çukurlar su ile dolmuştur (II. Krallar, 3/1-20).

Kitâb-ı Mukaddes’teki başka bir anekdota göre, kocası ölen ve borcunu ödeyemeyen fakir bir kadına yardımda bulunan Elişa onun bir sürümlük zeytin yağını o kadar çoğaltmış ki komşulardan alınan kaplar dolmuş, kadın bu zeytin yağı ile borcunu ödediği gibi geri kalanla da geçimini sürdürmüştür (II. Krallar, 4/1-7).

Hakkında Kitâb-ı Mukaddes’te yer alan diğer mâlûmata göre Peygamber Elişa çocuğu olmayan yaşlı bir kadın için dua etmiş ve kadının çocuğu olmuş, daha sonra ölen bu çocuk Elişa tarafından yeniden hayata döndürülmüştür (II. Krallar, 4/8-37), Gilgal’de zehirli bir yemeğin zehirini yok etmiş ve az bir yemekle pek çok insanı doyurmuştur (II. Krallar, 4/38-44). Cüzzamlı bir hastayı sağlığına kavuşturmuş (II. Krallar, 5/8-14), ırmağa düşen bir baltanın tekrar su yüzüne çıkmasını sağlamış (II. Krallar, 6/1-7), İsrail kralına, düşmanları olan Suriyeliler’in niyet ve manevralarını haber vermiş (II. Krallar, 6/8-12), düşman atlıları ve cenk arabalarıyla kuşatılan Elişa, hizmetçisine Tanrı’nın kendilerini daha çok ateş atı ve arabası ile koruduğunu göstermiştir (II. Krallar, 6/13-17). Suriye ordusunun Sâmiriye’yi kuşatması üzerine başlayan kıtlık onun müdahalesiyle sona ermiş (II. Krallar, 6/24-7/20), Suriye kralına öleceğini bildirmiş (II. Krallar, 8/7-15), İsrail Kralı Ahab ve maiyetinin yok olacağını haber vermiş (II. Krallar, 9/1-10/36), Suriyeliler’e karşı kazanılan üç zaferi daha önceden bildirmiştir (II. Krallar, 13/14-19). Öldürülüp Elişa’nın kabrine atılan bir adam onun kemiklerine temas edince dirilmiştir (II. Krallar, 13/21).

Peygamber Elişa İsrail Kralı Yoaş zamanında hastalanmış ve vefat etmiştir (II. Krallar, 13/14, 20).


BİBLİYOGRAFYA

, VII, 261-262.

, s. 197-199.

, VII, 32-33.

, VII, 214.

J. Horovitz, Koranische Untersuchungen, Leipzig 1926, s. 152.

, III, 19173.

, I, 117-119.

E. Mangenot, “Élisée”, , II/2, s. 1690-1696.

M. Seligsohn, “Elyesa‘”, , IV, 239-240.

M. Seligsohn – G. Vajda, “Alīsaʿ”, , I, 416.

S. Szikszai, “Elisha”, , II, 91-92.

Y. M. Grintz – H. Z. Hirschberg, “Elisa”, , VI, 665-667.

“Élissée”, , s. 225.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1995 yılında İstanbul’da basılan 11. cildinde, 69-70 numaralı sayfalarda yer almıştır.