ENSÂRÎ, Şeyh Murtaza

Murtaza b. Muhammed Emîn b. Murtaza Ensârî (ö. 1281/1864)

Merci-i taklîd kabul edilen Şiî âlimi.

Müellif:

1214 (1799) yılında İran’ın kuzeyinde bulunan Dizfûl şehrinde doğdu. Tanınmış bir ailenin çocuğu olup nesebi ashaptan Câbir b. Abdullah el-Ensârî’ye ulaşır. Öğrenimine, şehrin meşhur âlimlerinden olan amcasının oğlu Hüseyin b. Ahmed Ensârî’nin yanında başladı. 1232’de (1817) babasıyla birlikte Irak’taki mukaddes yerleri ziyaret için çıktığı seyahat sırasında Kerbelâ’ya uğradı ve orada Şiî ulemânın liderlerinden Seyyid Muhammed Mücâhid ile tanıştı. Bir ilmî müzakere sırasında bilgi ve zekâsıyla dikkati çekince Seyyid Mücâhid tahsilini sürdürmesi için Kerbelâ’da kalmasını istedi. Ensârî burada Seyyid Mücâhid ve Molla Muhammed Şerif Mâzenderânî’nin derslerine devam etti.

Osmanlı-İran münasebetlerinin bozulması ve 1234’te (1818) Bağdat Valisi Kölemen Dâvud Paşa’nın Kerbelâ’ya yönelik baskıları üzerine buradan göç eden bazı ailelerle birlikte Ensârî Kâzımeyn’e, oradan da Dizfûl’e gitti. İki yıl sonra Kerbelâ’ya dönerek tekrar Şerif Mâzenderânî’nin derslerine katıldı. Ertesi yıl Şeyh Mûsâ Kâşifülgıtâ’nın derslerini takip etmek için Necef’e geçti, bir yıl sonra da Dizfûl’e döndü. Ardından fıkıh, usul, felsefe ve tasavvuf konularında büyük bir otorite olan Molla Ahmed Nerâkī’den ders almak üzere Kâşân’a gitti (1240/1824). Burada dört yıl kalıp icâzet aldıktan sonra Meşhed’e ve birkaç ay sonra da Tahran’a geçti. 1246’da (1830) Dizfûl’e döndü ve 1249 (1833) yılına kadar burada ders verdi. Daha sonra Necef’e göç etti, merci-i taklîd olan Şeyh Ali Kâşifülgıtâ ile Şeyh Muhammed Hasan Necefî’nin derslerine katıldı. Bir süre sonra kendi ders halkasını kurdu. Şeyh Hasan Necefî’nin uygun görmesiyle onun ölümünden (1266/1850) sonra merci-i taklîd kabul edildi. Aralarında Muhammed Hasan Şîrâzî, Muhammed İrvânî, Hüseyin Kühkemerî, Habîbullah Reştî, Muhammed Kâzım-ı Horasânî gibi daha sonra merci-i taklîd olan birçok talebe yetiştirdi (267 talebesinin adını veren bir liste için bk. Muhammed Ali Habîbâbâdî, I, 500-514). 18 Cemâziyelâhir 1281 (18 Kasım 1864) tarihinde Necef’te vefat etti.

Ensârî, Şiî dünyasında genel kabul gören dinî liderliği yanında Şiî fıkıh usulü alanında da yeni bir metodoloji ortaya koyan büyük bir otorite sayılmaktadır. Usulün temel konusu geleneksel olarak Kur’an, hadis, icmâ ve akıl şeklinde dört kategoriye ayrılırken Ensârî’den itibaren bu ilim lafzî ve amelî olmak üzere iki ana kola ayrıldı. Kendisinden sonra gelen Şiî ulemâsını büyük ölçüde etkileyen Ensârî’nin metot ve düşünceleri XIX. yüzyılın ortalarından itibaren Şiî dünyasında hâkim olmuş ve görüşleri Şiî ulemâsının çoğunluğu tarafından benimsenmiştir.

Eserleri. Otuz civarında kitap ve risâle kaleme alan Ensârî’nin başlıca eserleri şunlardır:

1. Ferâʾidü’l-uṣûl. Fıkıh usulüne dairdir. er-Risâle adıyla da anılan eser defalarca basılmış (Tahran 1268, 1283, 1296, 1301; I-II, Beyrut 1411/1991) ve birçok âlim tarafından şerhedilmiştir (bk. Âgā Büzürg-i Tahrânî, VI, 152-162, yetmiş kadar hâşiyesinden basılmış olanlar için bk. Hânbâbâ Muşâr, s. 104, 107, 117, 278, 290, 351, 556, 661, 682, 857).

2. el-Mekâsib. Fıkha dair olup el-Metâcir adıyla da anılmaktadır. Çeşitli baskıları yapılan (Tahran 1280, 1286, 1299, 1300, 1305, 1326; Tebriz 1312, 1325; nşr. Muhammed Kelânter, I-V, Necef 1392-1394) eser üzerine birçok şerh ve hâşiye yazılmıştır (bk. Âgā Büzürg-i Tahrânî, VI, 216-221; burada verilen otuz iki hâşiyeden basılmış olanlar için bk. Hânbâbâ Muşâr, s. 129, 193, 195, 293, 298, 645, 854, 893, 945, 974, 976, 1002). Bu iki eser Şiî ulemâsının büyük teveccühünü kazanmış ve Ahmed Horasânî’nin Kifâyetü’l-uṣûl’ü ile birlikte Şiî medreselerinde en üst seviyede okutulan temel ders kitaplarını oluşturmuştur. Bu eserlerin çok kapsamlı olması sebebiyle daha sonraki ulemâ bunlara şerh ve hâşiye yazmaktan başka hemen hemen hiçbir şey yapmamıştır.

3. eṭ-Ṭahâre. Allâme İbnü’l-Mutahhar el-Hillî’nin el-İrşâd adlı eserinin şerhi olup birçok defa basılmıştır (Tahran 1273, 1279, 1291, 1298, 1307, 1317).

4. el-Menâsik. Çeşitli hâşiyeleriyle birlikte basılmıştır (Tahran 1317, 1321; Bombay 1325; Bağdad 1331; Necef 1356).

5. Ḥâşiyetü Necâti’l-ʿibâd. Hocası Muhammed Hasan Necefî’nin eserine yazdığı hâşiyedir (Tahran 1297, 1324).

6. Mecmûʿatü’l-hidâye. Ensârî’nin fetvalarından meydana gelmiş olup Muhammed Takī b. Muhammed Bâkır Yezdî tarafından derlenmiştir (Yezd 1277).

el-Mekâsib’in bazı baskılarıyla birlikte (Tahran 1305 ve 1326) Ensârî’nin el-Beyʿ ve’l-ḫıyâr, Risâle fi’t-taḳıyye, Risâle fi’l-ʿadâle, Mesʾele fî ḳażaʾi’ṣ-ṣalât ʿani’l-meyyit, Risâle fi’l-müvâsaʿa ve’l-müżâyaḳa, Risâle fî ḳāʿideti men meleke şeyʾen meleke’l-iḳrâre bih, Risâle fî ḳāʿideti nefyi’ż-żarâr ve’ḍ-ḍırâr, Kitâbü’l-Veṣâyâ, Kitâbü’n-Nikâḥ, Risâle fi’r-raḍâʿ, Risâle fi’l-müşâhere, Risâle fi’l-mevârîs̱, Risâle fî ṣalâti’l-cumʿa adlı risâleleri de neşredilmiştir.

Ensârî’nin bunlardan başka, birlikte basılan Risâle fî cevâzi’t-tesâmuḥ, Risâle fî mesʾeleti’l-müştâḳ ve Risâle fîmâ yeteʿallaḳu bi-mesâʾili’t-taḳlîd ile (Tahran 1305), el-Mekâsib veya eṭ-Ṭahâre ile beraber basıldıkları kaydedilen Kitâbü’l-Ḫums, Kitâbü’ṣ-Ṣavm, Kitâbü’z-Zekât, Kitâbü’l-Ġusl, Kitâbü’ṣ-Ṣalât adlı eserleri de vardır (eserlerinin bir listesi için bk. Muhammed Ali Habîbâbâdî, I, 497-499; Ali el-Fâzıl el-Kāinî, s. 48-49).


BİBLİYOGRAFYA

, I, 189-193.

Muhammed Ali Habîbâbâdî, Mekârimü’l-âs̱âr, İsfahan 1337 hş./1958, I, 487-517.

Mehdî Bâbdâd, Şerḥ-i Ḥâl-i Ricâl-i Îrân, Tahran 1371, VI, 260-261.

, II, 794, 832.

Hânbâbâ Muşâr, Fihrist-i Kitâbhâ-yi Çâpî-yi ʿArabî, Tahran 1344 hş., s. 28, 104, 107, 117, 129, 193, 195, 278, 290, 293, 298, 351, 556, 645, 661, 682, 854, 857, 893, 945, 974, 976, 1002.

, III, 216.

, X, 117-119.

Âgā Büzürg-i Tahrânî, eẕ-Ẕerîʿa ilâ teṣânîfi’ş-Şîʿa, Beyrut 1403/1983, I, 272, 449; II, 210; IV, 405, 518; VI, 59, 75, 152-162, 216-221, 279; VII, 256; X, 150; XI, 194; XII, 44; XIII, 80; XV, 60, 62, 100, 187; XVI, 57, 132, 323; XVII, 11, 12, 141; XIX, 61, 67; XXI, 42; XXII, 273; XXIV, 300; XXV, 109.

Muhammed Hirzüddin, Maʿârifü’r-ricâl, Kum 1405, II, 399-405.

Ali el-Fâzıl el-Kāinî en-Necefî, Muʿcemü müʾellifi’ş-Şîʿa, Kum 1405, s. 48-49.

Ca‘fer Âl-i Mahbûbe, Mâżi’n-Necef ve ḥâżıruhâ, Beyrut 1406/1986, II, 47-52.

, V, 408.

Abdul-Hadi Hairi, “Anṣārī”, , s. 75-77.

S. Murata, “Anṣārī”, , II, 102-103.

Hamid Algar, Religion and State in Iran, 1785-1906: The Role of the Ulama in the Qajar Period, Berkeley 1980, s. 162-164.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1995 yılında İstanbul’da basılan 11. cildinde, 254 numaralı sayfada yer almıştır.