EŞ‘ARÎ, Ebû Bürde

Ebû Bürde Âmir b. Ebî Mûsâ Abdillâh b. Kays el-Eş‘arî (ö. 104/722)

Kûfe kadısı, fakih ve muhaddis tâbiî.

Müellif:

Kaynaklarda adı Âmir, Hâris ve Ebû Bürde olarak üç farklı şekilde kaydedilmekteyse de birincisi daha yaygındır. Bu ad, Yemâme savaşlarında hayatını kaybeden amcası Âmir’in hâtırasını yaşatmak için verilmiştir. Âmir, babası Ebû Mûsâ el-Eş‘arî’nin Basra kadılığı döneminde doğmuş ve bir süt anneye verilmiştir. Süt emzirme dönemi sona erince bir hırkaya (bürde) sarılı olarak getirildiği için babası tarafından kendisine “Ebû Bürde” lakabı takılmış ve daha çok bu lakapla tanınmıştır. Lakapların yazılışındaki benzerlik sebebiyle zaman zaman ashaptan Ebû Berze (أبو برزة) ile karıştırıldığı olmuştur. Doğum yılı kaydedilmemekle beraber seksen yaşından sonra vefat ettiği belirtilmektedir. Ölüm yılı olarak 103 (721), 104 (722), 106 (724) ve 107 (725) yılları verilmekteyse de umumiyetle kabul edilen ikinci tarihtir.

Kûfeli tâbiîlerin ikinci tabakasından olan Ebû Bürde fıkıh ve hadis gibi İslâmî ilimlerde geniş bilgiye sahipti. İlk öğrenimini babasından ve Abdullah b. Selâm’dan gördü. Ayrıca Hz. Âişe, Hz. Ali, Ebû Hüreyre, Esved b. Yezîd, Avf b. Mâlik, Abdullah b. Ömer, Zübeyr b. Avvâm ve oğlu Urve gibi meşhur muhaddislerle bazı tâbiîn ulemâsından hadis okudu. Öğrendiklerini kaydetmeyip ezberlemesini tavsiye eden babası, onun kendisinden dinleyerek yazdığı bütün hadisleri imha etti. Hadis münekkitlerince sika kabul edilen Ebû Bürde el-Eş‘arî’nin rivayet ettiği bazı hadisler Kütüb-i Sitte’de yer almaktadır (bk. , VIII, 28). “Sarhoşluk veren her şey haramdır” (Buhârî, “Edeb”, 80, “Aḥkâm”, 22; Müslim, “Eşribe”, 64); “Velinin izni olmadan kıyılan nikâh geçerli sayılmaz” (Ebû Dâvûd, “Nikâḥ”, 19; Tirmizî, “Nikâḥ”, 14; İbn Mâce, “Nikâḥ”, 15) meâlindeki meşhur hadisler bunlardandır. Kendisinden hadis dinleyenler arasında kardeşi İshak, oğulları Ebû Bekir, Abdullah, Saîd ve Bilâl yanında Şa‘bî, Ebû İshak es-Sebîî, Ömer b. Abdülazîz, Katâde b. Diâme, Mekhûl b. Ebû Müslim gibi önemli şahsiyetler de vardır.

Ebû Bürde üstün ahlâkı ve geniş bilgisiyle çevresindekilerin takdirini kazanmıştır. Horasan Valisi Yezîd b. Mühelleb tarafından teklif edilen bir görevi ehil olmadığı gerekçesiyle geri çevirmiştir.

Tarihçiler, Muâviye b. Ebû Süfyân’ın hutbelerde Hz. Ali’ye beddua edilmesine dair emrine karşı çıkan Hucr b. Adî aleyhinde, halifeye hakaret ve halkı isyana davet ederek genel asayişi bozduğu yolunda rapor veren dört önemli kişiden birinin Ebû Bürde olduğunu nakletmektedir (Taberî, V, 269; İbnü’l-Esîr, III, 483). Yine Haccâc’a karşı bir isyan başlatan Hâricî liderlerinden Şebîb b. Yezîd’e biat ettiği de (76/695-96) kaydedilmektedir (Taberî, VI, 248). Ancak Haccâc tarafından Kādî Şüreyh’in istifasıyla boşalan Kûfe kadılığına tayin edildiği (79/698) bilindiğine göre bu rivayeti ihtiyatla karşılamak gerekir. Bir müddet sonra bu görevden azledilerek yerine kardeşi Ebû Bekir tayin edilmiştir. Babasının Basra ve Kûfe, kendisinin Kûfe, oğlu Bilâl’in de her iki şehrin kadılığında bulunması sebebiyle kendileri hakkında “bir dizide üç kadı” sözü meşhur olmuştur.


BİBLİYOGRAFYA

, III, 1116.

, VI, 268-269.

, I, 365.

, I, 214, 439, 456.

, VI, 365.

a.mlf., et-Târîḫu’ṣ-ṣaġīr, I, 248-249.

Ebû Dâvûd, el-Merâsîl (nşr. Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî), Beyrut 1406/1986, s. 169-170.

, s. 589-590.

Fesevî, el-Maʿrife ve’t-târîḫ, Medine 1410/1990, I, 262, 267, 270, 440, 451; II, 555, 624, 695, 706; III, 690.

Vekî‘, Aḫbârü’l-ḳuḍât, Beyrut, ts. (Âlemü’l-kütüb), II, 408-411.

, V, 268-269; VI, 248.

Dûlâbî, el-Künâ ve’l-esmâʾ, Haydarâbâd 1332 → Beyrut 1402/1983, I, 126.

V, 187-188.

İbnü’l-Kayserânî, el-Cemʿ beyne ricâli’ṣ-Ṣaḥîḥayn, Beyrut 1405, I, 376-377.

, III, 483; IV, 411, 452, 456, 466; VI, 105.

, I/2, s. 178-179.

, I, 97.

a.mlf., Aʿlâmü’n-nübelâʾ, IV, 343-346; V, 5-7.

, XII, 18-19.

, VII, 176-178.

Fahreddin Atar, İslâm Adliye Teşkilâtı, Ankara, ts. (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları), s. 139, 141, 148, 155.

H. Ritter, “Eş‘arî”, , IV, 390.

J. Schacht “al-As̲h̲ʿarī Abū Burda”, , I, 693-694.

, VIII, 28.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1995 yılında İstanbul’da basılan 11. cildinde, 443-444 numaralı sayfalarda yer almıştır.