EŞNÂS et-TÜRKÎ

EŞNÂS et-TÜRKÎ (أشناس التركي; ö. 230/844) Abbâsîler devri Türk kumandanlarından.

Müellif: Hakkı Dursun Yıldız

Fergana bölgesinin ileri gelen ailelerinden olduğu ve ülkesinden getirilen Türk birlikleriyle Abbâsî hilâfetinin hizmetine girdiği ileri sürülen Ebû Ca‘fer Eşnâs et-Türkî’nin Bağdat’a hangi halife zamanında geldiği kesin olarak bilinmemektedir. Göktürk Devleti’ni kuran Aşına ailesine mensup olduğu ve isminin Aşına’dan geldiği rivayet edilen Eşnâs ilk askerî faaliyetlerine Halife Me’mûn devrinde (813-833) başladı. Merv’de halife ilân edilen ve Bağdat’a dönmeyip ülkeyi Merv’den yöneten Me’mûn’a karşı Bağdat halkı İbrâhim b. Mehdî’yi halife ilân edince ülkede karışıklıklar ortaya çıktı. Mehdî b. Ulvân el-Harûrî adındaki bir Hâricî’nin Büzürcesâbûr’da isyan etmesi üzerine (202/817-18) İbrâhim b. Mehdî, Mu‘tasım-Billâh’ı isyanı bastırmaya memur etti. Mu‘tasım’ın maiyetindeki Türk kumandanları arasında bulunan Eşnâs bu isyanın bastırılmasında önemli rol oynadı. Daha sonraki yıllarda Me’mûn tarafına geçen Eşnâs onun 830 yılında Bizans’a karşı yaptığı ilk sefere kumandan olarak katıldı. Müstakil bir birliğin kumandanlığına getirilerek Sundus (Nevşehir) Kalesi’ni fethetti. Kaynaklarda bilgi bulunmamakla beraber Eşnâs’ın Halife Me’mûn’un diğer seferlerine de katıldığı tahmin edilmektedir.

Me’mûn’un 833 yılında ölümü üzerine Eşnâs’ın da aralarında bulunduğu Türk kumandanları Mu‘tasım-Billâh’ın halife olmasını sağladılar. Sâmerrâ şehrinin kurulmasında bazı Türk kumandanları ile görev alan Eşnâs’a Kerh-i Sâmerrâ adı verilen bir bölge tahsis edildi. Burada kendisi için bir saray, birlikleri için de kışlalar ve sosyal tesisler yapıldı.

Eşnâs, Mu‘tasım-Billâh’ın halife olmasından hemen sonra başlayan askerî harekâta katılmayıp bu yıllarda merkezde kalarak özellikle Sâmerrâ’nın kuruluşunda aktif rol aldı. Onun katıldığı ilk büyük askerî sefer 838 yılında yapılan Ammûriye (Amorion) seferidir. Abbâsî ordularının Bâbek isyanını bastırmakla meşgul oldukları sırada Bizans İmparatoru Theophilos’un İslâm ülkesine girerek başta Zibatra olmak üzere Samsat ve Malatya’yı tahrip etmesinin intikamını almak için çıkılan Ammûriye seferinde öncü kolların kumandanı olan Eşnâs Tarsus civarında ana ordudan ayrılarak Niğde yakınlarına kadar ilerledi. Halifeden aldığı emir üzerine bölgeye çıkardığı keşif kollarından Bizans ordusunun ilerlemekte olduğunu öğrenerek durumu halifeye ve Afşin’e bildirdi. Tokat yakınında Kazova’da Bizans kuvvetlerini mağlûp eden Afşin Ankara’da halifeye katıldı. Ordu yeniden düzenlenerek sol kanat kuvvetlerine Eşnâs, sağ kanat kuvvetlerine Afşin kumandan tayin edildi. Eşnâs Ammûriye’nin fethinde de önemli rol oynadı.

Ordu Sâmerrâ’ya dönerken Mu‘tasım-Billâh’a muhalif olanlar Me’mûn’un oğlu Abbas’ı halife yapmak için gizlice yürüttükleri faaliyeti sonuçlandırmaya karar verdiler. İlk hedef ordu ve halife üzerindeki Türk nüfuzunu kırmaktı. Bu sebeple halife ve onun Afşin ve Eşnâs gibi Türk kumandanlarını öldürmeyi planlayan muhalifler ganimetlerin taksimi sırasında planlarını uygulamak istediler. Eşnâs Abbas taraftarlarının şüpheli hallerini takip ederek suikast teşebbüsünü ortaya çıkardı.

Askerî faaliyetleri yanında merkez ve taşra teşkilâtında idarî görevlerde de bulunan Eşnâs 219 (834) yılında Mısır valisi oldu. Bu görevine 225’te (840) Suriye ve el-Cezîre valiliği de ilâve edilmiştir. Eşnâs Mısır’ın ilk Türk valisi olup Türk valileri dönemi Ahmed b. Tolun’un bağımsızlığını kazanmasına kadar devam etmiştir. 226 (841) yılında hâcib ve başkumandan tayin edilen Eşnâs aynı yıl Mu‘tasım-Billâh’tan izin alarak hacca gitti. Başta Mekke ve Medine olmak üzere yol boyunca uğradığı şehirlerin idaresi kendisine verildi. Buralarda halifeyle birlikte onun adına da hutbe okundu. Halife Mu‘tasım başkumandanlık, hâciblik, Mısır, Suriye ve el-Cezîre valiliklerini şahsında toplayan Eşnâs’a kıymetli bir taç giydirerek kendisine güvendiğini göstermiştir.

Vâsiḳ-Billâh’ın halife olmasıyla Eşnâs’ın askerî ve idarî görevlerinde bir değişiklik olmadı. Hatta halife üzerindeki Türk kumandanlarının etkisi artarak devam etti. Buna paralel olarak Eşnâs ihtirastan uzak, akıllı politikası sayesinde elde ettiği makamı hayatının sonuna kadar korumayı başardı. Vâsiḳ-Billâh da Eşnâs’a kıymetli bir taç hediye etmiştir. Eşnâs 2 Rebîülevvel 230’da (17 Kasım 844) Sâmerrâ’da vefat etti.

BİBLİYOGRAFYA

Ya‘kūbî, Kitâbü’l-Büldân, s. 258-261.

a.mlf., Târîḫ, II, 475, 479, 481.

Taberî, Târîḫ (de Goeje), III, 1103, 1239-1267, 1300, 1302, 1318, 1330, 1338.

Mes‘ûdî, Mürûcü’ẕ-ẕeheb (Meynard), VII, 121, 135.

Kindî, el-Vülât ve’l-ḳuḍât (Guest), s. 194-196.

İbnü’l-İmrânî, el-İnbâʾ fî târîḫi’l-ḫulefâʾ (nşr. Kāsım es-Sâmerrâî), Leiden 1973, s. 113.

İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, VI, 342, 417, 481-486, 516, 521; VII, 9, 18.

Takıyyüddin el-Fâsî, Şifâʾü’l-ġarâm bi-aḫbâri’l-Beledi’l-ḥarâm, Beyrut, ts. (Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye), II, 185.

İbn Fehd, Ġāyetü’l-merâm, I, 421-422.

Hakkı Dursun Yıldız, İslâmiyet ve Türkler, İstanbul 1976, s. 68, 69, 90, 91, 134-136, 169, 170.

Osman S. A. İsmail, “Mu’tasım and The Turks”, BSOAS, XXIX (1966), s. 17-21.

el-Ḳāmûsü’l-İslâmî, I, 118.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1995 yılında İstanbul’da basılan 11. cildinde, 472 numaralı sayfada yer almıştır.