FÂTIMA bint HATTÂB

Ümmü Cemîl Fâtıma bint el-Hattâb b. Nüfeyl el-Kureşiyye el-Adeviyye

Hz. Ömer’in kız kardeşi, sahâbî.

Müellif:

Bazı kaynaklarda adının Ümeyme olduğu kaydedilmekteyse de Ümeyme onun lakabıdır. Annesinin adı Hanteme bint Hâşim’dir. İslâmiyet’i kabul etmeden önceki hayatı hakkında bilgi bulunmamakta, amcası Amr b. Nüfeyl’in torunu ve aşere-i mübeşşereden olan Saîd b. Zeyd ile evlendiği ve bu evlilikten Abdurrahman adında bir çocuğu olduğu, Mekke devrinde müslümanlara yapılan eziyetlerden kurtulmak için kocasıyla birlikte Habeşistan’a hicret ettiği bilinmektedir. Hz. Peygamber’in Dârülerkam’a geçmesinden önce kocasıyla birlikte müslüman olan Fâtıma, Kur’an okumayı zaman zaman evlerine gelen Habbâb b. Eret’ten öğrendi. O sıralarda Benî Adî b. Kâ‘b kabilesinin reisi olarak Mekke yönetiminde sefâret görevini yürüten kardeşi Ömer b. Hattâb, Resûl-i Ekrem hakkında verilen ölüm kararını uygulamak üzere yola koyulduğunda Benî Zühre’ye mensup birinden Fâtıma’nın müslüman olduğunu öğrendi ve yolunu değiştirip onun evine gitti. İslâmiyet’i kabul etmelerine kızarak eniştesi Saîd b. Zeyd’i ve kız kardeşini tartakladı. Fakat onların İslâmiyet’i hak din olduğu için seçtiklerini, Allah’a ve resulüne gönülden bağlandıklarını, doğru yolu bulduktan sonra kendisinden korkmadıklarını büyük bir cesaretle söylemeleri üzerine yumuşadı. Eve girmeden önce okunduğunu duyduğu şeyleri görmek istediğini söyledi. Fâtıma, kardeşinden Kur’an âyetlerinin yazılı bulunduğu deri parçalarını yırtmayacağına dair söz alıp boy abdesti almasını da sağladıktan sonra Kur’an âyetlerini kendisine verdi. Bu âyetleri okuyunca Hz. Peygamber’i görmek istediğini söyleyen Ömer’e Resûl-i Ekrem’in bulunduğu Erkam’ın evini tarif etti. Ömer’in İslâmiyet’i kabul etmesinde hiç şüphesiz Fâtıma’nın dinine samimiyetle bağlı olmasının büyük etkisi olmuştur.

Bu olaydan sonraki hayatı hakkında bilgi bulunmayan Fâtıma’nın Hz. Peygamber’den hadis rivayet ettiği söylenmekle beraber rivayetlerinin sayısı belirtilmemiştir.


BİBLİYOGRAFYA

, s. 124.

, I, 271, 367-369.

, III, 268; VIII, 267.

İbn Beşküvâl, Ġavâmiżü’l-esmâʾi’l-mübheme (nşr. İzzeddin Ali – M. Kemâleddin İzzeddin), Beyrut 1407/1987, II, 809-811.

, IV, 381, 437.

M. Hüseyin Heykel, Hazreti Muhammed Mustafa (trc. Ömer Rıza Doğrul), İstanbul 1945, s. 90-91.

, I, 84-85.

, IV, 50-52.

Hüseyin Algül, İslâm Tarihi, İstanbul 1986, I, 234-236.

, III, 171; IV, 225-228.

Mübârekfûrî, er-Raḥîḳu’l-maḫtûm, Beyrut 1408/1988, s. 100-103.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1995 yılında İstanbul’da basılan 12. cildinde, 226 numaralı sayfada yer almıştır.