FAYSAL b. ABDÜLAZÎZ

(1906-1975)

Suudi Arabistan kralı (1964-1975).

Müellif:

Kasım 1906’da Riyad’da doğdu. Suudi Arabistan’ın kurucusu Abdülazîz b. Suûd’un oğludur. Geleneksel bir eğitim gördü. 1919 yılında on üç yaşında iken babası tarafından I. Dünya Savaşı’nın galiplerinden olan İngilizler’i tebrik etmek üzere diplomatik bir heyetle İngiltere’ye gönderildi. Burada bir süre kaldı, aldığı özel derslerle İngilizce ve Fransızca öğrendi. Babasının Şerîf Hüseyin’i yenerek Hicaz bölgesini ele geçirmesinden sonra Hicaz emirliğine (1926) ve ardından Dışişleri bakanlığına getirildi (1930). Suudi Arabistan Krallığı ilân edildiğinde (23 Eylül 1932) başbakan olarak tayin edilen Faysal’a çeşitli bakanlıkların ve emirliklerin sorumluluğu verildi. 1935’te Meclisü’ş-şûrâ’nın başkanlığını da üstlendi ve Dışişleri bakanı sıfatıyla sık sık yurt dışı gezilerine çıkarak pek çok yerde ülkesini temsil etti; bu arada Birleşmiş Milletler’in kuruluşunun gerçekleştirildiği San Francisco Konferansı’na da katıldı (25 Nisan – 26 Haziran 1945) ve Suudi Arabistan adına bildiriyi imzaladı. 9 Kasım 1953 tarihinde veliaht ilân edildikten sonra ağabeyi Suûd’un krallığı zamanında da başbakanlık ve dışişleri bakanlığı görevlerini sürdüren Faysal 23 Mart 1964’te kral nâibiliğine, 2 Kasım 1964’te Suûd’un görevden alınması üzerine krallığa getirildi.

Faysal krallığı döneminde başarılı bir yönetim sergiledi. Suudi Arabistan’ın içte ve dışta birçok meselesini çözerek milletlerarası alanda sözü dinlenir bir devlet haline gelmesini sağladı. Komşu ülkelerle olan sınır anlaşmazlıklarını halletti. 1973 Arap-İsrail Savaşı’nda Mısır ve Suriye’yi malî yönden destekledi. Savaştan sonra petrol ihraç eden Arap ülkelerinin Batılı ülkelere karşı petrol ambargosu uygulamalarında aktif rol oynadı ve bu yolla hem petrolü bir silâh olarak kullandı, hem de yükselen fiyatlar sayesinde hazinenin gelirlerini arttırdı. Dış politikada Cemal Abdünnâsır’ın Arap birliği düşüncesine karşı İslâm birliğini savunan Kral Faysal bu hususta büyük gayretler gösterdi ve müslüman ülke liderleriyle görüşmeler yaparak ilk İslâm Zirve Konferansı’nın toplanmasına (Rabat 1969) ve İslâm Konferansı Teşkilâtı’nın kurulup faaliyete geçirilmesine önemli katkılarda bulundu. İslâm ülkelerinin birliği ve dayanışması yolunda attığı adımların kısa zamanda büyük başarılara ulaştığı görülür.

Kral Faysal her zaman yurttaşları ile ilgilenip onların dertlerinin çözümüne önem vermiş ve her fırsatta kendisinin idareci değil İslâm’ın davetçisi olduğunu belirterek ülkesinde İslâmî ruhun muhafazası için çalıştığını söylemiştir. Sosyal ve ekonomik hayata çeşitli rahatlamalar getirmiş ve eğitim alanında önemli yenilikler gerçekleştirmiş olan Faysal ayrıca ilk beş yıllık kalkınma planını (1970-1975) hazırlatmış ve ulaşım, haberleşme, tarım, sağlık ve imalât sektörlerine büyük kaynakların aktarılmasını sağlamıştır. Bir yandan yurt dışına pek çok öğrenci gönderirken diğer yandan ülkesinin üniversitelerine İslâm dünyasından çok sayıda öğrencinin gelmesine imkân tanımıştır.

Faysal b. Abdülazîz, 26 Mart 1975 tarihinde bir halk görüşmesi sırasında uğradığı suikast sonucu öldü ve yerine kardeşi Hâlid geçti. Dört defa evlenen Faysal’ın birçok çocuğu olmuş ve hemen hepsi Amerika Birleşik Devletleri ile İngiltere’de tahsil görmüştür. Bunlardan, Türkiye’nin Adapazarı şehrinde büyümüş akrabalarından Süneyyân ailesine mensup İffet adlı hanımından doğanlar Türkçe’yi mükemmel şekilde öğrenmişlerdir. Hanımlarından ikisinin boşandığı, birinin erken öldüğü göz önüne alınırsa Faysal’a uzun süre hayat arkadaşlığı yapan tek eşinin İffet Hanım olduğu söylenebilir.


BİBLİYOGRAFYA

H. Tantâvî, el-Fayṣal, Kahire 1975.

R. B. Winder, “Faysal b. Abd al-Aziz, a Personal Reminiscence”, Arabian and Islamic Studies, Essex 1983, s. 257-267.

a.mlf., “Fayṣal b. ʿAbd al-ʿAzîz”, , s. 305-306.

ed-Dâre, I/3, Riyad 1395/1975, s. 1-293 (Faysal özel sayısı).

P. L. Montgomery, “Faysal, Monarch, Statesmen and Patriarch, 1905-1975”, Aramco World Magazine, XXVI/4, New York 1975, s. 18-23.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1995 yılında İstanbul’da basılan 12. cildinde, 265-266 numaralı sayfalarda yer almıştır.