Galata Surp Kikor Lusavoriç Kilisesi ve Ortaçağ Ermeni mimarlığı ile ilşkisi

Tez KünyeDurumu
Galata Surp Kikor Lusavoriç Kilisesi ve Ortaçağ Ermeni mimarlığı ile ilşkisi / Galata Surp Krikor Lusavoric (Saint Gregory the illiminator) Armenian Church and relation between Mediaeval Armeniian architecture
Yazar:LORA BAYTAR
Danışman: DOÇ. DR. TURGUT SANER
Yer Bilgisi: İstanbul Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
Konu:Mimarlık = Architecture ; Sanat Tarihi = Art History
Dizin:
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2004
109 s.
GALATA SURP KRİKOR LUSAVORİÇ ERMENİ KİLİSESİ VE ORTAÇA? ERMENİ MİMARLI?I İLE İLİŞKİSİ ÖZET İstanbul’un en eski Ermeni Kilisesi olarak Galata’daki Surp Sarkis Kilisesi bilinmektedir. Cenevizliler’den satın alınan bir arsa üzerine inşa edilen bu ilk kilisenin mimarisi iyi bilinmemektedir. Yıkılan ilk kilisenin yerine eski Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi inşa edilmiştir. Bazilikal plan şemasında, İstanbul Ermeni kiliseleri tarzında ve bir şapeller bütünü olarak tasarlanan Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi zamanla yangınlar v.s. nedenlerle çeşitli onarımlar geçirmiştir. 1733 yılında büyük bir onarım geçiren kiliseye başka yapılardan söküp getirdiği tahmin edilen bir grup Kütahya çinisi apsis ve apsis çevresindeki duvarlara yerleştirilmiştir. 1958 yılında Adnan Menderes’in başbakanlığı döneminde gerçekleştirilen yol yapım çalışmaları sırasında eski kilise tamamen istimlaka uğramış, 1966 yılında ise mimar Bedros Zobyan tarafından yeni kilise yapılmıştır. Yeni yapı kalan arsa üzerinde, yani eski kilise arsasının 1/3 ‘ünde inşa edilmiştir. İki katil olan yeni kilisenin giriş kapısı önünde iki katil beton bir çan kulesi vardır. Yapı kare bir narteks, beşik tonoz örtülü bir galeri katı, ve kubbeli bir naostan oluşmaktadır. Apsisin iki yanında birer küçük yan oda vardır. Bu odalardan kuzeydeki vaftiz şapeli, güneydeki ise kilise görevlilerinin eşyaları ile kutsal eşyaların saklandığı odadır. Eski kilisenin yıkımı sırasında sökülen çiniler iç süsleme olarak oldukça sade olan yeni Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nin vaftiz şapeli ve mezar şapelinde değerlendirilmiştir. Bu çiniler 18. yüzyıl Kütahya çini sanatının bugüne ulaşan örnekleri olarak özel önem taşımaktadır. istanbul’da gelişen Ermeni mimarisi ile Ortaçağ’da inşa edilmiş Ermeni kiliseleri arasında belirgin farklılıklar vardır. İstanbul’da Fatih döneminde yeni kilise yapılmamış, Bizans’tan kalma kiliselerin bir kaçı Ermeniler’e verilmiştir. 1839 yılında ilan edilen Tanzimat’la birlikte ise daha önce İstanbul’da yasak olan kubbeli kilise yapımı yaygınlaşmıştır. Kilise mimarlığında Ortaçağ’daki klasik Ermeni mimarlığından uzak bir üslup çizgisi egemen olmuştur. Bir 20. yüzyıl yapısı olan Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi ise İstanbul Ermeni mimari kimliğinin dışında bazı özellikler taşımaktadır. Yapı, tamburlu ve sivri külahlı kubbeleri, dış cephelerindeki mimari plastik öğeleri ve dış görüntüsü açısından Ani Katedrali, plan şeması açısından ise Ani Dikran Honentz kilisesi başta olmak üzere pek çok Ortaçağ Ermeni yapısı ile benzerlikler göstermektedir. Bu özellikleriyle Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi, İstanbul’da Şişli Ermeni Mezarhğı’ndaki bir grup mezar yapısı ve Balıklı Ermeni Mezarlığındaki Surp Sarkis Şapeli’nin yam sua İstanbul’da Ortaçağ Ermeni mimarlığı özelliklerini yaşatan yapılar arasında önemli bir yer tatmaktadır. vur
“GALATA SURP KRIKOR LUSAVORIC (SATNT GREGORY THE ILLIMINATOR) ARMENIAN CHURCH AND RELATION BETWEEN MEDIAEVAL ARMENIAN ARCHITECTURE SUMMARY The building of Surp Sarkis Church in Galata is known as the oldest Armenian Church of Istanbul. The architectural features of this first church which was built on a land bought from the Genoese, are not known well. The old Surp Krikor Lusavoric Church was founded at the plot of this collapsed first church. Surp Krikor Lusavoric Church was designed in basillical plan schema, in the style of Armenian Churches of Istanbul and as an integral body of chapels. The building went through a series of repairs due to fires and various other reasons in time. The church underwent a great restoration in 1733 when a group of tiles of Kütahya, assumed to be pulled out from other buildings, were placed into the abscissa and onto the walls around it. The old church was completely expropriated during the road construction works at the premiership of Adnan Menderes in 1958 and the new church was built by architect Bedros Zobyan in 1966. The new building was founded on the remaining plot, namely on the 1/3 part of the old church’s land. There is a two-storied, concrete bellfry in front of the entrance door of the two- storied new church. The building consists of a quadratic narthex, a gallery flat covered by barrel vault and a domed naos. There are two small side rooms on both sides of the abscissa. The room on the north is the baptism chapel, the one on the south is the room where commodities of the church personnel and sacret objects are kept. The tiles pulled out during the demolition of the old church have been placed in the baptism chapel and the cemetery chapel of the new Surp Krikor Lusavoric Church which has a rather plain style concerning the inner decoration. These tiels are of special importance in terms of being samples of the art of Kütahya tiles from 18th century reaching today. There are evident differences between the Armenian architecture of Istanbul and the Armenian churches built in the Middle Ages. No single new church was built during the time of Fatih ( the Conquerer ) in Istanbul and some of the churches remaining from Byzantium were given to the Armenians. Starting with the Ottoman reformation of 1839, the construction of domed churches whcih was previously prohibited in Istanbul, became widespread. In the church architecture a style, distant to the classic Armenian architecture of the Middle Ages became dominating. As to Surp Krikor Lusavoric Church, which is a construction of the 20th century, the building has some features other than the Armenian architectural identity of Istanbul. This building reveals similarities with Cathedral of Ani concerning its cupolaed and sharp-pointed, conical domes, its architectural plastic features at the external facade and its external look. It has also similarities with Ani Dikran Honentz Church concerning the plan schema and with many other mediaeval Armenian buildings. IXWith these characteristics, Surp Krikor Lusavoric Church has an important place among the buildings reflecting characteristic of Medieval Armenien Architectura in Istanbul such as a group of tombstones in Sisli Armenian Cemetery of Istanbul and Surp Sarkis Chapel in Balıklı Armenian Cemetery.

Download: Click here