HÂLİD AĞA ÇEŞMELERİ

İstanbul Kadıköy’de ve Haydarpaşa civarında XVIII. yüzyılda yapılmış iki çeşme.

Müellif:

Bugün Kadıköy’de mevcut olan Hâlid Ağa Çeşmesi, ilk yapıldığında Osman Ağa Camii önünden Altıyol Meydanı’na çıkan ana caddenin solunda, Hâlid Ağa ve Nal sokakları ile sınırlanan üçgen şeklindeki yapı adasında ve cadde kenarında bulunuyordu. Yanında, Tanzimat döneminde şehrin çeşitli semtlerinde Batı üslûbunda inşa edilen kâgir karakol binalarından biri vardı.

Çeşme, Bağdat Valisi Ahmed Paşa’nın kızı Âdile Hatun’un dairesinde yetişen, daha sonra İstanbul’da III. Ahmed’in kızlarından, Sadrazam Râgıb Paşa’nın hanımı Sâliha Sultan’ın konağında hizmet eden siyahî harem ağalarından Hâlid Ağa’nın hayratıdır. 2 Şâban 1206’da (27 Mart 1792) Dârüssaâde ağalığına yükselen Hâlid Ağa Haremeyn-i şerîfeyn evkafı nâzırı olmuş ve 18 Rebîülevvel 1213’te (30 Ağustos 1798) vefat ederek Eyüp’te Mihrişah Vâlide Sultan Külliyesi’nin hazîresine defnedilmiştir. Dış yüzleri kabartmalarla bezenmiş mermer lahitli mezarı bugün de mevcuttur.

Hâlid Ağa, Dârüssaâde ağalarına temlik edilerek onlar tarafından mescidler (Osman Ağa, Câfer Ağa, İbrâhim Ağa) inşa edilen Kadıköy’de ayrıca bir su yolu yaptırmıştır. Su yolu ile iki çeşmeye 26.929 kuruş 54 akçe harcanmış olduğunu gösteren keşif defteri 21 Cemâziyelevvel 1209 (14 Aralık 1794) tarihini taşımaktadır (TSMA, nr. D. 8487/5). Üzerinde üç kitâbesi bulunan çeşmenin esas kitâbesi dört beyit halinde olup âmedî hulefâsından Ârif Bey adlı bir şaire aittir: “Mülûkün âb-ı rûy u revnakı Sultan Selim Hân’ın / Kulu Dârüssaâde ağası zât-ı hulûs-ârâ / Cenâb-ı Hâlid Ağa bu mahall-i cennet-âsâda / Yapıp bu çeşme-i tesnîmi bi’l-hak eyledi icrâ / Gelip nûş eyledikçe âb-ı şîrin ü musaffâsın / Duâ-yı hayrını vird eylesin dil-teşneler hakkā / Misâl-i Kevser aktı Ârifâ târîhi hâmemden / Bu zîbâ çeşmeden iç zemzemi olsun hayât-efzâ” (1209).

Hâlid Ağa Çeşmesi, saçağın üstünde sağ taraftaki ikinci kitâbeden anlaşıldığına göre yapıldıktan bir süre sonra II. Mahmud tarafından 1254’te (1838) tamir ettirilmiştir. Şair Zîver Efendi’nin beş beyitlik tamir kitâbesindeki tarih beytinden bu sırada su yolunun da ihya edildiği sonucu çıkarılabilir. “Çün âb-ı kevser aktı bir târîh Zîver hâmeden / Bu çeşmenin kıldı suyun cârî şehinşâh-ı zamân.” Saçağın sol üst tarafında bulunan üçüncü manzum kitâbede ise Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Vâlide Sultan tarafından yine su yolunun ihya edildiği bildirilmektedir. Âgâh adlı şair tarafından düzenlenen bu beş beyitlik tarihte de, “Suyun buldurdu âb u tâb-ı tedbîriyle dünyânın” denildiğine göre çeşmenin suyunun bir defa daha kesilerek 1285 (1868-69) yılında vâlide sultan tarafından ihya ettirildiği tahmin olunmaktadır. Tarihin son mısraı da bu düşünceyi destekler: “Suyun buldu bu çeşme himmetiyle mehd-i ulyânın.”

Tarihî eseri çok az olan Kadıköy’ün ana caddesini süsleyen bu güzel çeşme, 1930’lu yıllarda yanındaki karakol binası yıktırıldıktan sonra tek başına kalmıştı. Daha sonra 1940’larda bulunduğu yerden sökülerek yan taraftaki sokağa taşındı ve yerine önü direkli dükkânlar yapıldı. 1975-1980 yıllarında Kadıköy Belediyesi çeşmenin daha iyi bir yere taşınmasını teklif etmişti. Ancak Altıyol’da Ermeni kilisesinin yanındaki meyilli araziye kurulması düşünülen çeşme için tasarlanan bu proje gerçekleşmeden unutulmuştur. Bulunduğu ücra yerde ihmale uğrayan, yalaklarının içine doldurulan çöpler zaman zaman yakıldığından mermerleri kararıp kavrulan bu sanat eserinin bir an önce kurtarılması gerekmektedir.

Hâlid Ağa Çeşmesi, bütünüyle mermerden üçüzlü bir çeşme binası olup XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Türk sanatına hâkim olan barok üslûbunun kuvvetli tesiri altında meydana getirilmiştir. Barok profilli iç içe kemerler birbirinden sütunçelerle ayrılmıştır. Orta kemerin üstünde çeşmenin esas kitâbesi yer alır. II. Mahmud ile Pertevniyal Vâlide Sultan’ın kitâbeleri ise cephenin yukarısında saçağın üstündedir. Bu kitâbelerin tuğrası gayretli bir “inkılâpçı” tarafından kazınarak yok edilmiştir.

Hâlid Ağa’nın ikinci çeşmesi Haydarpaşa’da, buradaki köprünün Selimiye tarafındaki bir namazgâhın yanındaydı. Esas biçimi hakkında bilgi olmadığı gibi ilk yapıldığındaki kitâbesi de bilinmemektedir. Şair Zîver Paşa’nın düzenlediği bir manzum tarihten çeşmenin Sultan Abdülmecid tarafından 1255’te (1839) yeniden yaptırılarak ihya edildiği anlaşılmaktadır. Buradaki hastahanenin duvarına bitişik olan bu çeşmenin bütünüyle kırılarak yok edilen kitâbesinin tam metni Mehmed Râif Bey’in eserinde bulunmaktadır. Burada, “…Han Selîm-i sâlisin Dârüssaâde ağası / Hâlid Ağa nâm deryâ-mekremet bir pâk-zât / Yaptırıp bu çeşmeyi sonra harâb olmuş idi / Görüp ol şâh-ı cihan ihyâya kıldı iltifât / …” denildiğine göre Sultan Abdülmecid, Hâlid Ağa’nın su yolu ile birlikte Kadıköy’deki çeşmesini de ihya ettirirken bu ikinci çeşmeyi de yeniden yaptırmıştır. Râif Bey’e göre burada etrafı demir parmaklıklı bir de namazgâh bulunuyordu. 28 Mayıs 1927 tarihli ve 1057 sayılı kitâbeler ve tuğralar hakkındaki kanun yayımlandığında herhalde duvarında bulunduğu hastahanenin (o yıllarda İntâniye Hastahanesi) ileri gelen bir görevlisi tarafından kitâbesi kırdırılan çeşme, daha sonraki yıllarda yalnız üst kısmı görülebilecek şekilde toprağa gömülmüştür. Son yıllarda önünde bir çukur açılarak bir dereceye kadar meydana çıkarılmışsa da önü tekrar dolmaya başlamıştır.

Mermerden olan bu çeşme, görülebildiği kadarıyla Abdülmecid döneminde örneklerine rastlanan empire üslûbunda bir eserdir. Evvelce kitâbesinin bulunduğu dikdörtgen çerçevenin iki yanında süs motifi olarak kabartma birer rübâb işlenmiştir. Fakat toprağa gömülü olan kemeri fazla derin olmayıp barok bir profile sahiptir. Böylece çeşme, XIX. yüzyılın içlerindeki kararsız ve Batı tesirli sanat akımının bir örneğidir.


BİBLİYOGRAFYA

Kadıköy’deki Çeşme. TSMA, nr. D. 8487/5.

Celâl Esat, Kadıköy Hakkında Tetkīkāt-ı Belediyye, İstanbul 1329, s. 24.

, II, 392-396, nr. 308/102.

Mücteba İlgürel, “Hâlid Ağa Çeşmesi”, Semavi Eyice Armağanı-İstanbul Yazıları, İstanbul 1992, s. 299-306.

Affan Egemen, İstanbul’un Çeşme ve Sebilleri, İstanbul 1993, s. 313-316.

Haydarpaşa’daki Çeşme. Mehmed Râif, Mir’ât-ı İstanbul, İstanbul 1314, s. 34-35; a.e.: I-Asya Yakası (haz. Günay Kut – Hatice Aynur), İstanbul 1996, s. 59-60.

Kâzım Çeçen, İstanbul’un Vakıf Sularından Üsküdar Suları, İstanbul 1991, s. 152.

, II, 436, nr. 342/136.

Affan Egemen, İstanbul’un Çeşme ve Sebilleri, İstanbul 1993, s. 312-314, 316.

Semavi Eyice, “İstanbul-Şam-Bağdad Yolu Üzerindeki Mimarî Eserler, I-Üsküdar-Bostancıbaşı Derbendi Güzergâhı”, , IX/13 (1958), s. 85, 105, rs. 3.

Muammer Kemal Özergin, “Üsküdar-Bostancıbaşı Derbendi Güzergâhı Mimarî Eserlerinin Kitabeleri”, a.e., s. 115-116.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1997 yılında İstanbul’da basılan 15. cildinde, 282-283 numaralı sayfalarda yer almıştır.