HAMMÛDE PAŞA CAMİİ ve TÜRBESİ

Tunus’ta XVII. yüzyılda yapılmış cami ve türbe.

Müellif:

Zeytûne Camii’nin kuzeyinde Sîdî Ahmed b. Arûs Zâviyesi’ne bitişik olarak inşa edilen Hammûde Paşa Camii kuzeyden Kasba, batıdan Sîdî Bin Arûs sokaklarının sınırlandırdığı alanda yer almaktadır. Kitâbesi bulunmayan cami, kaynaklara göre 1655 yılında Tunus sancak beyi Hammûde Paşa el-Murâdî tarafından yaptırılmış, cami avlusunda yer alan türbe ise Türkçe ve Arapça kitâbelerine göre -Hammûde Paşa’nın vasiyeti üzerine- torunu Mehmed Paşa tarafından 1097-1098’de (1686-1687) inşa ettirilmiştir. Kitâbelerinde 1097 ve 1098 tarihlerinin ayrı ayrı belirtilmiş olması inşaatın en az iki yıl sürdüğünü göstermektedir. Caminin mimarı aslen Kurtubalı olan Muhammed Nigro’dur. Hammûde Paşa Camii, Tunus’ta Osmanlı devrinde Dayı Yûsuf Camii ile başlayan, bir köşesine sonradan türbenin eklendiği, harimi “U” şeklinde saran revaklı avlulu yapıların ilk uygulamalarındandır.

Dar sokakların sınırlandırdığı eğimli bir araziye kurulan camiye düz atkılı üç kapıdan girilir ve bunlardan kuzeydekinin iki yanındaki merdivenlerden avluya çıkılır. Avlunun güney köşesinde türbe, batı köşesinde minare ve güneydoğusunda hazîre yer alır. Harimde mihrabın solunda bulunan kapıdan imam odasına geçiş sağlanır. Benzer uygulamalar Tunus’taki birçok camide görülmektedir.

Zemini düzgün kesme taşla kaplı avlunun içe girinti yapan kuzey kapısı iki renkli taştan atnalı kemerli, diğer açıklıklar düz atkılıdır. Harimle avlunun doğu bölümünü kuşatan düz örtülü revaklarda atnalı kemerler sütunlara oturmaktadır. Kuzeybatıya doğru genişleyen avlunun güneydoğu duvarında siyah beyaz taştan atnalı kemerli mihrap nişi yer almaktadır. Kuzeybatıda revakların yüksek tutulduğu bölüm, merdivenli ince uzun bir hol ile Attârîn Çarşısı’na bağlanmaktadır. Harimin avluya açılan kapı ve pencereleri iki renkli kaliteli mermer kaplamaları ile dikkat çeker. Kuzeybatıda cephenin ortasında ibadet mekânına geçişi sağlayan atnalı kemerli kapı, siyah zemine beyaz renkli sekiz kollu yıldız motifleriyle, pencereler de enlemesine üç çizginin yanlara doğru yelpaze biçiminde açılan düşey çizgilerle kesilmesinden oluşan siyah beyaz mermer panolarla kaplanmıştır.

24,50 × 16,50 m. ölçülerindeki harim, dört kemer gözlü mihraba dik yedi nefin kıble duvarı önünde mihrap duvarına paralel tek nefle kesilmesinden oluşan bir plana sahiptir. Orta nefin enine nefle kesiştiği mihrap önü bölümü 2,90 m. çapında tromplu kubbe, yan kısımlar ise tekne ve köşelere çapraz tonozlarla örtülmüştür. Dikey uzanan neflerin örtü sistemi daha geniş tutulan ortadaki beşik tonoz, diğerleri tekne tonozlarla oluşturulmuştur. Hammûde Paşa Camii’nin bu plan düzeni, Tunus’ta XIV. yüzyıla veya daha öncesine tarihlenen Halk Camii’ne benzemektedir.

Duvarlara açılan on pencereden ışık alan iç mekânın aydınlatması başarılı değildir. Yarım daire sütunlarla bölümlenen duvarlar yerden 4,50 metreye kadar mermerle kaplanmıştır. Bunun üzerindeki atnalı kemerli alınlıklardan bazıları, oyma tekniğinde yapılmış bitkisel ve geometrik motiflerin bir arada bulunduğu alçı panolarla süslenmiş, harimi örten tonozların içi süslemesiz bırakılmıştır. Kare altlıklara oturan 2,80 m. boyundaki mermer sütunların üzerindeki tablalar yüksek tutulmuştur. Sütunları birbirine bağlayan atnalı kemerler bir sıra siyah, altı sıra açık kahverengi taşla örülmüş, sütun başlıkları dallar üzerindeki üslûplaştırılmış palmet, sarmallar ve üç hilâl motifleriyle süslenmiştir.

Mermer kaplama mihrap, iki yanda meandır başlıklı sütunçelere yaslanan siyah beyaz taştan atnalı kemerlidir. Kemeri çevreleyen silmeler üstte ve yanlarda, içleri sekiz kollu yıldızlarla dolgulanan düğümler oluşturmuştur. Dıştan siyah konturla kuşatılan kemerin alınlıklarına içinde geometrik kompozisyonların yer aldığı kare panolar yerleştirilmiş, alçı ile kaplanan mihrap kavsarası iç içe geçen altıgenler, yedi köşeli yıldızlar ve bunların üzerinde ince oyma biçiminde stilize bitki motifleriyle tezyin edilmiştir. Mihrabın alt bölümü, yuvarlak kemerli farklı renklerdeki damarlı mermer panolarla kaplıdır.

Mihrabın sağındaki minber yine kaliteli mermer işçiliğinin bir eseridir. İki ince sütunçeye yaslanan yuvarlak kemerli kapı açıklığı üzerinde altıgen kartuşlar içine kelime-i tevhid yazılmıştır. Üst kısmı, orta kolları uzun altıgenlerle süslenen yan aynalıkların altında atnalı kemerli süpürgelik yer alır. Minberin üst kısmındaki külâh dört ince sütun üzerindeki atnalı kemerlere oturmaktadır.

Avlunun kuzeybatı köşesinde yer alan minare kare kaide üzerinde yükselmekte olup Dayı Yûsuf Camii’nden sonra Tunus şehrindeki ikinci sekizgen gövdeli minaredir. Gövdenin alt bölümü atnalı kemerli alınlıklar şeklinde düzenlenmiştir. Düz bir yüzey halinde uzanan gövde, en üstte iki renkli taştan yine atnalı kemerli alınlıklarla son bulmaktadır. Üç sıra halinde uzanan kırmızı kırık çizgilerin süslediği kısımdan sonra kaş kemerli konsollarla taşınan şerefe gelmektedir. Şerefenin mermer korkulukları yine geometrik kompozisyonlarla bezenmiştir. Sekiz küçük sütunla taşınan geniş ahşap saçağın üzerinde kısa tutulan petek ve prizma biçimindeki külâh yer almaktadır.

Avlunun güney köşesinde harime göre hafif çapraz yerleştirilen türbe kare planlıdır. Köşelere yerleştirilen sütunlarla görünüşü yumuşatılan dış cephelerin düzenlenmesi birbirinin aynıdır. Yapıya, avluya açılan batı cephenin ortasındaki düz atkılı bir kapıdan girilir. İki renkli taştan geniş bir atnalı kemerle kuşatılan kapı, İtalyan sanatçılara atfedilen renkli mermer süslemeleriyle dikkati çeker. Diğer cephelerde pencerelerin atnalı kemerle çevrelenen alınlıklarına sülüs kitâbeler yerleştirilmiş, kemer alınlıklarında da sekiz kollu yıldız kompozisyonlarının bulunduğu kare panolara yer verilmiştir.

Yapının dış cepheleri, duvarların üst köşelerinde iki renkli taştan ikiz kemerli kör pencerelerle, altları da düz nişlerle teşkil edilmiştir. Bunlardan güneye ve doğuya bakan cephelerdeki nişler boş bırakılmışken diğerleri geometrik kompozisyonların süslediği mermer panolarla kaplanmıştır. Giriş cephesindeki panolar, ortada sekizgenlerin çevresinde altı köşeli yarım yıldızlarla, sokağa bakan cephelerdeki nişler ise dört yönden düğümler oluşturan daire içinde, ortasında altıgenlerin bulunduğu mühr-i Süleyman motifleriyle süslenmiştir.

İç mekânda duvarlar yerden 3,10 m. yüksekliğe kadar beyaz mermerle kaplanmıştır. Siyah ve gri konturlarla şekillendirilen ve iç içe geçen dikdörtgenlerden oluşan mermer panoların üzerinde dilimli kemer dizisi uzanır. Bu kemerlerin içi sarı yaldızla boyanan mukarnaslarla dolgulanmıştır. Türbenin üzerini örten aynalı tonoz, üzeri boyanmış alçı kabartma şeklindeki altı ve sekiz kollu yıldız motiflerinden oluşan geometrik kompozisyonla süslenmiş olup dıştan yeşil kiremitli prizma biçimindeki bir külâh şeklinde düzenlenmiştir.

Sokaktan yüksek tutulan revaklı avlu içindeki türbesi, sekizgen minaresi, mermer minberi, alçı ve mermer süslemeleriyle Hammûde Paşa Camii, Türkler’in Tunus’ta cami mimarisine getirdiği yenilikleri yansıtan önemli bir örnektir. Ayrıca yapı, başta plan şeması olmak üzere iki renkli taştan atnalı kemerleri, sütun başlıkları ve renkli mermer kaplamaları ile Endülüs-Mağrib sanatının etkilerini de taşımaktadır.


BİBLİYOGRAFYA

H. Saladin, Tunis et Kairouan, Paris 1908, s. 56-68.

G. Marçais, Manuel d’art musulman: l’architecture, Paris 1927, II, 850.

a.mlf., L’architecture musulmane d’occident, Paris 1954, s. 462.

L. A. Mayer, Islamic Architects and Their Works, Genève 1956, s. 101.

Slimane Mustapha Zbiss, Les monuments de Tunis, Tunus 1971, s. 18.

a.mlf., La medina de Tunis, Tunus 1981, s. 20.

a.mlf., “Meḥâribü’l-ʿimâreti’d-dîniyye bi’l-Maġribi’l-İslâmî I”, el-Hidâye, V, Tunus 1984, s. 56.

D. Hill – L. Golvin, Islamic Architecture in North Africa, London 1976, s. 98.

G. Michell, Architecture of the Islamic World, London 1978, s. 221.

J. Revault, L’habitation tunisoise, Paris 1978, s. 258-262, rs. 16, 141.

Jamila Binous, Tunis la ville et les monuments, Tunus 1980, s. 94-96.

Muhammed b. el-Hoca, Târîḫu meʿâlimi’t-tevḥîd fi’l-ḳadîm ve fi’l-cedîd, Tunus 1985, s. 182.

a.mlf., Ṣafaḥât min târîḫi Tûnis, Beyrut 1986, s. 52-54, 237.

B. A. Rousseau, el-Ḥavliyyâtü’t-Tûnisiyye (trc. M. Abdülkerîm el-Vâfî), Bingazi 1992, s. 118, 122.

Mehmet Şeker, Başşehir Tunus’taki Türkçe Kitabeler, İstanbul 1992, s. 24.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1997 yılında İstanbul’da basılan 15. cildinde, 494-496 numaralı sayfalarda yer almıştır.