HANZALE b. SAFVÂN el-KELBÎ

Ebû Hafs Hanzale b. Safvân el-Kelbî (ö. 127/745’ten sonra)

Emevîler’in Mısır ve İfrîkıye valilerinden.

Müellif:

Aslen Dımaşklı bir ailenin çocuğu olup kaynaklarda hayatının ilk dönemleri hakkında bilgi bulunmamaktadır. Şevval 102’de (Nisan 721) Emevî Halifesi II. Yezîd tarafından kardeşi Bişr b. Safvân’ın yerine Mısır valiliğine tayin edildi. Üç yıl sonra azledilerek yerine Abdurrahman b. Hâlid getirildi. Ancak Abdurrahman’ın valiliği sırasında Mısır Bizanslılar tarafından işgal edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalınca Halife Hişâm b. Abdülmelik Hanzale’yi vali olarak yeniden Mısır’a gönderdi (118/736).

Hanzale, Külsûm b. İyâz kumandasındaki Emevî ordusunun Hâricî mezhebine mensup Berberîler karşısında yenilgiye uğraması ve büyük bir kısmının öldürülmesi üzerine (123/741) İfrîkıye valiliğine tayin edildi. Safer 124’te (Aralık 741-Ocak 742) İfrîkıye’ye ulaştığında Sünnîler’in mallarını helâl, kadınlarını mubah sayan Abdülvâhid b. Yezîd el-Hevvârî’nin önderlik ettiği Tanca Berberîleri ile, Ukkâşe b. Eyyûb el-Fezârî’nin önderlik ettiği İfrîkıye Berberîleri eyaletin idarî merkezi Kayrevan’ı tehdit etmekteydiler. Önce telkin ve tavsiyelerde bulunarak isyancıları barış için ikna etmek isteyen Hanzale, bu girişiminde başarılı olamayınca üzerlerine ordu göndermeye karar verdi. Abdurrahman b. Ukbe kumandasında yolladığı ordu, Zâb bölgesinde Ukkâşe’nin emrindeki Berberîler’i mağlûp etmek üzere iken Abdülvâhid’in Ukkâşe’nin yardımına yetişmesi sonucu yenik duruma düştü. Bir süre sonra liderlik yüzünden Ukkâşe ile Abdülvâhid’in arası açılınca Hanzale, Kayrevan halkının da gönüllü olarak katıldığı bir orduyu Abdülvâhid’in üzerine gönderdi. Bu ordu Asnam mevkiinde Berberîler’i ağır bir bozguna uğrattı. Abdülvâhid savaş meydanında öldürüldü. Hanzale’nin ordusuna çok sayıda âlimin de katılması, mücadelenin bir Sünnî-Hâricî çatışması olarak telakki edildiği şeklinde yorumlanabilir.

Daha sonra Ukkâşe’nin üzerine yürüyen Hanzale Karn mevkiinde onu da mağlûp etti ve Ukkâşe yakalanarak idam edildi (Cemâziyelâhir 124 / Nisan 742). Yaklaşık 180.000 kişinin hayatını kaybettiği bu savaşı (İbn İzârî, I, 59) Hanzale’nin kazandığını öğrenen meşhur kadı Leys b. Sa‘d’ın, “Bedir’den sonra katılmayı en çok istediğim savaş Karn Savaşı’dır” dediği rivayet edilir. Bu savaştan sonra Trablus Berberîleri’ni de yenilgiye uğratan Hanzale, böylece Kuzey Afrika’daki Berberî isyanlarını hemen hemen tamamıyla bastırmıştır.

Kuzey Afrika’da huzurun sağlanması, Hanzale’ye bu sırada dâhilî çalkantılar içinde bulunan Endülüs’le de ilgilenme fırsatını verdi. Endülüs’e gönderdiği Ebü’l-Hattâr Hüsâm b. Dırâr el-Kelbî, olayları yatıştırarak huzursuzluğun elebaşılarını Kuzey Afrika’ya sürdü. Ancak Endülüs’te ileri gelen şahıslardan bazıları Ebü’l-Hattâr’ın faaliyetlerinden rahatsız oldular. Bunlardan biri de Kuzey Afrika fâtihlerinden Ukbe b. Nâfi‘in torunlarından Abdurrahman b. Habîb idi. Ebü’l-Hattâr’ın kendisine bir kötülük yapmasından endişe eden Abdurrahman, Cemâziyelevvel 127’de (Şubat 745) gizlice İfrîkıye’ye geçti. Emevî Halifesi II. Velîd’in takip ettiği politikaya karşı çıkan Abdurrahman, Ukbe b. Nâfi‘in bölge halkı nezdindeki itibarından istifade ederek (Belâzürî, s. 332) onları, Hanzale’ye karşı başlattığı iktidar mücadelesinde kendi yanında yer almaya çağırdı ve bu çağrısı geniş bir kabul gördü. Hanzale, fitne çıkabileceği endişesiyle Abdurrahman’la savaşma yoluna gitmeyip meseleyi barış yoluyla çözümlemeyi denedi ve kendisine durumu müzakere etmek için Kayrevan eşrafından elli kişilik bir heyet gönderdi. Fakat Abdurrahman heyet üyelerini zincire vurdurarak kalabalık bir ordu ile Kayrevan’a yürüdü. Kayrevan halkının onunla savaşmak istemesine rağmen Hanzale müslümanları birbirine kırdırmamak için onları bu düşünceden vazgeçirdi ve şehrin ileri gelenlerinin huzurunda beytülmâlden 1000 dinar aldıktan sonra Kayrevan’ı Abdurrahman’a bırakarak Dımaşk’a hareket etti (127/745 veya 129/747). Fustat’a ulaştığında Halife II. Mervân’ın kendisini Mısır’a vali tayin etmek istediğini öğrendi. Ancak Mısır halkının onun valiliğine karşı çıkması üzerine Dımaşk’a gitmek zorunda kaldı. Hanzale’nin ölüm tarihi hakkında kaynaklarda kesin bilgi yoktur.


BİBLİYOGRAFYA

, s. 371-376.

, s. 332.

İbn Abdülhakem, Fütûḥu İfrîḳıyye ve’l-Endelüs (nşr. Abdullah Enîs et-Tabbâ‘), Beyrut 1964, s. 102-104.

, s. 70-72, 80-82, 87, 348.

, s. 31, 41, 48.

İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, Kahire 1357, IV, 260.

, I, 58-61.

İbn Ebû Dînâr, el-Müʾnis fî aḫbâri İfrîḳıyye ve Tûnis, Tunus 1286, s. 40.

Selâvî, el-İstiḳṣâ, Kahire 1312, s. 51.

M. Abdullah İnân, Devletü’l-İslâm fi’l-Endelüs, Kahire 1969, I/1, s. 125-126.

Tâhir Ahmed ez-Zâvî, Târîḫu’l-fetḥi’l-ʿArabî fî Lîbyâ, Beyrut 1972, s. 164-165.

Sa‘d Zağlûl Abdülhamîd, Târîḫu’l-Maġrib, İskenderiye 1979, s. 302-314.

Seyyid Abdülazîz Sâlim, Târîḫu’l-Maġrib fi’l-ʿaṣri’l-İslâmî, İskenderiye 1982, s. 234-235.

, II, 286-287.

Hüseyin Mûnis, Fecrü’l-Endelüs, Riyad 1985, s. 159, 176-180, 219-220, 359, 608-609, 662.

R. Basset, “Ḥanẓala b. Ṣafwān”, , III, 169.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1997 yılında İstanbul’da basılan 16. cildinde, 52-53 numaralı sayfalarda yer almıştır.