İBN HAMEVEYH, Muhammed

Ebû Abdillâh Muhammed b. Hameveyh el-Cüveynî (ö. 530/1135-36)

Mutasavvıf, Eyyûbîler döneminde önemli görevlerde bulunmuş bir sûfî ve ulemâ ailesinin ceddi.

Müellif:

449’da (1057) Nîşâbur civarındaki Cüveyn kasabasına bağlı Buhayrâbâd köyünde doğdu. Tahsiline Cüveyn’de başladı. İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’nin derslerine devam ederek ondan fıkıh ve usûl-i fıkıh okudu. Hadiste de ileri bir seviyeye ulaştıktan sonra kendini ibadete verdi. Gençlik yıllarında Abdülkerîm el-Kuşeyrî ile görüştüğü ve ondan istifade ettiği kaydedilmektedir (, II, 125-126). Abdullah-ı Herevî’ye (ö. 481/1089) intisap ettiği rivayet edilmekteyse de bu uzak bir ihtimaldir (Saîd-i Nefîsî, s. 4). Ebû Ali el-Fârmedî ve Ebü’l-Hasan-ı Büstî gibi sûfîlerin sohbetinde bulunan İbn Hameveyh, Ebû Ali el-Fârmedî’den hırka giydi. Birkaç defa hacca gitti. İrşad faaliyetine başladıktan sonra çevresinde toplanan müridlerin sayısı gittikçe arttı. İbn Hameveyh ile görüşen Safedî, onun Sultan Sencer de dahil olmak üzere yüksek kademedeki devlet adamları nezdinde büyük itibarı olmasına rağmen onlardan gelen hediyeleri kabul etmediğini, ziraat yaparak geçimini sağladığını söyler (, III, 28). Buhayrâbâd’da inşa ettirdiği zâviyesinde uzun yıllar irşad faaliyetini sürdüren İbn Hameveyh Nîşâbur’da vefat etti. Cenazesi Buhayrâbâd’a nakledilerek burada toprağa verildi. Meşhur sûfî Aynülkudât el-Hemedânî onun müridlerindendir.

İbn Hameveyh yetiştirdiği önemli şahsiyetlerle İran, Suriye ve Mısır’da dinî ve siyasî hayatta etkili olmuş nüfuzlu bir ailenin ilk büyüğüdür. Bu sebeple aile “âl-i İbn Hameveyh, Benî Hameviyye, evlâdü’ş-şeyh, evlâdü şeyhi’ş-şüyûh” gibi adlarla anılır. Ünlü sûfî Sa‘deddîn-i Hammûye de onun soyundandır (ailenin önemli şahsiyetleri için bk. BENÎ HAMEVİYYE). Makrîzî, ailenin atalarından Rezm isimli şahsın kisrâ Enûşirvân’ın kumandanlarından olduğunu kaydeder (el-Ḫıṭaṭ, II, 33).

Kaynaklarda İbn Hameveyh’in Leṭâʾifü’l-eẕhân fî tefsîri’l-Ḳurʾân ve Selvetü’ṭ-ṭâlibîn adlı iki eseri, ayrıca kırk hadis ve tasavvufa dair birer eseri olduğu kaydedilmektedir (Safedî, III, 28). Kâtib Çelebi’nin ikinci eseri aynı aileden Sadreddin el-Hameveyh’e nisbet etmesi (, II, 999) yanlıştır. Nasrullah Pürcevâdî kaynaklarda zikredilen, ancak adı verilmeyen tasavvufî eserinin son zamanlarda İran’da bulunduğunu söyler. Maḳāmâtü’ṣ-ṣûfiyye adını taşıyan bu eser küçük bir risâledir (Zindegî, s. 12).


BİBLİYOGRAFYA

, III, 28, 431; IV, 259-260.

a.mlf., , II, 125-126.

, X, 63.

, XII, 211.

, XIX, 597.

, III, 28.

, XI, 46.

, II, 33.

, s. 485-487.

, II, 999.

, IV, 95-96.

Saîd-i Nefîsî, Ḫânedân-ı Saʿdüddîn-i Ḥammûye, Tahran 1329 hş., s. 4.

, VI, 110.

, Beyrut 1993, III, 270.

Nasrullah Pürcevâdî, Zindegî ve Âs̱âr-ı Şeyḫ Ebü’l-Ḥasan-ı Büstî, Tahran 1364, s. 11-12.

Abdülhüseyin Zerrînkûb, Dünbâle-i Cüstücû der Taṣavvuf-i Îrân, Tahran 1367 hş., s. 113.

H. L. Gottschalk, “Awlād al-S̲h̲ayk̲h̲”, , I, 765-766.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1999 yılında İstanbul’da basılan 20. cildinde, 23 numaralı sayfada yer almıştır.