II. Meşrutiyet Türkiye’sinde siyaset-yönetim ilişkisi (1908-1914)

Tez KünyeDurumu
II. Meşrutiyet Türkiye’sinde siyaset – yönetim ilişkisi (1908-1914) / Politics – administration relationship in the Turkish Second Constitutional era (1908-1914)
Yazar:MUHAMMED ZAHİD ÇIĞMAN
Danışman: PROF. DR. ADALET ALADA
Yer Bilgisi: İstanbul Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
Konu:Kamu Yönetimi = Public Administration ; Siyasal Bilimler = Political Science ; Tarih = History
Dizin:Devlet idaresi = State administration ; Kamu personeli = Public personnel ; Kamu yönetimi = Public administration ; Meşrutiyet II = Constitutional Monarcy II ; Osmanlı Dönemi = Ottoman Period ; Siyaset = Politics ; Türk kamu yönetimi = Turkish public administration ; Yönetim = Management
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
132 s.
Günümüz Kamu Yönetimi yazınında, mutlak anlamda siyaset-yönetim ayrılığının olamayacağı yaygın kabul görmektedir. Ancak meşru ve etkin bir kamu yönetimi için dar anlamda siyaset- yönetim ayrılığı gereklidir. II. Meşrutiyet Türkiye’si, siyaset ve yönetimin fazlaca iç içe geçmesinin sakıncalarını gösteren bir örnektir. Siyaset- yönetim ayrılığı tabiî bir durum değil, toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda üretilen bir kurgudur. Bu kurgunun hayata geçirilebilmesi de toplumsal şartlara bağlıdır. II. Meşrutiyet Dönemi’nde yaşanan meşruiyet bunalımı, siyasetle yönetim arasına mesafe koyulmasını engellemiştir. Siyasî partiler ve hükümetler, halktan alamadıkları desteği kamu örgütünden almaya çalışmışlardır: İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) yanlısı kamu görevlileri seçimlere müdahale etmiş, buna bir tepki olarak muhalif subaylar bir muhtıra vererek hükümeti devirmişlerdir.İTC, bir süre iktidardan uzak kalmıştır. Bu sırada İTC’ne yakın bazı kamu görevlileri görevden alınmıştır. Babıali Baskını ile yeniden iktidara gelen İTC de muhalif kamu görevlilerinin işine son vermiştir. Kamu görevlilerinden partiye sadakat göstermeleri beklendiğinden liyakat göz ardı edilmiştir. Neticede etkinlikten ve meşruiyetten uzak bir kamu yönetimi ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Siyaset- Yönetim Ayrılığı, II. Meşrutiyet Dönemi, Siyasî Patronaj, Kamu Personeli, Türk Kamu Yönetimi
It is widely accepted in contemporary Public Administration that the absolute dichotomy of politics and administration is neither possible nor desirable. Nevertheless the dichotomy is necessary in the strict sense for a legitimate and effective public administration. Turkey during The Second Constitutional Era may be a good example to understand the disadvantages caused by the extremely close relationship between politics and administration. The politics- administration dichotomy is not a natural condition but a fiction generated in line with social needs. And the realization of this fiction depends on social conditions. The legitimation crisis during The Second Constitutional Era had prevented for some distance to be put between politics and administration. The political parties and governments tried to get the support, which they were unable to get from the people, from the public bureaucracy: Civil servants supporting the Committee of Union and Progress (CUP) intervened the elections and the opposing military officers sent a warning and overthrew the government as a reaction. CUP had distanced itself from the power for a while during which some civil servants who were close to CUP were removed. CUP which came into power again with Babıali Baskını (Babıali Coup d’état) removed the opposing civil servants. Merit was disregarded as civil servants were expected to be loyal the party. As a result, a type of public administration which was far from efficiency and legitimacy came out. Keywords: Politics- Administration Dichotomy, Turkish Second Constitutional Era, Public Personnel, Turkish Public Administration

Download: Click here