İSMÂİL SABRİ PAŞA

(1854-1923)

Mısırlı şair.

Müellif:

Kahire’de doğdu. Mübtediyân Mektebi’nde başladığı öğrenimini Techîziyye ve İdâre (Hukuk) mekteplerinde sürdürdü. 1871’de Ravżatü’l-medâris dergisinde yayımladığı şiirlerle tanınmaya başlanan İsmâil Sabri, hakkında övgü şiirleri yazdığı Hidiv İsmâil Paşa tarafından hukuk öğrenimi yapması için Fransa’ya gönderildi (1874). 1878’de Aix Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olup Kahire’ye döndü. Bir süre Mansûre’de hâkimlik yaptı. 1896’da İskenderiye’ye vali olarak tayin edildi. Üç yıl sonra Adalet Bakanlığı bakan yardımcılığı görevine getirildi. Bu görevden 1907 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. 21 Mart 1923’te Kahire’de vefat etti.

Mahmûd Sâmî el-Bârûdî, Âişe İsmet Teymûr, Ahmed Şevkī ve Hâfız İbrâhim’in de içinde yer aldığı “el-muhâfızü’l-beyânî” diye adlandırılan eski şairleri taklit akımının öncülerinden kabul edilen İsmâil Sabri, Fransa’dan döndükten sonra eski şairleri taklitten uzaklaşmaya, şiirin şairin yaşantısını ve düşüncelerini yansıtması gerektiğini savunmaya başladı. Ona göre şair bir ânını, bir gözlemini veya bir düşüncesini ifade için birkaç beyitle de yetinebilmeli, şiiri gereksiz yere uzatmaktan kaçınmalıdır. Bundan dolayı İsmâil Sabri’nin şiirleri genellikle iki üç beyitten oluşur, altı beyti geçen şiiri çok azdır. Uzun kasideleri de olmakla birlikte bunlar divanında az yer tutar.

İsmâil Sabri özellikle Buhtürî’nin tesirinde kalmış ve onu taklide çalışmıştır. Bu sebeple çağdaşları ona “Mısır’ın Buhtürî’si” lakabını vermişlerdir. Ayrıca Bahâ Züheyr ile İbnü’l-Fârız’dan da hayli etkilenmiştir. Şiirlerinde günlük hayatta kullanılan ifade ve kalıplara yer vermesi ve aşırı duygusal oluşu bakımından Bahâ Züheyr’e benzetilir. Aşk, güzellik, dostluk, ölüm, vatan sevgisi şiirlerinde ele aldığı başlıca konulardır. Mûsikiye çok düşkün olan İsmâil Sabri, şiirlerinin bestelenebilir nitelikte olması için kulağa hoş gelen kelimelerden oluşmasına özen göstermiştir.

İngiltere’nin kontrolü altındaki Mısır hükümetinin bir memuru olması dolayısıyla İsmâil Sabri, çağdaşları Hâfız İbrâhim ve Ahmed Şevkī gibi şiirlerinde milliyetçilik fikrine pek yer vermemiştir. Bununla birlikte Mısır millî hareketinin öncülerinden Mustafa Kâmil Paşa ile dostluğunu sürdürmüş, İskenderiye valisi olduğu sıralarda onun işgal güçlerine karşı halkı bilinçlendirmek amacıyla düzenlemek istediği mitinge hükümetin olumsuz görüşüne rağmen izin vermiştir. Adalet bakanı yardımcısı iken İngilizler’in Mısır bölge müfettişi Cromer’i ziyaret ettiği takdirde bakanlık görevine getirileceğine dair söz verildiği halde onunla görüşmeye yanaşmamıştır.

İsmâil Sabri, “Mısır Mısırlılar’ındır” görüşüyle Hidiv İsmâil Tevfik, Abbas Hilmi ve Hüseyin Kâmil Paşa gibi Mısırlı yöneticiler için övgüler kaleme alırken Bâbıâli’ye ilgisiz kalmıştır. Osmanlı Devleti ile İtalya arasında çıkan Trablusgarp Savaşı münasebetiyle yazdığı şiiri, çağdaşı Ahmed Şevkī gibi dinî duygularla değil olayın insanî boyutundan hareketle kaleme almıştır. Sultan Abdülhamid’in tahttan indirilmesini konu edinen şiirinde olaya yaklaşım tarzı onun Bâbıâli’ye uzak durduğunu ve tarafsız kalmayı tercih ettiğini göstermektedir.

Yaklaşık 2000 beyitten oluşan divanı ölümünden on beş yıl sonra Tâhâ Hüseyin’in önsözüyle Ahmed ez-Zeyn tarafından yayımlanmış (Kahire 1938), eseri Ahmed Kemâl Zekî ve Âmir Buhayrî de neşretmiştir (Kahire 1963). Muhammed Muhammed Abdülmecîd İsmâil Sabri için bir çalışma yapmış, ayrıca Muhammed Kandûr’un onun hakkında verdiği konferanslar yayımlanmıştır (bk. bibl.).


BİBLİYOGRAFYA

, III, 18-21.

Abbas Mahmûd el-Akkād, Şuʿârâʾü Mıṣr ve bîʾâtühüm fi’l-cîli’l-mâżî, Kahire 1950, s. 31-39.

Hannâ el-Fâhûrî, Târîḫu’l-edebi’l-ʿArabî, Beyrut 1953, s. 965-966.

Şevkī Dayf, el-Edebü’l-ʿArabiyyü’l-muʿâṣır fî Mıṣr, Kahire, ts., s. 92-100.

a.mlf., Dirâsât fi’ş-şiʿri’l-ʿArabiyyi’l-muʿâṣır, Kahire, ts., s. 28-43.

Muhammed Muhammed Abdülmecîd, İsmâʿîl Ṣabrî Bâşâ: Ḥayâtühû şiʿruhû merâs̱i’ş-şuʿârâʾ leh, Kahire, ts.

Muhammed Kandûr, Muḥâḍarât ʿan İsmâʿîl Ṣabrî, Kahire 1955-56.

U. Rizzitano, “Ismāʿīl Ṣabrī Pas̲h̲a”, , IV, 194-195.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2001 yılında İstanbul’da basılan 23. cildinde, 120-121 numaralı sayfalarda yer almıştır.