KABAAĞAÇLI, Cevat Şakir

(1890-1973)

Cumhuriyet dönemi roman, hikâye ve deneme yazarı, basın ressamı.

Müellif:

17 Nisan 1890’da Girit’te dünyaya geldi. Babası Ferik Mehmed Şâkir Paşa, annesi Sâre İsmet Hanım’dır. II. Abdülhamid dönemi sadrazamlarından Cevad Paşa amcası, ressam Fahrünnisâ Zeyd ile gravür sanatçısı Aliye Berger kız kardeşleridir. Çocukluğu babasının görevli olduğu Atina’da ve Büyükada’da geçti. Robert College’da okurken yazı yazmaya başladı (1904); daha sonra Oxford Üniversitesi’nde Yakınçağ tarihi öğrenimi gördü. Bir İtalyan hanımla evlenerek bir süre İtalya’da kaldı (1913). Türkiye’ye döndükten sonra babasıyla beraber bulunduğu Afyon’da, anlaşılmayan bir sebeple tabancasından çıkan bir kurşunla babasını vurdu; bunun üzerine on dört yıl hapis cezasına çarptırıldı, ancak vereme yakalandığı için yedi yıl sonra serbest bırakıldı (1921). Bir süre kendini tekke hayatına verdi. Bu arada basın dünyasına girdi ve Güleryüz, Yeni İnci, Resimli Gazete, Resimli Hafta, Zümrüd-i Anka, Resimli Ay gibi dergilerde yazılar yazdı, karikatürler çizdi, kapak resimleri ve desenler yaptı.

1925’te Hüseyin Kenan takma adıyla Resimli Hafta’da yayımladığı “Hapishanede İdama Mahkûm Olanlar Bile Bile Asılmaya Nasıl Giderler?” başlıklı hikâyesi hayatının akışını değiştirdiği gibi edebî kimliğinin belirlenmesinde de önemli bir rol oynadı. Bu hikâyenin asker kaçakçılığını teşvik ettiği ve halkı askerlikten soğuttuğu gerekçesiyle Ankara İstiklâl Mahkemesi’nce üç yıl süreyle Bodrum’a kalebent olarak gönderildi. Burada bir yılı aşkın bir süre kalarak bölgeye ve deniz hayatına bağlanmışken cezasının geri kalan kısmını çekmek üzere İstanbul’a dönmek zorunda kaldı. Bu sırada yeni doğan oğlu Sînâ’nın adıyla basın hayatına devam etti. Cezasının tamamlandığı 1928’de kendi arzusuyla tekrar Bodrum’a döndü ve İzmir’e yerleşeceği 1947 yılına kadar burada yaşadı. Bodrum’un Antik dönemindeki adı Halikarnassos’tan dolayı Halikarnas Balıkçısı takma adıyla eserlerini yazmaya başladı. Bir yandan da yurt dışından tohum ve fidanlar getirtip bunları Bodrum’un değişik yerlerinde yetiştirdi. İzmir’e yerleştikten sonra Demokrat İzmir gazetesinde gazeteciliğe ve yazı hayatına devam ederken turist rehberliği de yaptı. İzmir’den Bodrum’a kadar Ege kıyılarını “mavi yolculuk” adını verdiği rota ile gezdirdi. 13 Ekim 1973’te İzmir’de öldü; vasiyeti üzerine Bodrum’da Gümbet koyuna bakan Türbetepe’ye defnedildi.

Cevat Şakir’in Mütareke yıllarında çizdiği karikatürler, genellikle İstanbul’un gündelik hayatını konu alır ya da işgalci güçlere karşı yürütülen Millî Mücadele’yi destekleyici niteliktedir. Özellikle Ankara’da başlatılan mücadeleye muhalefet eden Ali Kemal’le ilgili karikatürü çok yankı uyandırmış ve sansürün daha da artmasına yol açmıştır. 1928’de yerleştiği Bodrum onun hayatında önemli bir dönüm noktası teşkil eder. Bu tarihe kadar daha çok karikatür, kapak resimleri ve desenler yapan Cevat Şakir bu tarihten sonra giderek ressamlıktan uzaklaşır ve kendisini tamamen yazarlığa verir. Bodrum ve çevresindeki hayat, tabiat, deniz, denizciler, sünger avcıları, balıkçılar, balıklar, kuşlar roman ve hikâyelerinin konusunu oluşturur. Bu konuları tamamen kendi yaşadıklarından ve bizzat gözlemlerinden yola çıkarak eserlerine gerçekçi biçimde yansıtmış, özellikle deniz ve denize bağlı insanların yaşayışları, çeşitli problemleri ve toprakla denizin mücadelesi en çok yer verdiği konular olmuştur. Tarihî muhtevalı romanlarında da yine esas konu deniz ve denizcilerdir. Deneme ve fikir yazılarında ise mitoloji ve tarih ön planda gelir. Eserlerinde özellikle Eskiçağ ve Antik dönem dil ve kültürleriyle bunlara ait mitolojik kişi ve kavramları kullandığı dikkati çeker. Batı medeniyetinin köklerini Anadolu’ya dayandıran ve bu coğrafyada doğan farklı kültürleri bir bütün olarak ele alan Cevat Şakir, aynı zamanda Azra Erhat ve Sabahattin Eyüboğlu ile birlikte Mavi Anadolu hareketinin öncülüğünü yapmıştır.

Eserleri. Hikâye: Ege Kıyılarından (İstanbul 1939), Merhaba Akdeniz (İzmir 1947), Ege’nin Dibi (İstanbul 1952), Yaşasın Deniz (1954), Gülen Ada (1957), Ege’den (1972), Gençlik Denizlerinde (1973). Roman: Aganta Burina Burinata (1946), Ötelerin Çocuğu (1955), Uluç Reis (1962), Turgut Reis (1966), Deniz Gurbetçileri (1969), Dalgıçlar (1991), Bulamaç (1996). Deneme-İnceleme: Anadolu Efsaneleri (1954), Anadolu Tanrıları (1955), Anadolu’nun Sesi (1971), Hey Koca Yurt (1972), Merhaba Anadolu (1980), Düşün Yazıları (1981), Altıncı Kıta Akdeniz (1982), Arşipel (1982), Sonsuzluk Sessiz Büyür (1983). Cevat Şakir ayrıca Mavi Sürgün adıyla hâtıratını yazmış (1961), mektuplarını da Azra Erhat Mektuplarıyla Halikarnas Balıkçısı adıyla bir araya getirmiştir (1979).

BİBLİYOGRAFYA

Sadi Borak, Halikarnas Balıkçısı ve Bir Duruşmanın Öyküsü, Ankara 1982; Şirin Devrim, Şakir Paşa Ailesi, İstanbul 1996; İlknur Hatice Önal, Halikarnas Balıkçısı, Ankara 1997; a.mlf., Merhaba Halikarnas Balıkçısı, Ankara 2005; Halikarnas Balıkçısı Günleri (haz. Özgen Seçkin – Aydın Şimşek), Ankara 1999; Nermidil Erner Binark, Şakir Paşa Köşkü, İstanbul 2000; Cüneyd Okay, Mavi Sürgün’e Doğru, Ankara 2001; Sina Kabaağaç, Dün Sanki Bin Yıllık Uzak Bir Zamandır, İstanbul 2009; Murat Belge, “Mavi Anadolu Tezi ve Halikarnas Balıkçısı”, Birikim, sy. 210, İstanbul 2006, s. 32-45; Mustafa Kutlu, “Kabaağaçlı, Cevat Şakir”, TDEA, V, 59-61.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2016 yılında İstanbul’da basılan (gözden geçirilmiş 2. basım) EK-1. cildinde, 695-696 numaralı sayfalarda yer almıştır.