KALMUKLAR

XV. yüzyılda büyük bir göçebe imparatorluğu kuran Moğol kabilesi.

Müellif:

Doğuda kendi dillerindeki Oyrat ve Çungar, batıda müslüman Türkler’in verdiği Kara-Kalmuk / Kalmık / Kalmak adlarıyla tanınırlar. Kalmuk adının Orta Asya’da Teleüt Türkleri için de kullanılmasından (Ak Kalmuk) etnik bir tabir olmadığı anlaşılmaktadır. İslâm kaynaklarınca benimsenen bir halk etimolojisine göre isim dinle ilgilidir ve Batı Moğolları ile Teleüt Türkleri’ne şamanist kaldıkları için “kalmak” masdarı alem olmuş, aynı şekilde İslâm’a giren Dunganlar’a da bu isim İslâm’a döndükleri için verilmiştir (bk. , VI, 140; , IV, 512).

Kalmuklar, Cengiz Han zamanında Baykal gölünün batısına kadar uzanan ormanlarda ve Altay dağlarının eteklerinde yaşamaktaydılar. Daha sonra bunların bir kısmı Cengiz Han’ın torunu Hülâgû ile birlikte batıya gidip İlhanlı Devleti’nin kuruluşuna yardım etti. Diğerleri ise önce Hülâgû’nun kardeşi Kubilay Han’ın yönetiminde Çin’in fethine ve burada bir Moğol devletinin (Yüan Hânedanı) kurulmasına katkıda bulundular. Bu devletin yıkılıp (1368) bütün Moğollar’ın ülkeden çıkarılmasından sonra da Moğolistan’a dönerek Oyrat veya Kalmuk Hanlığı adıyla anılan büyük bir göçebe imparatorluğu kurdular.

Oyrat Hanlığı’nın kurucusu Togan (Togon) Han (1416-1439), bu devleti bir imparatorluk haline getiren ise oğlu Esen Tayşi’dir (1439-1455). Çin’den Moğolistan’a dönen Moğollar iki ayrı liderin idaresinde iki gruba ayrılmışlardı; bunlar Çoros (Ölet), Hoşut, Dörbet ve Torgutlar’dan oluşan Oyratlar’la (Batı Moğolları) Halhalar (Doğu Moğolları) idi. Oyratlar’a, Cengiz Han zamanında imparatorluk ordusunun sol kanadını teşkil ettikleri için Moğolca’da “sol el” anlamına gelen Cengi (sol) Gar (el) da deniliyordu. Bu tabir sonraları Cungar’a dönüştürülerek özellikle Çoroslar için kullanılmış ve yoğun biçimde yaşadıkları Sinkiang’ın kuzey kesimine Cungarya adı verilmiştir. 1416’da bütün Oyratlar’ı bir devlet otoritesi altında toplayan Togan Han önce müslüman Çağatay Hanlığı’na saldırdı ve Muhammed Veys Han’ı üç defa üst üste mağlûp ederek topraklarının büyük bir kısmını ele geçirdi. Togan Han 1434’te devamlı surette savaştıkları Halhalar’ın lideri Arugtay’ı öldürdüyse de halkına baş eğdiremedi. Bunu 1439’da yerine geçen oğlu Esen Tayşi başardı ve bütün Moğollar’ı yönetimi altında birleştirerek Oyrat Hanlığı’nı Çin İmparatorluğu’nun karşısındaki en büyük güç haline getirdi. Önceleri Çin topraklarına devamlı akınlar düzenleyen Esen Tayşi 1447’de Türkistan’a dönerek Özbek Hanı Ebülhayr Han’ı vergiye bağladı; arkasından İli Kazakları’nı yurtlarından atıp akınlarını Batı Sibirya’nın Tobol ve İşim bölgelerine kadar uzattı. 1449’da ise tekrar güneydoğuya yöneldi ve Ming hânedanından İmparator Ying-tsung’u esir aldı; onu serbest bırakma karşılığında da Çin’i vergiye bağlayıp kapılarını ticarete açtırdı.

Devletin sınırlarını Sinkiang ve Çin Seddi’nden Balkaş gölüne kadar genişletmeyi başaran Esen Tayşi’den sonra Oyrat-Halha savaşları yeniden başladı ve Moğol birliği dağıldı. Her ne kadar Dayan Han birliği tekrar kurduysa da bu devamlı olmadı ve onun ölümünden sonra devlet çeşitli Oyrat ve Halha beyliklerine bölündü. 1604’te Horluk adlı bir Torgut beyi önce Hârizm’i istilâ etti; ardından 1618’den 1632’ye kadar süren göç dalgaları halinde kendi ulusunu batıya, İdil (Volga) boylarına taşıyarak orada İdil Kalmukları Hanlığı’nı kurdu (1632). Yaklaşık aynı yıllarda Hara Hula adlı başka bir bey de doğuda, Cungarya’da eski Oyrat Hanlığı’nı yeniden canlandırdı.

Cungar Hanlığı adıyla tanınan Doğu Kalmukları’nın önemli hükümdarlarından Galdan Han, Halhalar’ı da egemenliği altına alarak 1682’de Kâşgar’ı ve arkasından bütün Moğolistan’ı fethetti. Ardından gelen Sevang Rabdan (1697-1727) ve Galdan Sereng (1727-1745) Taşkent dahil bütün Orta Asya’yı ele geçirerek devleti en geniş sınırlarına ulaştırdılar. Fakat daha sonra ortaya çıkan dâhilî kargaşalıktan faydalanan Çin İmparatoru Çienlong birkaç yıl içerisinde Cungar egemenliğine son verdi ve asker-sivil 500.000’den fazla kişiyi kılıçtan geçirerek Cungar halkını ortadan kaldırdı (1758). Batıdaki İdil Kalmukları ise sırasıyla hüküm süren Horluk, Dayçin, Bunçuk ve Ayuke’nin hanlıkları sırasında bir yandan Kırım Hanlığı, bir yandan Rus Çarlığı ile savaşarak bağımsızlıklarını korudularsa da 1724’te Rusya’ya bağlandılar. Bunların 300.000 kadarı 1770’te siyasî bir oyuna getirilen son hanları Ubaşi’nin önderliğinde eski yurtları Cungarya’ya geri gönderildi. Ancak bu hareket bir felâkete dönüştü ve yola çıkan Kalmuklar müslüman Kazaklar tarafından Balkaş gölü çevresindeki çöllere sürülerek orada çetin tabiat şartlarında imha edildiler; sadece 70.000 kadarı Cungarya’ya ulaşabildi ve artık buranın hâkimi olan Çinliler’den mülteci muamelesi gördü. Ubaşi’nin göçünden sonra geride kalan Kalmuklar Pugaçev ayaklanmasına (1773-1774) katıldılar. Ayaklanmanın bastırılmasının ardından sayıları 50.000 civarında olan Kalmuklar’ın yerleşim merkezlerine 10 kilometreden fazla yaklaşmaları yasaklandı. XIX. yüzyılın sonlarında bunların Sünnî Müslümanlığı benimseyen küçük bir kısmı Orta Asya’ya göç etti ve Isık Göl civarına yerleşerek Sart (sert) Kalmuk adıyla tanındı.

Aşağı İdil bozkırlarında göçebe hayatı süren İdil Kalmukları, 4 Kasım 1920 tarihinde Astarhan yöresinde Rusya’ya tâbi özerk bir Kalmuk bölgesi (oblast) kurulması için izin aldılar. Rusya, 20 Ekim 1935’te Kalmukya denilen bu özerk bölgeyi Kalmuk Otonom Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adı altında Sovyetler Birliği’ni oluşturan cumhuriyetlerden biri haline getirdi. Başşehri Elista olan bu cumhuriyetin 75.900 km2 yüzölçümündeki toprakları kuzeyde İdil nehri, batıda Don Kazakları arazisi, güneyde Dağıstan Cumhuriyeti ve doğuda Hazar deniziyle çevrilmişti. Ancak II. Dünya Savaşı sırasında Kalmuklar’ı Almanlar’la iş birliği yapmakla suçlayan Stalin cumhuriyetlerini ilga ederek Doğu Sibirya’daki çalışma kamplarına sürdü (1943); arkasından da Kalmukya topraklarına Rusya’nın iç bölgelerinden getirilen Ruslar yerleştirildi. 1958 yılında Sovyetler Birliği’ndeki diğer “cezalı milletler” gibi Kalmuklar da geri döndüler ve eski statülerine kavuştular. Bugün Rusya Federasyonu’na bağlı Kalmuk Özerk Cumhuriyeti’nde yaşamaktadırlar ve cumhuriyet nüfusunun % 40’ını oluşturan mevcutları 600.000’dir (1991).


BİBLİYOGRAFYA

R. Grousset, Bozkır İmparatorluğu: Attila, Cengiz Han, Timur (trc. M. Reşat Uzmen), İstanbul 1980, s. 465-480.

A. Zeki Velidi Togan, Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakın Tarihi, İstanbul 1981, I, 160-172.

B. Y. Vladimirtsov, Moğolların İçtimaî Teşkilâtı (trc. Abdülkadir İnan), Ankara 1987.

R. Caratini, Des Nationalitès et des minoritès de l’ex- U.R.S.S., Paris 1992, s. 99-102.

R. Cagnat – M. Jan, İmparatorluklar Beşiği (trc. Erden Akbulut – T. Ahmet Şensılay), İstanbul 1992, s. 42-44.

“Kalmıki”, Magodı Roccii, Moskova 1994, s. 178-181.

Baymirza Hayit, Türkistan Devletlerinin Millî Mücadeleleri Tarihi, Ankara 1995, s. 7-142.

Shirin Akiner, Sovyet Müslümanları (trc. Tufan Buzpınar – Ahmet Mutu), İstanbul 1995, s. 325; ayrıca bk. İndeks.

J.-P. Roux, Orta Asya: Tarih ve Uygarlık (trc. Lale Arslan), İstanbul 2001, s. 355-356.

E. Tryjarski, “A Polish Report on the Qalmuq from 1870”, , LI/2 (1998), s. 5-15.

W. Barthold, “Kalmuklar”, , VI, 140-141.

Mirza Bala, “Kalmuklar”, a.e., VI, 141-142.

J. A. Boyle, “Kalmuk”, , IV, 512.

G. E. Wheeler, “Kalmuk”, a.e., IV, 512.

“Kalmıtskaya Autonomnaya Sovetskaya Sotsialistiçeskaya Respublika”, , XI, 220-225.

Abdülkadir İnan, “Kalmuk’lar”, , XXI, 167-169.

R. Murphey, “Dzungaria”, , VII, 832.

Lawrence Krader, “Kalmyk”, a.e., XIII, 195-196.

John Richard Krueger, “Mongol”, a.e., XV, 716-717.

Herbert Franke, “Mongol Empires”, a.e., XV, 723-724.

“Çungarlar”, Büyük Larousse, İstanbul 1986, VI, 2806.

“Kalmuklar”, a.e., XII, 6238.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2001 yılında İstanbul’da basılan 24. cildinde, 267-268 numaralı sayfalarda yer almıştır.