KARAKORUM

Moğolistan’da iki tarihî şehir.

Müellif:

“Kara kaya, kara taş yığını” anlamına gelir. Karakorum (Moğolca Harahorim) adını taşıyan şehirlerden biri Uygur Hükümdarı Bögü Kağan (759-779) tarafından Orhon nehrinin sol kıyısında Ügeynor gölünün güneydoğusunda kurulmuştur. Kaynaklarda umumiyetle Ordubalık, bazan da Mubalık adıyla anılan şehir Uygur Devleti’nin yıkılmasıyla birlikte terkedilmiş ve X. yüzyılda tamamen harabe haline gelmiştir. Aynı adı taşıyan iki şehirden kısa ömürlü olanı, dolayısıyla hakkında daha az bilgi bulunanı bu şehirdir. Günümüzde şehirden geriye sur kalıntıları ile bazı binalara ait temeller kalmıştır. Karakorum adını taşıyan ikinci şehir ise Cengiz Han tarafından 1220’de Orhon nehrinin sağ kıyısında ilk şehrin güneyinde kurulmuştur. İnşası Ögedey Han zamanında 1234 yılında tamamlanan şehrin etrafı ertesi yıl surlarla çevrilmiş, bir de saray inşa edilmiştir. Moğol İmparatorluğu’nun başşehri olan Karakorum devrin kaynaklarında zaman zaman Ordubalık resmî adıyla zikredilmiştir (Cüveynî, I, 192).

Karakorum’u ziyaret eden Atâ Melik Cüveynî, Wilhelm von Rubruk ve Plano Carpini gibi seyyah ve tarihçilerin verdiği bilgiler şehrin XIII. yüzyılın ortalarındaki durumunu göstermesi bakımından önemlidir. Büyük Han’ın huzuruna çıkan Fransisken keşişi Plano Carpini (ö. 1252) Karakorum’u Moğolistan’da bulunan yegâne şehir olarak tasvir eder (Moğol Tarihi ve Seyahatnâme, s. 26). Karakorum’a sonuncusu 1252-1253’te olmak üzere üç defa seyahat eden Cüveynî şehre Çin’den, müslüman ülkelerinden meslek sahiplerinin getirildiğini ve bölgede ziraata başlandığını belirtir (Târîḫ-i Cihângüşâ, I, 192). Şehri 1254’te ziyaret eden Rubruk’un verdiği bilgilerden anlaşıldığına göre şehir etnik ve dinî açıdan oldukça kozmopolit bir yapıdaydı. Birçok din ve inanca mensup insanların yan yana yaşadığı şehirdeki başlıca dinî grupları Şamanistler, Budistler, Maniheistler, müslümanlar ve hıristiyanlar oluşturmaktaydı. Şehirde on iki Budist mâbedi, iki cami ve bir Nestûrî kilisesi mevcuttu. Dört kısımdan meydana gelen Karakorum’da önemli miktarda Çinli ve müslüman zanaatkârla tüccar vardı (Rubruk, s. 111). İki kışlanın bulunduğu şehrin etrafı kerpiç surlarla çevriliydi ve hanın sarayı da hemen şehrin dışında yer almaktaydı. Mengü (Möngke) Kağan zamanında (1251-1259) Karakorum’un yerleşim alanı genişletildi ve büyük Budist tapınakları inşa edildi.

Mengü Kağan’ın halefi Kubilay Han (1260-1294) Moğol İmparatorluğu’nun başkentini Şangdu/Hanbalık (Çin kaynaklarında Ta-tu, bugünkü Pekin) şehrine nakletti. Kubilay’a isyan eden kardeşi Arıkboğa (Arıg Buka) aynı yıl Karakorum’a hâkim olduysa da şehir Kubilay tarafından şiddetli bir muhasaradan sonra geri alındı. İmparatorluğu Çin’den yöneten Kubilay Han ve halefleri döneminde siyasî önemini kaybeden Karakorum bu devirde Moğol valilerinin idare merkezi durumundaydı. 1277’de bir ara Ögedey’in torunu Kaydu Kağan’ın egemenliğine girdi ve XIV. yüzyıl başlarında yeniden canlanarak doğu yönünde genişledi. 1368’de Çin’de Moğol hâkimiyetinin sona ermesinin ardından Biligtü Kağan, Karakorum’u yeniden başşehir haline getirdi. 1388’de Ksuda kumandasındaki Ming ordusu tarafından yağmalanan şehri XVI. yüzyılda Mengü Dayan Han bir defa daha başkent yaptı. Ancak bu durum şehrin çöküşünü önleyemedi. Sonraki dönemlerde Börçigin ve Oyrat kavimleri arasında el değiştirdi ve zamanla tamamen terkedildi.

Karakorum’un harabeleri 1889’da Nikolay M. Yadrintsev ve A. M. Pozdneev tarafından keşfedildi. F. Wilhelm Radloff 1891’de ziyaret ettiği şehrin kalıntılarını, 1892’de yayımlanan Atlas der Alterthümer der Mongolei adlı eserinde ayrıntılı biçimde tasvir eder. Karakorum’da ilk arkeolojik kazıları 1933-1934’te D. Bukiniç gerçekleştirdi. 1948-1949’da Sergey V. Kiselev başkanlığında Moğol ve Rus arkeologlar tarafından yapılan kazılarda önemli kalıntılara ulaşıldı. Arkeolojik kazılar 2000-2004 yıllarında Bonn Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü ile Moğolistan İlimler Akademisi’nin iş birliğinde Jan Bemmann ve Ernst Pohl başkanlığında devam ettirildi. Kazılar neticesinde Budist mâbedleri, demirci ve tuğla atölyelerine ait kalıntılar, fırınlar, yollar, tuğla ve kerpiç binalar, yerden ısıtma sistemleriyle Çin ve Orta Asya yapımı pek çok eşya ortaya çıkarıldı. Moğolistan Başbakanı Tsakhiagiin Elbegdorj, 2004’te Karakorum’un yerinde yeni bir şehir inşa ettirmek için bir proje geliştirmeye karar verip bu iş için uzmanlardan oluşan bir çalışma grubu tayin ettiyse de Elbegdorj’un 2006 yılındaki istifasıyla proje askıya alındı.

BİBLİYOGRAFYA

Cüveynî, Târîḫ-i Cihângüşâ, I, 39, 169, 192-194; Reşîdüddin Fazlullāh-ı Hemedânî, Câmiʿu’t-tevârîḫ (nşr. Muhammed Rûşen – Mustafa Mûsevî), Tahran 1373 hş., II, 824, 829, 838-848, 869, 883, 949; W. von Rubruk, Moğolların Büyük Hanına Seyahat: 1253-1255 (trc. Ergin Ayan), İstanbul 2001, s. 104-107, 111-112; J. de Plano Carpini, Moğol Tarihi ve Seyahatnâme: 1245-1247 (trc. Ergin Ayan), Trabzon, ts. (Esen Ofset Matbaacılık), s. 26; Qara Qorum-City (Mongolia), I: Preliminary Report of the Excavations 2000-2001 (ed. H. R. Roth – U. Erdenebat), Bonn 2002, s. 12-19, 34-41; M. Walther, “Yerleşik Bir Karargâh İçin En Uygun Yer: Orhon Vadisi Coğrafyası ve Karakurum (Harhorin) Çevresi Üstüne Giriş ve Hidrolojik Coğrafya”, Cengiz Han ve Mirasçıları: Büyük Moğol İmparatorluğu (ed. Samih Rifat), İstanbul 2006, s. 183-188; Hans-Georg Hüttel, “Karakurum: Tarihsel Bir Bakış”, a.e., s. 189-194; a.mlf., “Karakurum Moğol-Alman Araştırma Heyeti (MDKE)”, a.e., s. 195-197; a.mlf., “Ögedey Han’ın Sarayı: Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün Karakurum’daki Kazıları”, a.e., s. 199-208; Christina Franken, “Karakurum Saray Bölgesi Seramik Fırınları”, a.e., s. 209-235; U. Erdenebat – E. Pohl, “Başkentin Orta Yerinden: Karakurum’un Merkezinde Bonn Üniversitesi’nin Yürüttüğü Kazılar”, a.e., s. 237-277; W. Barthold – [R. R. Arat], “Kara-Korum”, İA, VI, 291-292; W. Barthold – J. A. Boyle, “Ḳaraḳorum”, EI2 (İng.), IV, 612-613.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2019 yılında Ankara’da basılan (gözden geçirilmiş 3. basım) EK-2. cildinde, 22-23 numaralı sayfalarda yer almıştır.